44.BÖLÜM

PROTECTOR
Please Subscribe to read the full chapter

Yazar; coffeeortea

Çeviri; UzumluCikolata


 

"Baekhyun!" Joonmyeon ve Chanyeol kısa olanın arkasından koşarak kalabalığın nefeslerini tutup şaşkınlıkla onları izlemesine neden olmuşlardı. Öğrencilerin yanından geçerlerken iki okul birincisinin adlarının mırıldanıldığı duyuluyordu. Baekhyun güvenliği kolayca atlatmayı başarmıştı, fazla kolayca, ama Chanyeol ve Joonmyeon girişe yaklaştığı anda, Kris yanlarına gelerek onları durdurdu. Girişi kapatıp onları geride tutarken Chanyeol Baekhyun'un gittikçe ormanın daha da derinlerine gidişini izliyordu.

"Kris!" Joonmyeon kafa karışıklığı içinde ona baktı. "Baekhyun o-"

Chanyeol Kris'in elini ittirdi. "Ne bok yediğini sanıyorsun?! Baekhyun az önce içeri girdi ve-"

"Siz giremezsiniz çocuklar, en azından henüz değil." dedi Kris kesin bir dille. Joonmyeon mücadele etmeyi kesti ve kaşlarını çattı.

"Ne demek istiyorsun? Bu bizimle ilgili değil, Baekhyun'la ilgili!"

"Baekhyun'un içeri girmeye izinli olmasının bir nedeni var."

"Adını çağırmadılar!" diye bağırdı Chanyeol, her saniye git gide daha çok sinirleniyordu. Midesine yerleşen huzursuz edici bir his vardı ve kalbi panikle hızlanmıştı.

"Bunu biliyorum Chanyeol." Kris sakince konuştu. Bu durum Chanyeol'ün sinirlerini bozmaya başlıyordu.

"O zaman içeri girmesine sizin izin verdiğinizi mi söylüyorsun-"

"-Bilerek?" Kris tamamladı ve başını salladı.

Joonmyeon ve Chanyeol'ün ikisinin de gözleri büyümüştü.

"Neden?!"

"Neden Baekhyun'u içeri gönderdiniz?! Aniden ayağa fırladı ve koşmaya başladı- ne bok oluyor böyle?!" Chanyeol Kris'i gömleğinin yakasından kavramıştı. Sabırsızlandığını ve tedirgin olduğunu hissedebiliyordu. Alevler derisinin altını kaşındırıyordu.

"Sakinleş, Yeol-"

"Bana öyle seslenme. Erkek arkadaşım ne bok yemeye içeri girdi?" Chanyeol her sözcüğü vurgulamıştı. Kris Chanyeol'ün elini iterek kendinden uzaklaştırdı, sertçe ona bakıyordu.

Joonmyeon aniden neler olmuş olabileceğinin farkına vararak geriye sendeledi.

"Mümkün değil...yapmayacaktır." Joonmyeon başını sağa sola sallıyordu ama Kris'in ifadesi yalnızca tahminini doğruladı.

"Ben de böyle bir şey yapacağını düşünmüyordum." dedi Kris, ucu bucağı görünmeyen ormana bakmak için kafasını çevirdiğinde.

"Ne?" diye sordu Chanyeol, hala dışlanmış halde.

Joonmyeon kolunu diğerinin omzuna attı. "Chanyeol..rüya novaları hakkında öğrendiklerini hatırlasana..."

-
 

Baekhyun bacakları acıyana ve göğsü sıkışana kadar koştu. Elleri üşümüştü ve başı ağrıyordu.

Sanki bir sersemlik halinden, bir tür hipnozdan çıkmış gibiydi.

"Neredeyim..ben?" Baekhyun etrafına bakındı. Yine ilk defa kaybolmuştu sanki.

Baekhyun!

Kafasının içinde çalan sesle arkasına döndü.

"Kimsin sen?!" Seslendi. Daha önceki sesle aynıydı bu.

Yalnızca sen hepimizi kurtarabilirsin.

"Kurtarmak mı? Neyden bahsediyorsun?" Baekhyun etrafına bakındı ama çevresinde kimseyi göremedi.

Baekhyun!

Baekhyun sinirlenmeye başlıyordu. "Sen kimsin ve neden adımı söyleyip duruyorsun?!"

Novan ne?

"Neden bilmek istiyorsun?"

Oh, biliyorum. Ona inanıp inanmadığını görmek istiyorum.

Baekhyun gözlerini kıstı. Biri onunla oyun oynamaya mı çalışıyordu?

"Çalma...çalma novası." diye belirtti, gözleri ağaçtan ağaca atlarken.

Emin misin?

"E-Elbette." Baekhyun tereddüt etti.

Ama ışınlanabiliyorsun. Bir ışınlanma novan olmadığına emin misin?

"O bir kazaydı..Ben ışınlanamıyorum." diye onayladı Baekhyun.

Ama ayrıca rüzgarı da kontrol edebiliyorsun. Ve buz oluşturabiliyorsun.

Baekhyun başını iki yana sallıyordu, "Neyden bahsediyorsun?"

Dene.

Başını ellerine eğdiğinde Baekhyun farklı herhangi bir şey hissetmemiş ya da fark etmemişti. Parmaklarını kıpırdatan Baekhyun bir enerji dalgasının kolundan aşağı aktığını hissetti. Yavaş yavaş, buz kristalleri ufak mavi kırıklar oluşturarak elinin etrafını sardı. Gözleri büyüdü ve Baekhyun başını iki yana salladı.

"Hayır, hayır! Bu ben değildim yemin ederim!" Baekhyun soğuk histen kurtulmak için elini salladı ama yerdeki yapraklar dairesel bir hareketle uçuşmaya başlamış ve sonra da Baekhyun'un ayaklarını çevrelemişti.

Hala emin misin?

"Kes şunu! Bunu senin yaptığını biliyorum!" diye bağırdı Baekhyun ortaya doğru. Şimdi hareketsiz duran yaprakları öfkeyle tekmeledi.

Hepsini yapan sensin. Ama mesele şu ki, bu novaları nereden aldın?

Baekhyun başını salladı. "Ben- Onlar benim değil! Ben onları-" Sehun, Minseok ve Jongin'in yüzleri gözünün önünde belirdiğinde donup kalmıştı "-çalmadım."

Baekhyun gözlerini inanamayan bir tavır içinde yere dikmişti. "Be-Ben.."

"Bunu kendi kendine fark ettiğini görmek güzel." Kafasının içindeki tanıdık ses bir anda fazla gerçek geldi ve Baekhyun başını kaldırdı.

"Bayan Kim?" Okul müdürü yaklaşırken Baekhyun kafa karışıklığı içinde ona bakıyordu. Her zamanki çalışma kıyafetini giymişti.

"Merhaba Baekhyun." Kadın gülümseyerek selamladı. Baekhyun hala şaşkındı.

"Siz-"

"-kafanın içindeki ses ben miydim? Evet." dedi, gülümsemesi yavaşça soldu. "Ve rüyalarındaki de bendim."

"Ne rüyası?" diye sordu Baekhyun.

Kadın eğlenir gibi ona baktı. "Bana anlatmak isteyeceğini sanmıyorum."

Baekhyun'un kulakları kızarmıştı. "Chanyeol'le olan mı?"

"Aşağı yukarı." diye cevapladı öğrenciye doğru yaklaşırken.

"Nasıl-"

"Hiç rüya novaları hakkında bir şey duydun mu?" diye sordu ona bilen bir bakış atarak. Baekhyun'un gözleri genişledi.

"..rüya novaları mı?"

Bayan Kim onayladı. "İşte yeteneğim bu. Bu novaya sahip insanlar diğer insanların rüyalarını gözleyebilir ya da yönlendirebilir."

Baekhyun nefesini düzende tutmaya çalışıyordu. "N-Neden?"

"Sende hepimizin iht

Please Subscribe to read the full chapter
Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
hundredthou
#1
Chapter 3: where is the original version of this?
hundredthou
#2
Chapter 2: i thought this would be in english
hundredthou
#3
Chapter 1: its not in english???
hundredthou
#4
interesting premise! can't wait to see what you've come up with