26.BÖLÜM

PROTECTOR
Please Subscribe to read the full chapter

Yazar; coffeeortea

Çeviri; UzumluCikolata

"Baek-!" Chanyeol tesadüfen odalarından dışarı çıktıklarında elini kaldırıp kısa olanı selamlamıştı. Ancak, Baekhyun'un tepkisi olacağını düşündüğünden tamamen farklıydı. 

Ona parlak bir gülümseme vermek ya da en azından el sallayışına karşılık vermek yerine, Baekhyun öylece kapıyı arkasından kapattı ve Chanyeol'ü şok içinde ve kafa karışıklığıyla gözlerini kırpıştırır halde bırakıp koridorda yürüyerek uzaklaşmaya başladı. 

Chanyeol Baekhyun'un arkasından koşmadan önce algılarını geri kazanması birkaç saniye sürmüştü ve diğerinin temposuna ayak uydurmak için yavaşladı. 

"Baekhyun! Hey, dün neden gelmedin? Tüm gece boyunca seni bekliyordum ama sen gelm-"

"Üzgünüm ben meşgul bir insanım dolayısıyla önden gidiyor olacağım." dedi Baekhyun, yürüyüp uzaklaşmadan önce Chanyeol'e zar zor bir bakış attı.

Chanyeol Baekhyun'un uzaklaşarak yurt binasından çıkışını izlerken kaşlarını çatmıştı. Belki de iyi uyuyamadı, diye düşündü Chanyeol. 

-

"Aman tanrım yemin ederim bir an pes edecektim!" Baekhyun bir elini göğsüne koyduğunda kalbinin gergedanların çılgınca kaçışması gibi attığını hissetti. Yönünü yemekhaneye çevirirken birkaç nefes temiz hava almaya çalıştı. "Baekhyun, ondan uzak durmak istiyorsan bundan çok daha fazla irade sahibi olmak zorundasın-"

"Kimden uzak durmak için?"

Baekhyun kızsı bir çığlık attı ve kolunu şimdi omzuna atmış kişiye döndü.

 "Yah! Jongin! Az kalsın bana kalp krizi geçirttiriyordun!" 

Jongin omuz silkti ve içten olmayan bir özür homurdandı. "Her neyse, kimden uzak durmaya çalışıyorsun? Benim tanıdığım biri mi?"

Baekhyun'un gözleri genişledi ve hemen başını iki yana salladı. "H-Hayır ben kimseden uzak durmuyorum, aha!"

Jongin ona en 'eğer sana inanacağımı sanıyorsan bir salaksın' ifadesiyle baktı. Baekhyun dudaklarını içeriye doğru büzmüştü. 

"Chanyeol'den mi?"

Baekhyun adını duyunca neredeyse takılıp yere düşecekti. "N-Neden ondan uzak durayım ki?"

Jongin gözlerini kısmıştı. "Pekala, dün Chanyeollere gitmedin. Ve şu an da onunla değilsin. Siz ikiniz genelde kahvaltıya beraber geliyorsunuz.." 

"Pıft," Baekhyun yutkundu. "Chanyeol muhtemelen uyuyo-"

"Onu arkandan yürürken gördüm oysaki. Yüzünde aksi bir somurtuş vardı, sanki en iyi arkadaşı tarafından reddedilmiş gibi.." diye kışkırttı Jongin. Baekhun kafasını kaldırıp arkasını döndü ancak orada kimseyi görmedi. 

"Sadece şaka yapıyorum. Kyungsoo'yu kontrol etmeye gittim ve binadan ayrıldığımda, Chanyeol çoktan uyanmış binadan çıkıyordu." 

Baekhyun rahat bir nefes aldı. 

"Ayrıca, erkek arkadaşım bana her şeyi anlattı." 

Baekhyun kaşlarını çattı. "Bana ona asla bir şey söylememem gerektiğini hatırlat."

Jongin güldü. "Endişelenme. Gerekçeni anlıyorum. Onsuz yaşayabileceğimi ona ve kendime göstermek istediğimde Kyungsoo hyungdan uzak durduğum bir dönem olmuştu...ama açıkçası işe yaramadı."

"Demek istediğim, eninde sonunda onunla konuşacağım ama bunu sen kendin bile söyledin, neredeyse her an onunlayım. Kyungsoo bile çıktığımızı sandı!" diye açıkladı Baekhyun yemekhane binasına ulaştıklarında. 

Jongin başını yana çevirdi. "Çıkmıyor musunuz?"

Baekhyun inledi ve kapıyı çekip açarak içeri girmelerini sağladı. 

Masada, Minseok ve Luhan tam oturmak üzerelerdi ve görünüşe bakılırsa Chanyeol henüz gelmemişti. Baekhyun'un bir yarısı rahatlasa da er ya da geç dev olanla yüzleşmek zorunda kalacağını biliyordu. Aceleyle, Baekhyun yemek bölümüne yöneldi ve iki tepsi aldı, her zamanki gibi. 

Bakalım..Chanyeol sabahları çorba içmeyi seviyor.

Baekhyun çorba bölümüne ilerledi ve bir kase pirinç kendine ve bir tane de Chanyeol için aldı. Kaseleri kavrarken seçeneklere bakıyordu. 

*Flashback*

"Yah..Neden çorbanı içmiyorsun?" diye sordu Baekhyun. Yeniden Chanyeol'ün kahvaltısını getirmeye başlamasının üzerinden yalnızca birkaç gün geçmişti. 

Chanyeol kaşlarını çattı. "Bunun tadını sevmiyorum. Çok acı ve tuzlu." 

Baekhyun bakışlarını el sürülmemiş çorbaya dikti. "Dün içtin."

"Bunu istemiyorum." Chanyeol ısrar etti, yan yemeklerini didikliyordu. 

Baekhyun iç çekerek Chanyeol'ün tepsisine uzandı. Dikkatlice, kaselerini değiştirdi ve kendi çorbasını Chanyeol'ün önüne koydu.

"Bu seollongtang. Sadece birkaç yudum-" Baekhyun daha dönüp bakamadan ve cümlesini bitiremeden önce, Chanyeol çoktan hevesle çorbadan kaşıklar dolusu içmişti.

"-aldım." 

"Bu güzel..Gördün mü, neden iyi parçaları kendine saklıyorsun?" Chanyeol koca bir kaşık dolusu pilav yedi ve biraz daha çorba içti.

Baekhyun kafasını iki yana sallayıp gözlerini kırpıştırdı ama çoktan yüzünde bir gülümseme oluşmuştu.

*flashback sonu*

Baekhyun yığından bir kase aldı ve seollongtang kutusunu açtı. Kendisine de bir tane almadan önce kaseyi doldurdu. Ardından, yan yemeklere yöneldi ve iki küçük tabak kimchi, fasulye ve turp aldı. 

Tam son tabak domuz budu için uzanacaktı ki, kolu başka birininkine çarptı. 

"Pardon- Baekhyun?"

Baekhyun kendisine gülümseyen Yixing'i görmek için kafasını kaldırdı. Gözlerini büyüttü.

"Oh-! Hyung!"

Yixing uzandı ve domuz budu tabağını Baekhyun'un tepsilerinden birine yerleştirdi. "Al bunu. Ben sonrakini bekleyebilirim." 

"Teşekkürler."

"Hala Chanyeol'e kahvaltı mı alıyorsun?" diye sordu Yixing ve Baekhyun başını salladı.

"Nasılsa artık buna alıştım. Onun için yapıyorum, bana yapmamı söylediği için değil." 

"Anlıyorum..Yardıma ihtiyacın var mı?" Yixing önerdi.

"Ben iyiyim. Sadece gidip bunu-"

Baekhyun koyu saçlı devin yemekhaneye girdiğini ve genelde oturdukları üst kata yöneldiğini fark etmişti. Onu seçememek imkansızdı. Kızlar hala o geçerken fangörlleşseler de kasvetli ruh hali çabucak fark ediliyordu. 

"Aslında..ah, Yixing, eğer sorun etmezsen, seninle oturabilir miyim?"

Yixing kaşlarını kaldırdı ama yine de onaylamıştı. "Evet. Tabii." 

Baekhyun iki tepsiyi de tutarak onları üst kata çıkardı. Beklendiği gibi Chanyeol'ü yer

Please Subscribe to read the full chapter
Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
hundredthou
#1
Chapter 3: where is the original version of this?
hundredthou
#2
Chapter 2: i thought this would be in english
hundredthou
#3
Chapter 1: its not in english???
hundredthou
#4
interesting premise! can't wait to see what you've come up with