Little Sinner [Luhan]

EXO OC ONE SHOTLAR

Çalışma masanın üzerinde titreyen telefonuna bakmak için elindeki kalemi kitabının arasına bıraktın. Muhtemelen sevgilin Luhan iyi geceler mesajı atmıştı. Ama gönderen kişinin, düşündüğün kişiyle hiçbir alakası yoktu. Mesaj en yakın arkadaşındandı. Mesajı açtığında gördüğün resim yüzünden beynin durmuştu bir anda, telefon elinden düşüp büyük bir gürültüyle masaya çarpmıştı. Bu doğru olamazdı! Luhan o partiye kesinlikle gitmeyeceğini söylemişti sana... Yalan söylemişti sana... Daha da kötüsü... Aldatılıyordun... Luhan başka bir kızın dudaklarına kapanmıştı, elleri ise...

Biraz aşağı inip mesajı okudun. ''Tatlım, bunu benden öğrenmeni istemezdim ama, göz göre göre en yakın arkadaşımın aldatılışına göz yumamazdım... Sana söylemiştim tatlım, bu Luhan'ın ilk hatası değil, bu gidişle son da olmayacak...''

Ağlayarak yatağına girdin. Belki de o kız Luhan'ı öpmüştü... Bunlar... Bir açıklaması olmalıydı değil mi? Yarın Luhan'la konuşmaya karar verdin. Bu gece uyku tutmayacaktı, sabahı beklemek tüm gecelerden daha zordu...

***

''Günaydın hayatım...'' Luhan okul bahçesinde seni bekliyordu, her sabah olduğu gibi öpücüğünü almak için dudaklarına uzandı. Ama kendini geri çektin. ''Neyin var, neden seni öpmeme izin vermiyorsun?''

''Grip olmuşum, sana da bulaşsın istemiyorum...'' uykusuz ve makyajsız yüzün de yalanını destekliyordu. ''Eee, dün akşam sana verdiğim kitabı okumaya fırsatın oldu mu?'' masumca sordun.

''Dün gece erkenden uyumuşum...'' eliyle ensesindeki saçları karıştırıp gülümsedi. Sen ise karnına yumruk yemiş gibi olan ifadeni saklamaya çalışıyordun.

''Partiye gidersin sanmıştım?'' diye devam ettin.

''Gitmeyeceğim demiştim ya bebeğim... Bütün akşam evdeydim... Hadi sınıfa gidelim, derse geç kalacağız...'' elini beline sarıp kendine çekmişti. Boğulacak gibi hissediyordun yanında. Kalbin öyle bir sıkışıyordu ki... Gözlerin yanıyordu, gözyaşlarını bastırmak için dudaklarını kemiriyordun.

''Sanırım lavaboya gitmeliyim... Midem hiç iyi değil...''

''Gelmemi ister misin? Revire gidelim istersen?'' endişeli görünüyordu, ama nasıl inanabilirdin ki? Bunun da yalan olmadığını nerden bilecektin?

''İyiyim... Sadece yüzümü yıkasam yeter... Bekleme beni...'' seni öpmesine fırsat bırakmadan hızlı adımlarla lavaboya gittin. Kabinlerden birine girip kapıyı kilitlediğinde gözyaşlarını bırakmıştın.

Ne kadar ağladığını bilmiyordun. Kabinin kapısı hızla vurulmaya başlanınca kapıyı açıp dışarı çıktın. Bu biricik dostundu. Senin çektiğin acıyı yüzünde görebileceğin tek insan, kollaryla sıkıca sarıp saçlarını okşamaya başladı.

''Ağlama tatlım... Ağlaman hiçbir şeyi değiştirmeyecek... Keşke bunlar hiç yaşanmasaydı...''

''Ne yapacağım ben şimdi? Gözlerimin içine baka baka yalan söyledi... Neye inanacağımı şaşırdım...''

''Ona unutamayacağı bir ders vermeye ne dersin?'' gözlerindeki parıltı güven vericiydi.

***

''Bu halde değil dışarı çıkmak, banyodan çıkabileceğimden bile emin değilim...'' üstündeki mini deri elbiseyi aşağı çekiştirirken kapının arkasından söyledin.

''Saçmalama! Çık dışarı bakayım!'' arkadaşının cırlamasıyla utanarak dışarı çıktın. ''Vay anasını! İşte benim gizli cevherim! Kendine bir bak...'' seni çekiştirip odandaki boy aynasının önüne getirdi. Üzerindeki askılı, sırtı beline kadar açık olan mini deri elbiseye baktın... Vücudunu mükemmel sarmıştı ve tüm kıvrımların ortadaydı. ''Şimdi saç ve makyajı da tamamladık mı... Gerçek bir afet çıkacak ortaya!''

Arkadaşın saçlarınla uğraşırken, sen de kuruması için dikkatle tuttuğun ojeli ellerine bakıyordun. Canın öyle yanıyordu ki...

''Sakın ağlayayım deme! Bu makyajı yapana kadar öldüm!''

''Ağlamıyorum... Sadece... Saçımı yoluyorsun...'' ikiniz de gülmüştünüz bunun üzerine.

''Dik durmalısın tatlım! Oradaki tüm kızlara 'Buranın kraliçesi benim sürtükler!' mesajını vermelisin duruşunla, bakışlarınla... Böyle sünepe gibi durursan, bu defa gerçekten yolarım saçlarını!''

O kelimeler sana ihtiyacın olan tüm gücü vermişti.

***

Az aydınlatılmış, yüksek sesli tekno müziğin salladığı bara daha girer girmez ilgileri üzerine çekmiştin. Göz kırpanlar, ıslık çalanlar... Hepsini kibirli bir şekilde süzüp ilerlemeye devam ettin. Gözlerin hedefini arıyordu. Çok geçmeden bulmuştun da... Yine bir kızın burun mesafesindeydi... Sinirle yumruklarını sıktın.

''Sanırım bir cesaret içkisine ihtiyacım var...'' biraz daha ilerleyip bara yaklaştın. ''Sert bir şey, ne olursa...'' bu sırada geride kalan arkadaşın da sana yetişmişti.

''Şu an sana nasıl baktığını bir görsen... Hey, saçlarını omzuna alalım hadi...'' arkanda kalan Luhan'ı gözlemleyip sana aktarıyordu. İçkini kafana dikmeden önce upuzun ve havalı saçlarını omzuna alarak tüm sırtını Luhan'ın manzarasına sundun. Boğazını yakan içkiyle suratını buruşturup gözlerini kapatmıştın. ''Dostum, sırtında bir delinme yok ya?''

Yüzüne yan bir gülüş yerleştirip, arkadaşını kolundan tuttuğun gibi piste sürükledin. ''Daha gece yeni başlıyor...''

Müziğin ve içkinin etkisiyle sallanırken belini saran bir kol hissettin. Kafanı arkaya çevirdiğinde oldukça yakışıklı bir gençle karşılaştın.

''Selam bebeğim... Bu gece sana eşlik etmeme ne dersin?'' çapkınca göz kırptı.

''Neden olmasın?''

Tanımadığın yakışıklıyla oldukça yakın bir mesafeden dans ettikten sonra, topukluların oldukça yorduğu ayaklarını dinlendirmek için yeniden bara yöneldin.

''Selam fıstık...'' arkanda duyduğun bu ses, ürperttiği kadar mideni de bulandırmıştı. Bu Luhan'ın sesiydi, seni tanıdığından bile emin değildin. ''Bir süredir seni izliyord-'' dönen bar taburesini çevirip onunla yüzleştiğinde, Luhan'ın şok olmuş ifadesiyle karşılaştın. Ve elbette hayranlık da vardı bu bakışlarda...

''Burada ne arıyorsun?!'' diye bağırdı ''Hasta olduğunu sanıyordum!'' kolunu kavrayıp çekiştirmeye başladı ''Yürü çabuk eve gidiyorsun!''

''Bırak beni!'' kolunu çekip aynı öfkeyle baktın ona ''Neden burada olduğum seni hiç ama hiç ilgilendirmez!''

''Hasta olduğunu sanıyordum! Bana yala-''

''KAPA ÇENENİ!'' diye bağırdın ona ''Bunu söyleyecek en son kişi bile değilsin!''

''Konuşmamız lazım ve burası hiç uygun değil!'' seni kolundan tuttuğu gibi sürüklemeye devam etti. Dışarı çıktığınızda soğuk havanın teninle buluşmasıyla titremiştin. Luhan ceketini çıkarıp omuzlarına bırakmıştı. Ceketi tek bir omuz hareketiyle yere düşürdün.

''Burada ne arıyorsun? Bir daha sormayacağım!'' Luhan dişlerinin arasından tısladı.

''Sadece okulun popüler çocuğu mu gecelere akacak?'' alayla sordun ''Tıpkı bir aptal gibi her şeyi gözlerimle görmeye ihtiyacım vardı! Yalanlarını, beni aldatışını!''

''Gördüğün gibi değil...'' Luhan sinirle yüzünü sıvazlıyordu. ''Açıklamama izin ver...''

''Dün gece erkenden uyuduğunu mu açıklayacaksın? Bana kesinlikle gitmeyeceğini söylediğin partilere katılıp, kızlarla nasıl yiyiştiğini mi? Ve daha az önce, beni tanımayıp aç bir kurt gibi yanıma sokuluşunu mu? Hangisini açıklayacaksın cevap ver!!'' sinirlerin bozulmuştu ve gözyaşlarını tutamıyordun. ''İçimde bir yer, hala sana inanmamı beklediği için kendimden nefret ediyorum...'' sesin fısıltı gibi çıkmıştı.

''Bebeğim, seni seviyorum...'' Luhan üzgün bir ifadeyle bakıyordu yüzüne. ''Ama ben de bir erkeğim ve bazı ihtiyaçlarım var... Sen farklısın, onlar sadece tek gecelik şeyler... Ben senin masum yanını seviyorum... Bu sen değilsin...''

''Sadece midemi bulandırıyorsun Luhan... Tek kelime dahi etme... Güzel anılarımıza biraz olsun saygın varsa tek kelime dahi etme... Artık hayatında yokum...''

***

Aradan bir ay geçmişti. Luhan'ın aramalarına, mesajlarına cevap vermiyordun. Okulda ise görmezden geliyordun. Yanında arkadaşların olduğu için yaklaşamıyordu da. Onu unutmaya çalışmak oldukça zordu. Aynı ortamda bulunmak da işini daha da zorlaştırıyordu. Bir gün okula geldiğinde büyük bir kalabalıkla karşılaştın. Muhtemelen yine öpüşen bir çiftin etrafı sarılmıştı ya da birileri kavga etmek üzereydi. Kalabalık açıldığında gördüğün şeyle gözlerine inanamamıştın. Luhan uzun ve simsiyah bir rahip kıyafeti giyiyordu. Seni görünce bir adım daha yaklaştı ve olduğu yerde diz çöktü. Umursamadan yanından geçip gidecektin.

''Dur, dinle lütfen... Herkes dinlesin beni...'' durup beklemeye başladın. ''Ben Luhan, evrendeki en adi, en eşek herifim. Muhteşem bir sevgiliye sahipken, şeytanın yolundan gittim ve onu kaybettim... Onu aldattım... Bir kez de değil üstelik... Onu ağlattım... Biliyorum, onun masum aşkına layık değilim, onu hak etmiyorum da... Ama onu çok özlüyorum... Beni yokluğuyla cezalandırdığı her gün biraz daha yok oluyorum... Onu görüp de ulaşamamak canımı yakıyor...'' dolan gözlerin yüzünden bulanık görüyordun, gözlerini silip burnunu çektikten sonra ona bakmaya devam ettin ''Aşk, bir kişi için dünyadaki diğer herkesten vazgeçmektir... Artık hazırım, senin için herkesten, her şeyden vazgeçmeye hazırım... Ömrümün sonuna kadar bir rahip gibi yaşamamı istersen, yaşayacağım... Ve beni affedersen eğer, benim için yalnızca sen olacaksın... Artık yalanlar olmayacak, daha fazla gözyaşı dökmeyeceksin... Söz veriyorum...''

Koşarak yanına gittin ve tıpkı onun gibi dizlerinin üzerine çökerek sıkıca sarıldın ona. Ayrılıp dudaklarına yapıştın. Her zamanki küçük ve masum öpücüklerin yerini şehvetli ve tutkulu bir öpücüğe bırakmıştı. Ayrıldığınızda Luhan mutluluk ve şaşkınlık karışımı bir ifadeyle bakıyordu yüzüne.

''Daha ilk dakikalardan günahkar bir rahip oldum...'' gülümseyerek söyledi.

''Bu birlikte işleyeceğimiz günahların en küçüğü...'' kulağına çekici bir ses tonuyla fısıldadın. ''Seni küçük günahkar...''

*** SON ***

 

Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
Bbhloveesss #1
Chapter 2: Bir an 6 sene geriye gittim ve ilk okuduğum zamanları hatırladım, aile içi problemleri sağlam psikoloji ile atlatmamı sağlayan ssp❤️
aeriaeri004
#2
Chapter 23: çoğunu unutmuşum okuyunca koskoca mazi canlandı gözümde :")
ddaisyW #3
Chapter 30: Gerçekten OKB ile yaşamak o kadar zor ki... :'(
ddaisyW #4
Chapter 24: Savior'un devamının olmasını çok isterdim.Çünkü Kris'in aslında olduğu gibi nazik bir adam olarak betimlendiği tek fic diyebilirim.
ddaisyW #5
Chapter 1: Maga be bunları bulup heyecanla okuduğum günleri hatırladım :')
DaisyW
#6
Hello Ben geldiiim ❤️❤️
EbruDavut #7
Yazarcım başardım mı? Girebildimmi bende 5 kitap yazdığının görünmesi normalmi