27.BÖLÜM

PROTECTOR
Please Subscribe to read the full chapter

Yazar; coffeeortea 

Çeviri; UzumluCikolata
 

"Kris mi döndü?!" Jongdae kocaman gözlerle sorduğunda Joonmyun onayladı, yanaklarını avuç içlerine yaslamıştı.

Bir nefes verdi. "Onu Baekhyun'la gördüm ama Kris'le yüzleşecek cesaretim yoktu o yüzden onu Yixing'e götürmesini söyledim-"

Jongde alnına bir şaplak attı. "Hangi akla hizmet eski erkek arkadaşına aşık olduğun çocuğa gitmesini söyleyebildin?!"

"Bilmiyorum! Artık bilmiyorum!" diye inledi Joonmyun ve başını masaya koydu.

"Niye döndü ki gerçi?" sordu Minseok, ödev sorusuna cevabı karalarken.

"Kim bilir." Jongdae ders kitabına dönmeden önce söyledi.

-
 

Baekhyun Chanyeol kolunu çekiştirirken kaşlarını çatmıştı. Bir dejavu hissi ona sertçe çarpıp onu acele afallamışlığından çıkararak kendine getirdi.

"Chanyeol!" diye bağırdı Baekhyun. Diğer oğlan kampüsün ortasındaki açık bir arazide dikilirlerken yavaşladı.

Chanyeol derin bir nefes almış ancak eli Baekhyun'unkini bırakmamıştı.

"Ben bir şey mi yaptım?" diye sordu, kısa olana bakmak için dönmeden.

"Ha?"

Chanyeol sonunda Baekhyun'la yüzleşmek için bedenini döndürdü, kafasını eğip gözlerini ona dikti. Ama bakışları kızgınlık ya da nefretten ziyade incinmişlik ve karmaşa barındırıyordu.

"Neden benden uzak duruyorsun? Neden o gün gelmedin? Neden beni kahvaltıda ektin? Neden kütüphaneye gelmedin? Neden?!"

Baekhyun Chanyeol'ün yüzüne bakakaldı. Bir insan sinirliyken nasıl bu kadar yakışıklı olabilirdi?

"Ben-Ben" kekeledi.

"Ne?! Gizli gizli üvey kardeşimle mi çıkıyorsun?! Olan bu mu? Çoğunlukla bana ayırdığın tüm vaktini şimdi Yixing'le geçiriyorsun. Benimle dalga mı geçiyorsun Baekhyun? Şimdi benden bıktığından sevmediğimi bildiğin bir insan için beni kenara mı atıyorsun? Senin bana böyle ihanet edebilecek biri olduğunu asla düşünmezdim-"

"O halde beni ne olarak görüyorsun?" Baekhyun cesur bir tavırla sordu. Hafta boyunca, ilişkilerinin ne olduğunu düşünmüştü. Arkadaş? Yeniden birleşen çocukluk arkadaşları? Sınıf arkadaşı? Düşman?

Chanyeol gözlerini kırpıştırdı. "A-oh..Şey. Sen Baekhyun'sun."

Baekhyun iç çekti. "Baekhyun ne? Sınıf arkadaşım Baekhyun mu? Transfer öğrenci Baekhyun mu? Büyük babanı öldüren adamın torunu Baekhyun mu-"

"Kes şunu. Artık bunu düşünmediğimi biliyorsun."

Baekhyun ayağını yere vurdu. "O zaman ne Chanyeol? Birlikte takılmamızın sebebini bile bilmezken neden tüm zamanımı sana ayırmalıyım? Neden? Seni bilmem ama ben seninle takılmaktan hoşlanıyorum ancak bugünlerde neden yaptığımı sorgulamaya başladım. Başlangıçta, sana eşlik etmemden nefret ediyordun. Gitmemi istemiştin ve şimdi de üvey kardeşinle olduğum için bana kızıyorsun." bağırarak söylendi.

Chanyeol Baekhyun'un elini daha sıkı kavradı. "Naneun..neoreul johahae.."

Baekhyun gözlerini kırpıştırdı. Chanyeol alçak sesle mırıldanmıştı. "Ne?"

"Dedim ki çünkü..çünkü senden hoşlanıyorum!" Chanyeol yüzünün ısındığını hissetti. Bu ona daha önce hiç olmamıştı. Kalbi o kadar şiddetli atıyordu ki damarlarında akan kanının hepsini hissedebiliyordu. Vücudunun içindeki hızla akma hissi onu güçlenmiş hissettirse de birden başını döndürmüştü. Ansızın, Baekhyun elini onunkinden söküp kurtardı ve acıyla çığlık attı.

"Siktir, Chanyeol!" Baekhyun yüzünü buruşturarak öne doğru eğilmiş ve elini acı dolu bir ifadeyle göğsüne götürmüştü.

Bütün anıları sel gibi gelip canlandığı sırada geri adım atarken başını iki yana salladı. Elleri titriyordu.

"Be-Ben özür dilerim! Ben-" Başka bir kelime daha edemeden önce, Chanyeol çoktan yurda koşmaya başlamıştı. Geri döndüğü zaman, Jongdae elindeki kartla odalarına giriyordu.

"Ah Chanyeol-"

Chanyeol kapıyı itip açtı ve banyoya koşarak elini kabaca soğuk suyun altına soktu.

"Sorun ne?! Chanyeol." Jongdae banyoya giderken onu takip etmişti ve Chanyeol ellerini akan suyun altına tutarken seyrediyordu. Gözleri gözyaşları içinde kızarmıştı, Chen onun novasını kullandığını anladı.

"Ne yaptın..?"

Chanyeol dişlerini sıkarak derin bir nefes aldı. Elleri musluğu kapatmak için uzandı ve lavabonun kenarlarını kavradı.

"O..Onu yaktım." Chanyeol sıcak bir gözyaşının aktığını hissetti. Yine yapmıştı. Baekhyun'u incitmişti. 
 

*flashback*

"Chanyeol-ah!" Baekhyun oyun parkında arkadaşını fark ettiğinde gülümsedi.

"Baekhyun.." Chanyeol kısa çocuğun kendisine koştuğunu görmek için başını kaldırdı. Chanyeol her zaman yaşına göre uzun olmuştu. Baekhyun'un ona doğru koştuğunu fark edince, Chanyeol çabucak eldivenlerini geçirdi. Annesi diğer çocukların yanındayken onları giymesini söylüyordu.

"Bugün eldivenlerini takıyorsun." diye söyledi Baekhyun Chanyeol'ün önünde dikilirken.

Chanyeol başını salladı.

"Oyun demirlerine tırmanabilir misin?" Baekhyun heyecanla sordu. Ayakları üzerinde zıpladı ve tepede asılı duran uzun metal çubuklara koştu. Chanyeol oraya doğru yürüdü ve ufak rampanın üzerinde durarak kendini ilk çubuktan sallandırmaya hazırlandı.

"İyi izle." dedi Chanyeol. Baekhyun yan taraftan izlerken başını sallamıştı.

Ustalıkla, Chanyeol diğer tarafa ulaşana kadar bacaklarını daha çok destek için sallandırarak bir çubuktan diğerine geçti.

"Bu çok havalıydı. Denemek istiyorum!" Baekhyun ellerini çırptı. Chanyeol Baekhyun'un gözleriyle gülmesini seviyordu. Gözlerinin uçları hafifçe aşağı bükülüyor ve dudakları onu mutlu hissettiren geniş bir gülümseme için kıvrılıyordu. Baekhyun'la birlikteyken mutluydu. Yegane arkadaşlarından biriyleyken. Annesi diğer çocuklarla etkileşim kurmasına zar zor izin veriyordu. Baekhyun, onlardan biri olduğu içindi yalnızca.

"Hayır, düşüp kendini yaralarsın!" diye homurdandı Chanyeol kolayca aşağı atlarken.

<
Please Subscribe to read the full chapter
Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
hundredthou
#1
Chapter 3: where is the original version of this?
hundredthou
#2
Chapter 2: i thought this would be in english
hundredthou
#3
Chapter 1: its not in english???
hundredthou
#4
interesting premise! can't wait to see what you've come up with