Yazar; coffeeortea

Çeviri; UzumluCikolata
 

"Chanyeol-! Nereye gidiyoruz??" diye sordu Baekhyun devin kendisini çekiştirmesine izin verirken. Aceleyle revirden çıkmışlardı ve Baekhyun az kalsın kendi iki ayağına takılıp düşecekti.

Chanyeol cevap vermedi ve yalnızca Baekhyun'un elini daha sıkı tuttu. Sonunda yurtların olduğu alana varmışlardı ama Baekhyun konuşmak zorunda kaldı.

"Yah! S-" Baekhyun sertçe seslenince Chanyeol nihayet arkasını döndü. Yüz ifadesi Baekhyun'un dudaklarını büzmesine neden olmuştu. Chanyeol neden ona öyle bakıyordu?

"N-Ne?" Baekhyun, Chanyeol sadece gözlerini dikmiş ona dik dik bakarken bağırdı.

"Üvey kardeşimden mi hoşlanıyorsun?" diye sordu Chanyeol ciddi bir tavırla.

Baekhyun gözlerini kırpıştırdı ve alayla güldü. "Ne- Elbette! Senin olduğundan daha kibar ve hoş.."

Chanyeol kaşlarını çattı.

"Ondan, benden daha mı çok hoşlanıyorsun?"

Baekhyun soru karşısında dizlerinin zayıf düştüğünü hissetmişti. "Ş-Şey, ben-"

"Benimle olmaktansa onunla olmayı mı tercih ediyorsun? Benim yerime her gün onunla mı derse girmek istiyorsun? Benim yerime-"

"Yah Park Chanyeol!" Baekhyun Chanyeol'ün sözünü kesti. "Bunların herhangi birini söyledim mi hiç?! Ondan sadece yakın bir hyung olarak hoşlanmam onunla evlenmek istediğim anlamına gelmez! 7/24 onun etrafında olmamı mı istiyorsun? Açıkçası, Yixing hyungdansa sana yapışmayı tercih ederim seni şapşal dev eşek herif çünkü sen o kadar salak ve kalın kafalısın ki bir küs bir barışık arkadaşlık ilişkimizin benim için ne kadar anlamlı olduğunu göremiyorsun!"

Baekhyun'un bağırarak söylenmesinin sonunda, kısa olan nefes nefese kalmış ve başını kaldırıp Chanyeol'e bakınca dev olanın yüzünde yalnızca geniş bir sırıtış görebilmişti.

Yanakları pembe bir renkle kabardı ve dudaklarının bir ucu kıvrıldı. Gözleri biri ona piyango çıkan bileti vermiş gibi parlarken yüzü görenlerin fondöten sürdüğünü zannedeceği bir renkle aydınlanmıştı.

"Yani.." dedi Chanyeol birazcık utangaç bir tavırla. "Benden daha mı çok hoşlanıyorsun?"

Baekhyun ona baktı ve inledi. "Bütün bu açıklamadan sonra tüm umursadığın bu mu?! Ben sadece gid-"

Chanyeol Baekhyun'u yakalayıp sımsıkı bir kucaklamanın içine çekti, başını onun boynuna gömmüştü. Boy farkları bu sarılışı biraz garip kılıyordu ama Baekhyun'un beyni bunu düşünmek için fazlasıyla boştu.

"Ben de senden hoşlanıyorum Baekhyun." Chanyeol fısıldadığında Baekhyun aceleyle Chanyeol'ün tutuşundan kurtuldu. Yüzünün kulaklarının ucuna kadar ısındığını hissediyor ve doğru dürüst göremiyordu.

"Avv, yüzün neden bu kadar kızardı? Bana aşık olduğundan dolayı olamaz değil mi?" Chanyeol sataşınca Baekhyun sanki hayatı buna bağlıymış gibi kekelemişti.

"A-Asla olmaz! Tabii canım! Se-Sen delirmişs-in! Sen a-anlaşılan hala kendinde değilsin!!" Baekhyun arkasını döndü ve parmaklarıyla dudaklarına vurdu, içinden çenesini kapatması için kendisine küfrediyordu.

"Öyle mi? Benim Baekhyun'um çok tatlı." Chanyeol Baekhyun'un yüzünü görmek için atlasa da Baekhyun inatla dönüp duruyor ve Chanyeol de gülüyordu.

"B-Ben senin değilim! Ben kimseye ait değilim!"

Chanyeol Baekhyun'u yurt binasının içine çekmeden önce yalnızca gülümsemişti.

-


 

Sehun, kolları Baekhyun'un etrafına dolanmış Chanyeol'ü görerek durdu. Durduğu yerden ikilinin onu görmediği açıktı ama yurt binasının köşesinin arkasına saklanma ihtiyacı hissetmişti.

Sehun iki üst döneminin şakalaşmalarını izlerken dudağını ısırdı. Chanyeol'ün Baekhyun'a bakışı Sehun'un kalbini ağırlaştırıyordu. Chanyeol neden yalnızca Baekhyun'layken böyleydi? Baekhyun'un nesi bu kadar harikaydı ki Chanyeol'ü ona çekiyordu?

Sehun geri yürümeden önce iç çekti, bir süreliğine kafasını boşaltabileceğini umuyordu.

O gün daha sonra, Luhan Sehun'un okul kampüsünde aklı bir karış havada dolandığını gördü. Luhan kaç defa genç olana seslense de ve hatta elini sağa sola sallayarak arkasından koşsa da Sehun onu duymamıştı. Son sınıf öğrencisi şeytana uyup aklını okuyacak gibi oldu ama bunu Sehun'a yapmamaya yemin etmişti. Kurbanının haberi olmadan birinin üzerinde novasını kullanmayı kendisine yasaklayacak olsa, bunun Sehun olacağına yemin etmişti.

-
 

Birkaç gün sonra, okulda bir dedikodu patlak vermiş gibi görünüyordu. O gün Baekhyun'un en çok korktuğu ve endişelendiği gündü.

Derslerinde, herkes ondan vebalıymışcasına kaçıyordu. Kahvaltı sırasında arkadaşlarıyla her zamanki masasında otururken bunun farkına varmamıştı. Ama, ana okul binasına gider gitmez, diğer öğrenciler ona garip bakışlar atmaya ve arkadaşlarıyla fısıldaşmaya başlamışlardı. Bazı son sınıflardan ve hatta ilk sınıflardan bile kötü bakışlar alıyordu.

"Duydunuz mu? Byun Baekhyun müdürün gözdesi Yixing'le flört ediyormuş.."

"Biri onları revirdelerken gizlice dinlemiş."

"Diğer su novalı son sınıfın Yixing'e aşık olduğunu sanıyordum?"

"Ben de Baekhyun'un Chanyeol'le ilgilendiğini sanıyordum...."

Ona sıradan davranan kişiler yalnızca Chanyeol, Kyungsoo ve diğer arkadaşlarıydı ki muhtemelen henüz söylentiyi duymamışlardı. Baekhyun daha sonra NU'nun ardından Jongin'i gördüğünde, Jongin kolunu Baekhyun'un omzuna atmakta tereddüt etmezken Tao ve Sehun mesafelerini korudular. Görünüşe bakılırsa diğer iki ikinci sınıf çoktan dedikoduyu duymuş ve Jongin'e söylememişlerdi. Öyleydi ya da Jongin inanmak için umursamamıştı. Baekhyun ikincinin olduğunu umut ediyordu.

"Öyle görünüyor ki novaların okulumuzdaki kullanımına yönelik birkaç endişe var." Bayan Jeong duyurduğunda bazıları kıs kıs güldü.

Baekhyun sıranın üstünde uyuklayan Chanyeol'ün yanında oturuyordu. Jongin ve arkadaşlarıysa biraz daha ötede diğer birkaç ikinci sınıfla takılıyorlardı.

"Bunun hakkında, bugünkü dersi yasaklı novalar üzerine kurmaya karar verdim." diye açıkladı öğretmen. "Birkaçı burada bizimle."

"Yasaklı