Too Cool For A Dad [Baekhyun]

EXO OC ONE SHOTLAR

Gecenin ilerleyen saatleriydi. Küçük bebeğini nihayet uyutmuştun, sevimli bir şekilde horlaması seni her gece olduğu gibi gülümsetmişti. Başına kondurduğun küçük öpücükle ürpermişti küçük meleğin. Üzerini örtüp odadan çıktın. Bir duşa ihtiyacın vardı.

Islak saçlarını havluyla kurularken kapın çalınmıştı. Gecenin bu saatinde kapını çalabilecek kimsen yoktu, komşuların pek de sıcakkanlı olduğu söylenemezdi. Havlunu boynuna atıp, içinde büyüyen tedirginliğinlekapıya ilerledin.

''Kim o?''

''Ben alt komşunuzum. Lütfen kapıyı açar mısınız? Yardımınıza ihtiyacım var...'' bu ağlayan bebek sesi de neydi? Annelik içgüdüne yenilmiş, kapıyı açmıştın. Kucağında ağlayan bir bebekle, yakışıklı bir genç adam duruyordu. Bebeği nasıl tutacağını bilemiyor gibiydi. Zaten üzerindeki kıyafetler, baba olmak için fazla havalıydı. ''İ-içeri girebilir miyim?''

''Tabi...'' geri çekilip geçmelerine izin verdin. Genç adam kucağındaki bebeği koltuğa bırakıp, ondan mümkün olan en uzak noktaya oturdu. Şok içinde gibi görünüyordu. Kendini toparlayınca konuşmaya başladı.

''Üzgünüm... Bu saatte sizi rahatsız ettim. Daha tanışamadık bile... Ben Byun Baekhyun... Yaklaşık 2 hafta önce alt katınızdaki daireye taşındım.''

''Evet, biliyorum.'' Dedin gülümseyerek. ''Bir bebeğiniz olduğunu bilmiyordum?''

''Oh hayır! O benim bebeğim değil!'' başını ellerinin arasına aldı. ''Onu kapımın önünde buldum.''

''Biraz özel olacak ama...'' soracağın soru tereddüte düşürüyordu seni. ''Hamile bırakmış olabileceğiniz bir sevgiliniz... Olabilir?''

''Hayır...'' hafızasını zorluyordu. Biriyle yatmayalı o kadar uzun zaman olmuştu ki.

''Peki onu neden buraya getirdiniz?'' uykun geliyordu ve komşunun özel hayatı seni zerre kadar ilgilendirmiyordu. ''Yardım istediğiniz konu nedir?''

''Şey... Sanırım sizin de bir bebeğiniz var...'' Baekhyun iki haftadır onu uykularından uyandıran küçük canavarı nasıl bilmezdi? ''Acaba... Karnını doyurabilir misiniz?''

''Tabi ya...'' kendi kendine mırıldanıp bebeği kucağına aldın. Küçük ve acayip sevimliydi. Ağlamaktan, gözyaşları yüzünde kurumuştu. Açlıktan dolayı yumruğunu emiyordu. İçin acımıştı. Hangi vicdansız canından bir parçayı böylece terk edebilirdi? Yakanı açıp göğsünü dışarı çıkardın. Bebek açlıkla ağzına gelen tatlı sütü emiyordu. ''Peki onunla ne yapmayı düşünüyorsunuz?''

''Bi-bilmiyorum...'' Baekhyun gözlerini kaçırdı. Böylesi masum bir tablodan tahrik olduğu için kendine küfretti. ''Polise gideceğim... Yada yetiştirme yurduna... Kiliseler de olabilir... Gerçekten bilmiyorum.''

''Zavallı bebek...'' parmağınla burnunun ucuna dokundun. Çok geçmeden doyduğunu belli etmişti. Üstünü toparlayıp, kucağında doğrulttun. Gazını çıkarmazsa, uykusunda kusmuğu yüzünden boğulabilirdi. Sırtını tıpışlamanla, omzuna beyaz kusmuğun akması bir olmuştu. Bebeği kanepeye yatırıp, ıslak mendille omzunu sildin.

''Bu iğrenç değil mi?'' Baekhyun yüzünü buruşturarak sordu. ''Üzerine kustu ve hiçbir tepki vermedin.''

''Anne olunca alışıyor insan.'' Dedin gülümseyerek. ''Baba olunca anlarsın.''

***

Bir haftanın sonunda, Baekhyun mücadele etmekten vazgeçmişti. Çaldığı tüm kapılar yüzüne kapanmıştı, bürokratik birçok engelle karşı karşıyaydı. Babalık testinden tutun da, 7 göbeğine kadar araştırmışlardı. Baekhyun kendini çıkar amaçlı bir suç örgütünün başı gibi hissetmişti. Parmak izi alınıyor, fotoğrafı çekiliyordu her gittiği yerde. Bebeğe bakmak belki de daha kolay olacaktı. Kim bilir, Tanrı bu hovarda hayatına son vermesi gerektiğini anlatıyordu belki de?

''Bebek bakımı dersi verebilir misin?'' artık sormadan giriyordu içeriye. Sürekli bir şeyler sormak için geliyordu zaten, böylece bebeği de sık sık emziriyordun.

''Onu sahiplenmeye mi karar verdin?'' bebeğini banyo yaptırmıştın, üzerini giydirdikten sonra salondaki beşiğine yatırdın.

''Başka çarem yok sanırım... Ona fazlasıyla alıştığımı da inkar edemem...'' bebeği battaniyesinden çıkarıp yeniden kucağına aldı. ''Şuna baksana... Nasıl da tatlı.''

''Öyle...'' gülümseyip gamzeli yanağını okşadın miniğin. ''Ona bir isim vermeyi düşünüyor musun?''

''Lay.'' Bulduğu ismi memnuniyetle mırıldandı. ''Evde ona böyle sesleniyorum. Bunu duyunca gülmeye başlıyor.''

''Lay.'' Diye tekrarladın. ''Umarım benim minik Luhan'ımla iyi anlaşırsınız.''

''Luhan'ın babası nerde? Umarım bu zorunlu ziyaretlerimiz onu rahatsız etmiyordur?'' Baekhyun Lay'i tıpışlarken sordu.

''Babasını tanımıyorum.'' Dedin buruk bir gülümsemeyle. ''Çok sarhoştum.''

''Tanrıııııım!'' Baekhyun drama kraliçesi edasıyla cırladı. ''İleride ona ne diyeceksin?''

''Sen Lay'in annesi hakkında ne diyeceksen onu.'' Dedin terslenerek.

***

''Bak... Mamayı doğru sıcaklıkta yaptığından emin olmak için, biberonu şöyle tut ve mamayı elinin üzerine damlat.''

''TANRIM YANDIM!'' Baekhyun yanan elini suya tuttu.

''Zavallı bebek kıl payı kurtuldu.'' Dedin kıkırdayarak.

***

''Bacaklarını şöyle tutup, poposunu havaya kaldıracaksın. Kirli bezi aldıktan sonra poposunu güzelce silmen gerekiyor... Bacaklarının arasını da güzelce temizle. Pipisi- Hey! Ne gülüyorsun?''

''Pipi mi? o.'' Dedi gülmesini bastırarak.

''Küçük parmağımdan bile küçükken pipi oluyor. Büyüyünce-'' aniden yanakların ısınmıştı. ''Konumuz bu değil.''

***

''Baekhyun?'' Lay'le oynayan Baekhyun'a seslendin. ''Luhan'ı yıkamama yardım eder misin? Şu sıralar çok huysuzluk yapıyor.''

''Tamam, bekle.'' Lay'in emziğini verip yatırdı. Zaten uslu olduğu için hiç zorluk çıkarmıyordu. Sen de Luhan'ı soyduktan sonra kolunla suyun sıcaklığını kontrol ettin. Luhan suyu görür görmez mızlanmaya başlamıştı. ''Gel bakalım küçük adam.'' Yaptığı şebekliklerle Luhan'ın dikkatini dağıtmayı başarmıştı. O tutarken, sen de başını yıkıyordun.

''Seni seviyor.'' Dedin mırıldanarak.

''Şeytan tüyüm vardır.'' Dedi kendini beğenmiş bir edayla. Bu sırada kaşlarını çatmış, Luhan'ın sırtına bakıyordu.

''Bir sorun mu var?'' endişeyle sordun.

''Benim de belimin burasında böyle bir leke var.'' Gülümsedi. ''Gerçekten benziyoruz ha, Luhan?'' Baekhyun'un onu kendine benzetmesi hoşuna gittiyse de, bir yandan da huzursuz etmişti. Babasının neye benzediğini bile hatırlamıyordun. Luhan bir şeyleri anlamaya başladığında ona ne diyecektin?

Zil sesiyle ikiniz de birbirinize döndünüz.

''Birini mi bekliyordun?'' diye sordu Baekhyun.

''Hayır, kim olabilir ki?''

Baekhyun, Luhan'ı havluya sardıktan sonra kucağına verdi. Üstü ıslanmıştı ama pek umursamıyordu. Ve dahası, ev sahibi sendin ; kapıya neden o bakıyordu?

''Chanyeol?''

''Dostum seni evde bulamayınca komşularına sordum. Genelde burada olduğunu söylediler...'' davetsiz misafir ayakkabılarını çıkarıp içeri girmişti. ''Ortalık neden bebek gibi kokuyor?'' kalın sesi koridorda yankı yapıyordu. Salona geçince başıyla selam verdi, şaşkın gözüküyordu. Ortada iki bebek, bebek küveti ve oyuncaklar... Chanyeol'ün alışkın olduğu tablo bu değildi.

''Merhaba. Kusura bakmayın, ben sadece Baekhyun'a bakmıştım.'' Yüzüne bu kadar dikkatli bakmasından rahatsız olsan da gülümseyerek yer gösterdin. ''Kabalık olacak ama... Sizi bir yerden tanıyor gibiyim...''

''Bilmem ki?'' dedin şaşırarak. ''Belki bir yerde görmüşsünüzdür.''

''Öyle değil... Sanki...'' Bir Baekhyun'a bir sana bakıyordu. ''BULDUM! TANRIM!'' zıplayarak Baek'e sarıldı. Bebekler bu koca adamın sesinden korkup ağlamaya başlamıştı.

''Chanyeol kes şunu! Bebekleri korkuttun!'' Lay'i kucağına alıp sallamaya başladı.

''Ben de senin için boşuna endişelenmişim...Sen çoktan onu bulmuş, üstüne aile babası olmuşsun... Neden söylemedin bana?''

''Neyden bahsediyorsun zevzek herif?'' Baekhyun dişlerini sıkarak sordu.

''Dostum hatırlasana... Geçen yıl bir bar açılışında seviştiğin ateşli hatunu hatırlamıyor musun? Sarhoş olmana rağmen ne kadar iyi seviştiğini hatırlıyordun hani, anlatıp durmuştun.'' Chanyeol hala şaşkınca size bakıyordu. ''Dostum sen sarhoştun ama ben değildim. Kiminle yiyiştiğini çok iyi hatırlıyorum.''

''T-tam olarak ne zamandı?'' betin benzin atmıştı, kekeleyerek sordun.

''Geçen yılın ağustos ayıydı... Şu Public bar var ya...'' o an kanın donmuştu sanki. Oradaydın. Bu tam olarak 14 ay öncesiydi... Ve Luhan 5 aylıktı...

Baekhyun şaşkınlıkla sana baktı. ''Luhan... Benim çocuğum mu?''

''Lütfen evimi terk edin.'' Luhan'a sıkıca sarılmış, akmaya başlayan gözyaşlarını tutmaya çalışıyordun.

***

"Kapıyı açar mısın?" Baekhyun ısrarla kapıyı yumrukluyordu. "Konuşmamız lazım."

"Baekhyun git artık! Komşuları başımıza mı toplamak istiyorsun?"

"İsterse devlet başkanı gelsin, kapıyı açana kadar gitmiyorum bir yere!"

En sonunda pes etmiş kapıyı açmıştın. Baekhyun gözlerini devirip içeri geçti.

"Konuşmamız gereken bir şey yok, tamam mı? Senden sorumluluk almanı falan istemedim. O dev arkadaşın gelmese bunu öğrenmemize imkan bile yoktu. O yüzden... Lütfen büyütmeyelim."

"Nasıl olmaz? Luhan ikimizin de çocuğu!" yanına gelip kollarını kavradı. "Benim de baba olarak hakkım olduğunu düşünmüyor musun?"

"Bu bir hataydı... İkimiz de sarhoştuk..." kendi çocuğuna böyle demek midene kramp sokmuştu.

"Öyleyse bu hataya neden bu kadar sıkı tutundun? Aldırabilirdin değil mi? Ama yapmadın! Babasını asla bulamayacağın bir çocuğu doğurdun!" gözleri alev saçıyordu.

"Kes sesini..." sesin gözyaşların yüzünden fısıltı gibi çıkmıştı.

"Dinle. Lay beni gerçekten değiştirdi. Bencil biriydim... Gece hayatı dışında ilgimi çeken bir şey olmazdı... Sonra Luhan'la tanıştım... Oğlumla... Biliyor musun? Başta ondan nefret ediyordum." kendi kendine güldü. "Her gece ağlayarak uykumun içine ediyordu. Eminim apartmandaki pekçok kişiyi de uykusundan etmiştir. Ama şimdi... Kendimi tanıyamıyorum. O ikisini bir arada gördüğüm her an mutlu oluyorum... Uykumdan da uyansam, yorgun da olsam onlar için her zaman enerjik oluyorum. Ve sen..."

"Ben mi?" dedin burnunu çekerek.

"Sen... Gördüğüm en güzel anne... O gece içtiğim cesaret içkilerinin ayarını kaçırmasaydım, şu an geçirdiğimiz o muhteşem gecenin her detayını verebilirdim sana." bunu duyunca yüzün kızarmıştı. Onunla yatmıştın. Ertesi sabah kim olduğunu göremeden ve hatırlayamasan da içindeki iyi histen harika bir seks yaptığını biliyordun. "Seni tanıyamadığım için beni suçlama. Ama senden gerçekten çok hoşlanmıştım."

"Bunları neden söylüyorsun ki?"

"Aile olmaya kaldığımız yerden devam edelim istiyorum... Sen ben ve bebekler..."

"Ne?" yaşaran gözlerini göğsünden gözlerine çevirdin.

"Duydun. Aile olalım... Yeniden..."

Dudaklarınızı yavaşça birleştirdi. Üst dudağını emdikten sonra kafasını yatırarak alt dudağına geçti. Başparmakları yanaklarını okşarken, diliyle içeri girmek istediği işaretini veriyordu. Öpücük derinleşip ateşli bir boyut kazanırken, Luhan'ın sesiyle ayrılmak zorunda kalmıştınız.

"Altını kirletmiş olmalı."

"Oğlumuz bir şeylerin içine etmede oldukça usta." dedi gülümseyerek. "Ne var? Bezini kast ettim!"

*** SON ***

 

Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
Bbhloveesss #1
Chapter 2: Bir an 6 sene geriye gittim ve ilk okuduğum zamanları hatırladım, aile içi problemleri sağlam psikoloji ile atlatmamı sağlayan ssp❤️
aeriaeri004
#2
Chapter 23: çoğunu unutmuşum okuyunca koskoca mazi canlandı gözümde :")
ddaisyW #3
Chapter 30: Gerçekten OKB ile yaşamak o kadar zor ki... :'(
ddaisyW #4
Chapter 24: Savior'un devamının olmasını çok isterdim.Çünkü Kris'in aslında olduğu gibi nazik bir adam olarak betimlendiği tek fic diyebilirim.
ddaisyW #5
Chapter 1: Maga be bunları bulup heyecanla okuduğum günleri hatırladım :')
DaisyW
#6
Hello Ben geldiiim ❤️❤️
EbruDavut #7
Yazarcım başardım mı? Girebildimmi bende 5 kitap yazdığının görünmesi normalmi