My Husband Still A Child [Chanyeol]

EXO OC ONE SHOTLAR

Y/N: Hikaye aslında fluff fluff devam edecekken aklıma fikri sokuldu gençler son kısımda küçük bir var, rahatsız olan geçebilir. ilk denemem, elime yüzüme bulaştırmış olabilirim. ne kadar kontrol etsem de yazım hatam illa ki çıkıyor. bunun için üzgünüm, keyifli okumalar.

Y/N 2 : Vay beyazdığım ilk  buydu... Nasıl utanmıştımŞimdi ise  bile yazıyorum asdf :D Dağıtmayayımkeyifle okuyun.

''Ommaaaaa! Biz geldik!''

Koşarak, mutfağın bahçeye açılan kapısından giren bu sesin sahibi, 4 yaşındaki oğlun Chanyoung'du. Bacaklarına sarılan küçük kollar hissettiğinde, mutfakta yemek pişiriyordun. Dönüp küçük oğluna baktığında çamur içinde olduğunu gördün. Çok geçmeden onun 1.85'lik versiyonu da içeri girmişti, aynı şekilde.

''Chanyoung-ah~ Ne oynadınız bakalım appayla?'' Yalnızca bir saniyeliğine kafanı kaldırıp, kocana öfkeli bir bakış atarken sormuştun bunu. Anlamı 'Sana çocuk emanet edende kabahat Park Chanyeol!' olan bir bakış.

''Top oynadık omma! Appam kaleci oldu! Her golümden sonra omuzlarına aldı hemde!'' Oğlun büyük bir gülüşle anlatıyordu son bir saatini. Akşama misafirleriniz olduğu için onu Chanyeol'e emanet etmiştin. Oğlun elbisenin eteğini çekiştirince tekrar ona baktın ''İyi ki appamla evlenmişsin anne! O bir kule gibi! Bende büyüyünce onun kadar olacağım! Ama daha yakışıklısı~'' Bunu söylerken babasına dönüp dil çıkarmıştı.

''Yah! Park Chanyoung! Babanla böyle konuşmayı kimden öğrendin?''

''Ommam öyle dedi! Büyüyünce senden daha yakışıklı olacakmışım. Hem sen kepçesin!''

Bir sayı Park Chanyoung'un hanesine...

''Bilmem aynaya baktın mı genç adam ama, kulaklarını benden aldığını hatırlatmak isterim!'' Evet, Chanyoung'un büyük kopyası 4 yaşındaki oğluna aynı şekilde cevap veriyordu. Bu yüzden iki çocuk büyüttüğünü düşünüyordun. Bir de 4 ay sonra aranıza katılacak olan ufaklık -Yumi- vardı tabi ki.

''Chanyoung-ah~ Hadi banyoya~ Appan sana banyo yaptırsın. Akşam babaannen ve deden gelecek. Onların karşısına yakışıklı çıkmak istersin değil mi?''

Oğlun çoktan koşarak banyonun yolunu tutmuştu. Çamurdan küçük el izleri olan elbisene bakıp, değiştirmek için odanın yolunu tuttun. Chanyeol'ün sorusuyla olduğun yerde kalmadan önce.

''Az önce ciddi miydin sen?'' dönüp, soru dolu bakışlarını ona yönelttin.

''Annenlerin geleceğini soruyorsan, evet. Geçen gün söylemiştim?''

''Hayır o değil. Chanyoung'un benden daha yakışıklı olduğunu mu düşünüyorsun?''

Yüzünde şaka yaptığına dair bir ifade arıyordun. Ama hayır, kesinlikle ciddiydi.

''Chanyeol bana sakın oğlunu kıskandığını söyleme? Ve evet, senden daha yakışıklı.''

Ciddi bir yüzle söyleyip döndükten sonra gülümsemiştin. Kocan asla büyümeyecek bir çocuk gibiydi. Uzun bir boyu, yakışıklı bir yüzü, geniş omuzları, büyük bir... Neyse, konu bu değildi şimdi. Tüm bunlara rağmen bir çocuktu. Düğün günü kayınvalidenin söylediği şeyi hala net bir şekilde hatırlıyordun.

''Kızım... Sana yetişkin bir erkek veriyorum demek isterdim... Ama ne yazık ki yetişkin bir ÇOCUK veriyorum... Ne zaman büyüyecek bilmiyorum... Mutlu olun yavrum...''

Dolaptan yeni bir elbise çıkarırken gülümsemiştin hatırladıklarınla. Chanyeol kayıp bir köpek gibi hala peşindeydi.

''Sen hala burada mısın? Chanyoung banyoda seni bekliyor. Ayrıca sen de gidip bir duş al ve üstünü değiştir. Bu hale gelmeyi nasıl başardınız Chanyeol?''

''Çimleri yeni sulamıştık, sonra top oynayınca...''

''Hadi Chanyoung 4 yaşında bir çocuk, aklı sarmıyor... Sen nasıl ıslak çimenlerin üzerinde oynamamayı akıl edemedin Chanyeol? Bu boyla küçücük kaleye geçip, yerde yuvarlanıyorsun birde?''

''Ama hayatım eğlencesi burada zaten! Ayağımla çıkarsam eğlenceli olmaz ki! Chanyoung'un kahkahalarını sende duymuşsundur... Ben çamur oldukça kahkaha patlattı!'' yüzünde şapşal bir sırıtmayla söylemişti bunu.

''Chanyeol, eğlenmenize birşey demiyorum ama biraz daha temiz eğlenseniz olmaz mı hayatım? Bilmem farkında mısın ama 5 aylık hamileyim. Ayakta durmak bile yorucuyken, ev işleri ile uğraşmak tüm enerjimi alıyor... Sen iyi bir babasın Chanyeol, ve iyi bir koca. Ama hala bir çocuk gibisin... Ne yapacağım bilmiyorum...'' Bıkkınlıkla iç geçirerek elbiseni çıkarmıştın. Chanyeol tam karşına gelip önünde diz çöktü. Hamilelikten dolayı çıkkın olan göbek deliğine parmağını koydu. Bunun anlamı 'Küçük Yumi ile telefon görüşmesi'ydi. Diğer elini telefon şeklinde kulağına götürdükten sonra dikkatle yüzüne bakmaya başladı. Sanki gerçekten çalan bir telefonun açılmasını bekler gibiydi.

''Neden açmıyor bu kız? Yoksa meşgul mü? Aaah, büyüdükçe asi oluyor bu çocuklar. Ah! Açtı! Yumi-ah~ Neden bu kadar geç açtın?'' Gülerek diyaloğun devamını dinliyordun. ''Oooh, bu saatte neden mi aradım? Ommanı şikayet etmek için. Appana çocuksu diyor inanabiliyor musun! Bir ara ommana, appanın hangi yönüne aşık olduğunu sormalısın bence... Evet biliyorum! O da öyle demişti! Bu arada! Annenden DAHA GÜZEL bir kız olacaksın değil mi tatlım? Ah, biliyorum tabi ki... Neyse, oppan beni banyoda bekliyor. Şimdi kapatmam lazım. Bir an önce gelmen için sabırsızlanıyor o da... Üçümüzün birlikte oynayabileceği günü bekliyor. Tamam tatlım, bende seni seviyorum...'' Bu şapşal manzara karşısında gözyaşlarını tutamamıştın. Hormonlar sağolsun. Chanyeol endişeyle doğrulup yüzünü büyük elleriyle kavramıştı.

''Hayatım özür dilerim... Neden ağlıyorsun? Gerçekten bundan sonra daha temiz oynayacağız, söz veriyorum... Şimdi yerleri de silerim merak etme!''

Kollarını sıkıca beline sarmıştın. Tabi küçük Yumi'nin izin verdiği ölçüde... Evet, onun bu çocuksu yönüne aşık olmuştun. Çocuksu olabilirdi ama kesinlikle dünyanın en iyi kocasıydı. Banyodan Chanyoung'un sesini duyunca ayrıldınız.

''Appaaaa!!!! Hala seni bekliyorum!''

''Hadi git, bekletme çocuğu. Kulağına su kaçmamasına dikkat et. Gözünü de yakma. Geçen gün ne kadar çok ağladı...'' Gülümsemene eşsiz gülüşüyle karşılık vermişti.

''Appa geliyooooorrr! Bıcı bıcı Time oh -yeah! Are you readyy?''

Çakma rapper diye mırıldandın üstünü giyinirken. Anlaşılan bugün banyodan yeni bir baba-oğul düeti gelecekti. Chanyeol banyoda besteledikleri(!) şarkıyı daha sonra stüdyoda düzenliyor, akşamları evinizin en büyük eğlence kaynağı olan mini konserlerde oğluyla söylüyordu.

-SAAT 21.00-

Nihayet misafirlerinizi geçirmiştiniz. Chanyeol, Chanyoung'u uyutmak için odaya gittiğinde sen de mutfakta ikiniz için meyve hazırlamıştın. Chanyeol 10 dakika sonra dönmüştü, yüzünde yorgun bir gülümseme eşliğinde.

''Madem sonunu dinlemeden uyuyacak, neden masal okumamı istiyor ki?'' Yanına oturup kolunu omzuna atmıştı. Chanyeol'ün ağzına bir çilek uzatırken cevap verdin.

''Zaten masalın amacı çabuk uyumasını sağlamak, şapşal. Sonunu merak etmiyor çünkü masallar sıkıcıdır. Bu yüzden uyutuyor...''

''Annem yine benden yakınıp durdu! Bazen hangimiz onun çocuğu merak ediyorum...'' dudak bükerek ağzındaki çileği çiğnedi.

''Hamile olan ben miyim sen mi? Bu ne alınganlık böyle? Her zaman söylediği şeyler annenin. Yeni mi fark ettin?'' Gülümseyerek bir çilek daha uzattın ağzına. İşaret parmağını yakalayıp emmeye başlamıştı.

''Chanyeol parmağımı bırakır mısın? Kes şunu!''

Kucağındaki kaseyi ortadaki sehbanın üzerine bıraktıktan sonra elbisenin altından çıplak bacaklarını okşamaya başlamıştı.

''Bugün biraz yaramazlık yapsak? Seni çok özledim...'' Yavaşça dudaklarına uzanıp öpmeye başlamıştı. Sakin bir öpücükten zarar gelmez diye düşünüp bozmadın. Diller de devreye girmişti şimdi. Ama Chanyeol'ün elleri uslu durmamaya başlamıştı, yukarıya doğru TEHLİKELİ bir bölgeye yaklaştığını hissettiğinde elini durdurup, öpücüğü bozdun.

''Chanyeol, burada bıraksak iyi olur... Doktor...'' sözün bir başka ıslak öpücükle kesilmişti.

''Ben de oradaydım ve sert olmamak şartıyla yapabilirsiniz demişti... Hadi ama hayatım, senin de istediğini biliyorum... Hormonlarınla tek başına başa çıkamazsın... '' boynuna inerek kaldığı yerden devam etti.

''Chanyeol bütün gün ayaktaydım ve inanılmaz yoruldum... Ve çok uykum var... Ahhh~'' Boynunun hassas olduğunu biliyordu ve BİLEREK yaptığından emindin.

''Söz sadece bir tur? Hem hamilelere uygun pozisyonlar da var! Seni güzelce hazırlarsam canın yanmaz... Herşeyi bana bırak hayatım~ Bu son! Bir daha Yumi doğana kadar rahatsız etmeyeceğim seni noooooluuuurrrr~''

''Söz mü?''

''SÖZ! GERÇEKTEN! CİDDİ ÖTESİ SÖZ!!''

''Sadece bir kere ve içime boşalmayacaksın, anlaştık mı?'' Chanyeol sevinçle seni kucaklayıp odanıza yönelmişti.

''Bırak beni! Belini ağrıtacaksın! Şapşal!'' gülerek göğsüne vuruyordun.

''Şu an dünyanın en güçlü erkeği benim inan bana'' seni yavaşça yatağa uzatırken söylemişti.

''Yalancı!'' dudağına küçük bir öpücük kondurdun. Chanyeol elini karnına koymuştu. Yumi'ye söyleyecekleri vardı anlaşılan.

''Yumi-ah~ Şimdiden vereceğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz~ Ama appan kötü durumda. Ommanı çok özledi. Bu son, söz bir daha rahatsız etmeyeceğiz seni!''

''Ahh! Tekme attı! Chanyeol, hissettin mi? Sana böyle konuşma demiştim! Kulakları kirlenecek şimdiden!''

''Bu gece duyacaklarının yanında bu hiçbir şey!'' dedi Chanyeol, dudaklarına bir öpücük bırakmadan önce. Yavaşça, tamamen düğmeli olan elbisenin düğmelerini açmaya başladı. Elbise tamamen açılınca doğrularak vücudunu inceledi. Utanmıştın, hamilelik yüzünden kilo aldığından rahatsız hissediyordun.

''Bakmasana... Çok şişmanım zaten...'' dudaklarını bükmüştün. Chanyeol şişkin göbeğine öpücükler kondurarak konuşmaya başladı.

''Hayır, hayır... Sen her halinle güzelsin bebeğim... Bizim çocuğumuzu taşıyorsun... Hayatımı anlamlandırdın, her zaman... Seni seviyorum...'' Yavaşça ellerini sırtının altından geçirip sutyenini çözdü. Şehvetli gözleri göğüslerinde geziniyordu. Sutyeni ve elbisenin askılarını kollarından çıkardıktan sonra çamaşırına yöneldi. Yavaşça bacaklarından sıyırarak indirdi, geçtiği her yerde öpücükler bırakarak. Kızarmıştın. Elbette bu ilk sevişmeniz değildi ama gerek hamile olman, gerekse Chanyeol'ün tutkulu bakışları seni utandırıyordu. Kendisi de soyunmaya başlamıştı ; göz ucuyla ona baktığında inin çoktan sertleşmeye başladığını gördün. Yavaşça yanına uzanıp, kolunu yastık gibi başının altına uzattı.

Dudaklarınız buluştuğunda Chanyeol'ün elleri vücudunda dolaşmaya başlamıştı bile. Öpücüğü derinleştirirken göğüslerini okşuyordu. Bir anda avuçlayınca sızlanarak dudaklarınızı ayırdın.

''Chanyeol, göğüslerim hassas... Sıkma, canım yanıyor...''

''Ama hayatım, bu dolgun hali tam elime göre... Tamam, canını yakmayacağım...'' Yavaşça başını göğüslerine indirdi. Diliyle ucuna dokunduğunda bir inleme bıraktın. Sırıtıp işine emmeyle devam etti. Diğer eli ise bacaklarının arasına girmiş, okşamaya başlamıştı. Kollarını boynuna dolayıp sesli bir inleme bıraktın. Chanyeol işinden oldukça memnun görünüyordu. Yeterince ıslandığına karar verdiğinde bir parmağını sokup yavaş hareketlerine başladı. İnlemeni öpücüğüyle kesti, dilleriniz birbirine dolanmışken ikinci parmak eklendi. Bu hareketiyle belini kırıp, kalçalarını hareket ettirmeye başladın. Chanyeol boynuna inerken öpücüklerinin arasında mırıldandı.

''Beni bu kadar çok mu istiyorsun?''

''L-lanet olsun Chanyeol... Çıkar artık şu parmaklarını... Ahhh...''

''Pekala bunun için en uygunu senin üzerime binmen... Canın yandığında söyle...'' sırt üstü uzanıp ini çekmeye başlamıştı. Ucundan yavaşça zevk suyu süzülürken yerinden doğruldun ve bacaklarını belinin iki yanına attın. i girişine konumlandırdıktan sonra yavaş yavaş içine almaya başladın. Chanyeol yüzünün aldığı şekle bakarak inledi, kendi yüzünün ne kadar çekici göründüğünden haberi yoktu. Hepsini aldığında ellerini Chanyeol'ün göğsünde dinlendirdin. Chanyeol'ün göğsü aldığı kesik nefesler yüzünden inip kalkıyordu. Ellerini kalçalarına götürüp işaretini bekledi. Alıştığına kanaat getirdikten sonra yavaşça ileri ittin kendini. Oda ikinizden gelen eş zamanlı inleme ile dolmuştu. sen yavaş yavaş ileri geri hareket ederken o da kalçandaki elleriyle seni destekliyordu. Sürekli dudaklarını yalıyor, gözlerinin içine bakıyordu. Elinin biri yeniden göğsüne gidip sıktığında bir tane şaplak attın.

''Channie... Acıyo dedim sana!''

''Hayatım bu açıdan bakarken kendimi tutmam o kadar zor ki... Ahhhh...'' Eli yeniden kalçalarına indi, bu defa kalçalarını sıkmaya başladı. Gözlerini devirdiğinde küçük bir çocuk gibi sızlandı.

''Neeee? Kalçaların da hassas değil ya? Bırak da onu sıkayım bari... Aaaaahhh!'' Sesli bir şekilde inlediğinde elini ağzına kapatıp, kızgınca baktın.

''Boru gibi sesinle inleyerek Chanyoung'u mu uyandırmaya çalışıyorsun!''

Bir süre daha böyle devam ettiniz. Ama Chanyeol bir türlü boşalmıyordu.

''Cha-chanyeol... Uzatmak için tutuyorsan seni inden tavana asarım... BOŞAL ARTIK!'' Ağzındaki elini çekip cevap verdi.

''Boşalmamı söyle o zaman! Adımla inle!'' Başka çaren yoktu, Chanyeol bu konuda oldukça inatçıydı.

''Chanyeol... Boşal bebeğim... Hadi... Ahhh! Chanyeol~''

Çok geçmeden ikiniz de zirveye ulaşmıştınız. Chanyeol'ün orgazmını uzatmak için yavaş hareketlerine devam ettin. Saçların önüne düşmüş, nefeslerini düzenliyordun. Chanyeol yavaşça doğrulup dudaklarına bir öpücük kondurdu.

''Teşekkürler bebeğim... En iyisiydi... Hadi gidip temizlenelim... Chanyoung'un uyandırma servisi bizi böyle görsün istemeyiz değil mi?'' Yavaşça başını sallayıp onayladın. Kollarını boynuna dolayıp bir öpücük kondurdun dudaklarına.

''Banyoda devam etmeye ne dersin?''

*** SON ***

 

Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
Bbhloveesss #1
Chapter 2: Bir an 6 sene geriye gittim ve ilk okuduğum zamanları hatırladım, aile içi problemleri sağlam psikoloji ile atlatmamı sağlayan ssp❤️
aeriaeri004
#2
Chapter 23: çoğunu unutmuşum okuyunca koskoca mazi canlandı gözümde :")
ddaisyW #3
Chapter 30: Gerçekten OKB ile yaşamak o kadar zor ki... :'(
ddaisyW #4
Chapter 24: Savior'un devamının olmasını çok isterdim.Çünkü Kris'in aslında olduğu gibi nazik bir adam olarak betimlendiği tek fic diyebilirim.
ddaisyW #5
Chapter 1: Maga be bunları bulup heyecanla okuduğum günleri hatırladım :')
DaisyW
#6
Hello Ben geldiiim ❤️❤️
EbruDavut #7
Yazarcım başardım mı? Girebildimmi bende 5 kitap yazdığının görünmesi normalmi