Don't Worry My Dear [Kyungsoo]

EXO OC ONE SHOTLAR

''Minseok Oppa!'' sımsıkı sarıldın ona. Sabahtan beri içini çeke çeke ağlıyordun zaten. Evet, bu günün eninde sonunda geleceğini biliyordun ama çok ani olmuştu. Gerçi sana '1000 yıl sonra gidecek, hazır mısın?' diye sorsalar onu da ani bulurdun. Canın ciğerin, kendini bildin bileli sana abilik etmiş Minseok'suz geçecek iki yılı düşünmek dahi istemiyordun. 

''Ne diye yaygara koparıyorsun, başka ülkeye göçecek değil ya...'' 

Tabi ya. Do Kyungsoo. Kriz zamanlarının en soğukkanlısı, en mantıklı düşüneni. Bir de çocukluğundan beri yanık olduğun adam. 

''BANA NE YA BANA NEEEEEE!'' o böyle söyledikçe ağlamaların şiddetleniyordu.

''Üniformasının omzunu sümüklerinle doldurmaya niyetlisin sanırım. İlk günden kılık kıyafet mevzuatına aykırı davranmaktan ceza alsın istiyorsan devam et.''

''Ne cezası be?'' yüzünü gözünü silip dikkatini ona vermeye çabaladın. 

''Çok basit. Çarşı izni iptal olur, mıntıka temizliği yapar... Her şey olabilir...''

Minseok sizin bu kedi köpek didişmenizi gülümseyerek izliyordu. Her şeyin farkında olan tek kişiydi. İkiniz de gizlediğinizi zannetseniz de, Minseok biliyordu Kyungsoo'ya karşı hislerini. Ve asla ihtimal vermediğin şekilde, onun da sana karşı boş olmadığını.

''Korkutmasana kızı...'' Kyungsoo'yu kucakladı bu defa. Hiçbir şey demeden uzun uzun sarılmalarını görünce sessiz sessiz ağlamaya devam etmiştin. Oysa ki Minseok fısıldamıştı kulağına Kyungsoo'nun. 'Sana emanet, ona çok iyi bak.'

Kucaklaşmaları sona erdiğinde Minseok bir adım geri çekildi ve asker selamı çaktı. Gülümsüyordu, biliyordun ki güzelce gidip dönecekti. 

Kışlanın girişine doğru yürümeye başladı, sen daha orada dikilecek ve son saniyeye kadar izleyecektin aslında. Ancak omzuna sarılan kol seni aksi yöne çekiştirince mecburen ayrılmıştınız oradan.

***

Aynı günün akşamı, her zaman takıldığınız mahalle restoranında oturuyordunuz. Bir kişi eksikti sadece, bu yüzden bu gece onun şerefine içiyordunuz. Daha doğrusu sen ardı ardına yuvarlıyordun Kyungsoo ise kontrollü gidiyordu. 

''Yavaş iş yavaş...'' diye homurdandı ağzına bir parça et attıktan sonra.

''Sen sus... Taş kalpli...''

''Ben üzülmüyor muyum sanıyorsun... Minseok hyung benim de abimdi. Sen ne kadar üzgünsen ben de o kadar üzgünüm. Ama ikimiz de biliyoruz ki gitmeye mecburdu. Evliliğini daha fazla geciktirmemek için yüksek lisansını tamamladıktan sonra gideceğini biliyorduk.'' durdu ve bir soluk süresince düşündü ''Ne kral adam be... Ben de mi öyle yapsam?''

''SAÇMALAMA!'' elindeki kaşığı kafasına çalmak istedin bir an. ''Sanki evlenmeye niyetin varmış gibi...'' aklına gelen ihtimal kalbine bir bıçak sızısı gibi saplanmıştı.

''Var tabi ki, ben de her insan gibi evlenip kendi yuvamı kuracağım.'' dedi gülümseyerek. 

''Neden büyüdük ki

''Neden büyüdük ki...'' dedin derin bir iç çekerek. ''Mecbur muyum ben sizin evlendiğinizi görmeye?''

Kyungsoo'nun sakince sana bakan gözlerine baktın. Çok nadiren olurdu bu, sana kızmıyor ya da küçümsemiyordu şu an. Aksine merhamet, şefkat ve sevgi doluydu bakışları. 

Onu taklit edip sen de kolunu masaya dayadın, yüzünü de eline. Bu şekilde aranızda üç parmaklık bir mesafe ancak vardı. 

''Bana böyle bakma Do Kyungsoo... Yapacaklarımdan ben sorumlu değilim...'' çakırkeyf sesin mırıldanır gibi çıksa da Kyungsoo net bir şekilde duymuştu. 

''Ne yapacaksın? Döver misin yoksa?'' 

Kafanı biraz daha uzattın ve yıllardır hayalini kurduğun dudakları öptün yumuşakça. Alkolün verdiği cesaret miydi, yoksa bir gün onu başka bir kadına kaptırdığında pişman olmamak için yaptığın bir şey miydi bilmiyordun. 

''Seni böyle öpsem ne yapabilirsin ki...'' gözünden bir damla süzülmüştü yanağına doğru. Kalkıp gidebilirdi, bir daha yüzüne bakmayabilirdi. 

''Ben de seni öpebilirim, aynı şekilde.'' öyle şaşkındın ki, sarhoş olmana rağmen nasıl bu kadar ayık hissettiğini bilmiyordun. Çocukluk aşkın ve her şeyin Do Kyungsoo seni uzun uzun öpüyordu. 

***

Bahçedeki sedire oturmuş, Kyungsoo'nun gelmesini bekliyordun. Yemek hazırlamıştın, Kyungsoo da içecek almak için markete gitmişti. 

Eski kapının açılma sesine döndün, Kyungsoo elinde bir kağıt tutuyordu. 

Başta yüksek lisans başvurusunun sonucu sanmıştın ama değildi.

''O ne?'' diye sordun korkarak. 

''Tecilimi bozdurmuştum, görev yerim belli olmuş da onun tebligatı gelmiş.''

Elindeki tabaklar yeri boylamış, porselen parçaları taş zeminden çiçeklerin dibine kadar dağılmıştı.

''Şaka yapıyorsun.'' dedin, sesin çatılardan sarkan buz parçaları gibi boğazına batıyordu sanki. 

''Yoo, çok ciddiyim. Minseok hyung gidince çok sıkılacağımı anladım, onu beklerken askerliğimi yapayım dedim.''

''Gidince ne diyeceksin, bir arkadaşa bakıp çıkacaktım mı?''

''Ağlayacağına sevin, dönünce hemen evleniriz işte ne güzel.'' 

Yanaklarına ardı ardına düşen yaşları silip ona döndün. ''Salak, senin yüzünden flört dönemimiz bile olmayacak. Hevesim kursağımda kaldı.''

''Gel buraya, gel...'' kollarını etrafına sarıp kendine çekti seni. ''Hiçbir şey için endişelenme. Her şey çok güzel olacak.''

''Seni özlemenin nesi güzel... Daha bir haftamız bile dolmamıştı...'' 

''Ben özlemeyecekmişim gibi konuşuyorsun...'' 

''Özlemezsin belki ne malum? Zaten hala inanamıyorum ya beni sevdiğine...'' 

''Hadi şarkı söyleyelim... Seni terk eden bu adam için bir şarkı söylemeyecek misin?'' 

Bu en sevdiğiniz şarkıya bir atıftı, çocukken beraber izlediğiniz ilk film. İlk kez berber ağlayışınızın fon müziğiydi, hiç itiraf edememiş olsanız da sizin yeri çok özeldi.

''Sesi güzel olan sensin, sen söyle. Bana hep karga sesli demez miydin?''

''Bugün benimle söylemeni istiyorum.'' 

Yavaşça girdi şarkıya olağanüstü sesiyle. 

Biriciğim, hiçbir şey için endişelenme

Birlikte bir şarkı söyleyelim

Tüm acı veren anılarını

Kalbinin derinlerine göm

Geçmiş geçmişte kalsın 

Böylesi daha anlamlı 

Senden gidenler için bir şarkı söyle 

Hiçbir pişmanlık duymadan,

Onları sevdiğini söyle

Pek çok zorluğa göğüs gerdin

Tüm sıkıntılarını 

At bir kenara

Geçmiş geçmişte kalsın

Böylesi daha anlamlı

***

''Selam dur!'' teslim olmadan önce havalı bir şekilde asker selamını vermişti. Sen ise yine şaşırtmamış, çılgınlar gibi ağlıyordun. 

''Öğöğöğöğö...'' hiç acımadan ağlayışını taklit etti. ''Kopardın gene cayırtıyı. Ağlaman bir şeyi değiştirecekmiş gibi.''

''Askere gidiyorsun falan dinlemeyip kafa atacağım artık...'' burnunu sildin. ''Bırak da ağlayayım, hazır değildim zaten gidişine... Psikolojimin boynuna yağlı urganı geçirip, sehpasına tekmeyi de geçirmemiş gibi davranamazsın...'' 

''Abartma, herkes sevdiklerini askere gönderiyor. Ben de gidip geleceğim işte.'' 

''574 gün... 13776 saat... 826560 dakika... Sana kolay tabi...'' 

Aradaki mesafeyi kapatıp sıkıca sarıldı sana. 

''Kendine dikkat et. Yemeğini güzelce ye, vakitlice uyu. Hasta olma sakın, vitaminlerini eksik etme. Ve bir de... Seni sevdiğimi unutma...''

''Seni seviyorum Do Kyungsoo... Sonsuza kadar sürecek olsa bile seni bekleyeceğim...''

*** SON ***

*** SON ***

Bu fanart beni ağlatır        

Bu fanart beni ağlatır............... (XiuSoo)

Of ya... Beşinci askerim de gitti... Sanırım ben bi 10-15 yıl asker bekleyeceğim böyle... (89'lu Jinki bebeğimden 99'lu Dino bebeğime kadar tüm SHINee, EXO, Seventeen, Monsta X üyeleri...... Allam sabır ver yarabbim yazarken bile daraldım :( 

Yazacağım diye bahsettiğim Kyungsoo shotu bu değildi, o lu olacak..... Bu ansızın gelişti. Güle güle gidin, güle güle dönün koca bebekler... Döneceğiniz günü sabırsızlıkla bekleyeceğiz...

 

 

Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
Bbhloveesss #1
Chapter 2: Bir an 6 sene geriye gittim ve ilk okuduğum zamanları hatırladım, aile içi problemleri sağlam psikoloji ile atlatmamı sağlayan ssp❤️
aeriaeri004
#2
Chapter 23: çoğunu unutmuşum okuyunca koskoca mazi canlandı gözümde :")
ddaisyW #3
Chapter 30: Gerçekten OKB ile yaşamak o kadar zor ki... :'(
ddaisyW #4
Chapter 24: Savior'un devamının olmasını çok isterdim.Çünkü Kris'in aslında olduğu gibi nazik bir adam olarak betimlendiği tek fic diyebilirim.
ddaisyW #5
Chapter 1: Maga be bunları bulup heyecanla okuduğum günleri hatırladım :')
DaisyW
#6
Hello Ben geldiiim ❤️❤️
EbruDavut #7
Yazarcım başardım mı? Girebildimmi bende 5 kitap yazdığının görünmesi normalmi