Why? [Luhan]

EXO OC ONE SHOTLAR

YAZAR : HAUTE

TÜR : OC, ONE-SHOT, DRAM, ANGST

ÇİFT : LUHAN AND YOU

***

Gözlerimi açtığımda, içimdeki boşluğun sebebini anlamam uzun sürdü.

Ancak yatağın öbür tarafına döndüğünde fark edebildim gittiğini...

Gözyaşlarım, burnumdaki sızlama, boğazımdaki düğüm... Bunlara rağmen her şeyin bir kabus olduğuna inandırmaya çalıştım kendimi, umutsuzca...

Hala bir aptal gibi bekliyorum... Banyodan ağzında diş fırçanla çıkıp, kocaman gülümseyerek günaydın demeye çalışmanı bekliyorum... Ama hayır, bu sabah olmayacak bu. Ve bundan sonraki diğer sabahlarda da. İşte bu yüzden ev buz gibi... Bu yüzden ruhum karanlık...

Gözyaşlarım kendiliğinden süzülmeye başlıyor... Neden gittin Luhan? Neden beni de götürmedin? Neden hissettirmedin yaşadığın bunca zorluğu? Neden? Neden yanında olmama izin vermedin?

Sorular doluşuyor kafama... Sen gittiğin için, hepsi cevapsız kalmaya mahkum artık. Düşünüyorum, anlamaya çalışıyorum... Neden içinde kopan fırtınaları gizledin Lu? Neden benimle paylaşmadın hiçbir şeyi?

Gözlerimin önünde olanları göremediğim için kendimden nefret ediyorum... Seni anlayamadım, sana destek olamadım... Tüm acıları tek başına göğüslerken, ben yüzündeki gülüşün acılarını maskelediğini anlayamadım... Özür dilerim sevgilim...

***

Bir hafta geçti çoktan... Koca bir hafta...

Her sabah göğsümün üzerinde büyük bir ağırlıkla uyandım, sen de mi bunu yaşıyordun? Ama en kötüsü ne, biliyor musun sevgilim? Bunca zaman benden gizlediğin her şeyi televizyonlardan öğrenmek.

Tüm o uykusuzluklarını, seni benden koparan her şeyi.

Evin önündeki gazeteciler bile gitti Luhan. Onlar bile senin döneceğine inanmıyor artık. Peki neden yalnızca ben bekliyorum? Bir aptal gibi, içimdeki o küçücük umut kırıntısına sarılmayı tercih ediyorum?

Bilmiyorum, yalnızca dönmeni bekliyorum.

***

Şu an deli gibi yağmur yağıyor Luhan.

Nerdesin şimdi? Ne yapıyorsun? Senin olduğun yerde de yağmur yağıyor mu? Benim yaptığım gibi, sen de beni hatırlıyor musun? Çoktan unuttun mu yoksa?

Yaşamak her geçen dakika daha da zorlaşıyor Luhan. Sen yokken nefes alamıyorum. Bütün gün resimlerimize bakarak ağlıyorum, sonra da yorgun düşüp uyuyorum. Çocuklar geliyor nasıl olduğuma bakmak için. Normal davranmaya çalışsalar da, gözlerindeki endişeyi fark edebiliyorum. Bir delilik yapmamdan korkuyorlar.

Halbuki, zaten şu anda en büyük deliliği yapıyorum.

Sensiz yaşamaya çalışmak, deliliklerin en büyüğü.

***

Artık dayanabileceğimden emin değilim.

Baktığım her yerde seni görmek, boşlukta sesini duymak...

Zaman ihanet ediyor hatıralarına, kokunu zorla çekip alıyor ellerimden. Ev artık Luhan kokmuyor.

Evimiz, artık sen olmadığın için evimiz demek istemesem de, böyle dediğimde sanki her şey yerli yerindeymiş gibi hissediyorum. Sanki sen hiç gitmemişsin, ben arkandan gözyaşı dökmüyorum... Her Pazar olduğu gibi, birlikte aldığımız koltuğun üzerine yayılmış saçma sapan romantik komedilerden birini izliyoruz... Yada mutfak, yaktığın kurabiyelerin kokusuna bulanmış... Ne bileyim, öyle işte.

Vazgeçmek üzereyim Luhan.

Ruhumun çığlıklarını duymuyor musun?

Bu kadar mı uzaklaştı kalplerimiz?

***

Yakında her şey bitecek.

Çünkü artık biliyorum.

Dönmeyeceksin.

Hoşça kal, sevgilim.

Bu kadar güçsüz olduğum için özür dilerim. Beni affetmeni beklemiyorum.

Ama en azından, unutma beni.

Çünkü seni her şeyden daha çok sevdim, her şeyden vazgeçecek kadar çok.

-LUHAN'IN BAKIŞ AÇISI-

Telefonumun ekranındaki numarayı gördüğümde güçlükle yutkundum. Ortadan kaybolduğumdan beri kimseyle iletişime geçmemiştim ve şimdi bu beni korkutuyordu. İçimde tarifsiz bir korku, tedirginlik vardı. Tereddütle açtım telefonu.

''S-suho?''

''O kayıp! Lanet olsun evde yokmuş!'' Bir an kalbim atmayı kesti sanki. İçimdeki tarifsiz his adını bulmuştu.

Kaybetme korkusu.

***

Mümkün olan en hızlı şekilde Kore'ye döndüm. Her dakika, ömrümden ömür gidiyordu sanki. Onu geride bırakırken ne düşünüyordum Tanrı aşkına?! Ne kadar kırılgan olduğunu bilmiyor muydum? Nasıl bu kadar aptal olabilmiştim? Sorunlarımın gözümü kör etmesine izin vermişim! Bu sadece... Ara vermeye ihtiyacım vardı ve... Ve onu endişelendirmekistememiştim... Dönecektim, onsuz nasıl yaşayabilirdim ki?

Tanrım lütfen. Ona bir şey olursa yaşayamam.

***

Saatlerdir bekliyorduk. Arama çalışmaları tüm hızıyla sürüyordu ama hala ondan bir haber yoktu. Delirmek üzereydim! Nereye gidebilirdi? Düşünmek istemiyorum... O kötü senaryoların hiçbirini düşünmek istemiyorum... Saçlarımı yolmak ve dudaklarımı kemirmekten başka yapabileceğim bir şey yoktu.

''Eşgaline uyan biri bulunmuş!'' Tao soluk soluğa yanımıza gelince hepimiz ona döndük. Suratı kireç gibiydi. ''Menajer hyung konuşurken duydum. Nehrin, dağlık araziden geçtiği ıssız bir yerde... Genç bir kadın cesedi bulunmuş...''

Suho bana dönüp ters bir bakış attı.

''Dua et ki o olmasın Luhan... Yoksa inan bana, cehenneme giden biletini kendi ellerimle keserim.'' Dişlerinin arasından tısladı. Karavana binerken kalbim deli gibi çarpıyordu.

O yoksa, ben zaten yaşayamazdım.

***

Sarı şeritlerin gerisinde, beyaz tulumlu adamların çevresini sardığı noktaya baktım.

Hayır, doğru olamazdı... Yanlış görüyor olmalıydım, bir hata olmalıydı...

Sedyenin üzerinden alınıp, ceset torbasına konulan o beyaz beden benim sevdiğim kadın olamazdı.

Boğazımdan bir çığlık yükseldi ona koşarken.

Sırılsıklamdı, ve buz gibi. Her zaman sıcacık olan o kadın, şimdi tüm dünyaya inat buz tutmuştu.

Ellerimden zorla koparılırken, arkasından bakmaktan başka bir şey yapamadım. Öylece gitmesine izin verdim... Daha önce yaptığım da bu değil miydi?

Gözyaşlarım bile soğuktu artık. Kalbim buz tutmuştu. Güneşim söndüğünden beri,içimde sıcaklığa dair hiçbir şey kalmamıştı.

Artık karanlığa mahkumdum.

***

İşte yeniden kollarımın arasındasın.

Ama bu soğuk porselen yerinde, sıcacık bedenini sarmayı dilerdim.

Elimde kalan tek hatıranla, küllerinle baş başayım.

Affet beni sevgilim.

*** SON ***

Dram yazamayan yazarın dramı...

 

Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
Bbhloveesss #1
Chapter 2: Bir an 6 sene geriye gittim ve ilk okuduğum zamanları hatırladım, aile içi problemleri sağlam psikoloji ile atlatmamı sağlayan ssp❤️
aeriaeri004
#2
Chapter 23: çoğunu unutmuşum okuyunca koskoca mazi canlandı gözümde :")
ddaisyW #3
Chapter 30: Gerçekten OKB ile yaşamak o kadar zor ki... :'(
ddaisyW #4
Chapter 24: Savior'un devamının olmasını çok isterdim.Çünkü Kris'in aslında olduğu gibi nazik bir adam olarak betimlendiği tek fic diyebilirim.
ddaisyW #5
Chapter 1: Maga be bunları bulup heyecanla okuduğum günleri hatırladım :')
DaisyW
#6
Hello Ben geldiiim ❤️❤️
EbruDavut #7
Yazarcım başardım mı? Girebildimmi bende 5 kitap yazdığının görünmesi normalmi