42.BÖLÜM

PROTECTOR
Please Subscribe to read the full chapter

Yazar; coffeeortea

Çeviri; UzumluCikolata


 

"Baekhyun..Baek!"

Baekhyun düşüncelerinden sıyrılarak gözlerini kırpıştırdı.

"H-Ha?"

Kyungsoo bakışlarını garipçe oda arkadaşına dikmişti. Kahvaltıya gitmek için hazırlanıyorlardı ama Baekhyun'un aklı başında değildi işte. "Geçen 5 dakikadır yere bakıyordun. İyi olduğuna emin misin?"

Baekhyun yavaşça başını salladı. "Evet," dedi banyoya yönelmeden evvel. Musluğu açtı ve suyu doldurup yüzüne çarpmadan önce soğuk suyun ellerinden akıp gitmesine izin verdi.

O rüya da neydi..?

Aklındakilerden kurtulmayı ne kadar çok denerse denesin yüreğindeki huzursuzluk hissine engel olamıyordu. Chanyeol'ün birini öldürebilmesi mümkün değildi, onu tehdit etmesi şöyle dursun. Tanıdığı ve sevdiği Chanyeol o tür bir insan değildi. Doğru ya da hatta gerçek bile olmayan bir şeyin üzerinde kafa yormak hiç mantıklı olmayacaktı.

Baekhyun su akışını kesmek için musluğun sapını indirdi ve aynada kendine baktı.

"Böyle bir şey olmadı Baek. Unut gitsin."

-


 

"Baekhyun! Hayattasın!" dedi Jongdae gülümseyerek Kyungsoo'yla masaya yaklaşırlarken. Baekhyun zayıfça gülümsedi.

"Öyleyim." Sandalyesini çektiğinde Chanyeol'ün henüz burada olmadığını fark etmişti. Minseok Jongdae'nin yanındaki her zamanki yerinde oturmuyordu ve masa normalden daha sessiz gibiydi.

"Nasıl hissediyorsun?" diye sordu Joonmyeon, çubuklarını bırakarak.

Baekhyun omuz silkti. "Yorgun, ha.."

Luhan ona gergin ama içten bir gülümseme göndermişti. "Geri dönmen güzel."

"Gideli o kadar uzun olmamıştı." dedi Baekhyun şakayla, son sınıf öğrencisinin yanındaki yerine oturdu.

"Hey Baek."

Baekhyun omzunda bir el hissedince arkasını döndü. Gözleri Chanyeol'ünkilerle buluştuğu anda şokla genişlemiş ve neredeyse oturduğu yerden sıçrayarak uzun olanın elinin dokunuşunu kesmesine neden olmuştu.

Chanyeol kıkırdadı, şaşkındı. "Sorun ne? Seni o kadar çok mu şaşırttım?"

Baekhyun'un nefes alışverişleri düzensizdi ve kalbi normalden daha hızlı atıyordu. Rüyasındaki aynı Chanyeol'ü görmüyordu. Onun Chanyeol'üydü önündeki. Onu dünyadaki tek kişiymiş gibi hissettiren sevgi dolu erkek arkadaşıydı. Başta nefret ettiği ama sonunda aşık olduğu Chanyeol'dü. Onun Chanyeol'üydü.

"H-Hayır.." Baekhyun yeniden Chanyeol'ün karşısındaki yerine oturmadan önce gülümsedi. Jongin de tepsisiyle yürüyüp erkek arkadaşının yanındaki sandalyesine çökmüştü. Jongin'i dilediği yerde belirmesi yerine yürüyerek gelirken görmek garipti.

"Hepimiz olanlarla ilgili bilgilendirildiğimize göre.." diye başladı Joonmyeon "Bu konuyu her yönüyle konuşmamızı istiyordum, Baekhyun da dönmüşken."

Kyungsoo başını salladı, bunun eninde sonunda gündeme geleceğini biliyordu. "Ve nova sınavı da yarın.."

"Baekhyun, hiç..sanki, daha güçlü ya da kuvvetlenmiş gibi hissediyor musun?" Jongdae merakla sordu. "Joonmyeon'un bana söylediklerinden sonra, novanın neler yaptığını bayağı merak ediyordum!"

Baekhyun konunun aniden değişmesiyle gözlerini kırpıştırdı. "Ş-Şey..Bundan kendim de çok emin değilim ama ben..insanların novalarını alabiliyorum."

"Nasıl olur da bize hiç söylemezsin?" diyerek somurttu.

"Bu sadece..Ailemin geçmişi daha da karışıktı ve bu güç büyük babam için epey soruna yol açmış o yüzden gündeme getirmek istemedim..Bilmiyorum gerçekten.." Baekhyun kendisi hakkında daha fazla konuşmak istemiyordu. "Peki ya siz çocuklar? Nova sınavı konusunda ne yapmayı planlıyorsunuz?"

İlk Kyungsoo başladı. "Ben kuvvetimi kanıtlayacağım. Yarın ne taşıyor olurum kim bilir? Ama Bayan Kim'e novam üzerinde kontrol sahibi olduğumu göstermem gerek."

"Ancak, birçok öğrenci için, bu sınavda batırmak pek de zor değil. Korkar ya da tedirgin olurlarsa nova enerjisi akışını kolayca kesebilirler." diye değerlendirdi Joonmyeon.

"Dürüst olacağım," Jongin konuşmaya başladı. Masanın altında, eli Kyungsoo'nun eline kenetliydi. "Ben korkuyorum. Atılmak istemiyorum. Bu okulu bırakmak istemiyorum..Sizden ayrı kalmak istemiyorum çocuklar ve kesinlikle Kyungsoo'dan ayrılmak istemiyorum.."

Kyungsoo Jongin'i yakınına çektiğinde Baekhyun aniden yüreğinin suçlulukla sızladığını hissetti. Jongin'in güçleri zayıfladıktan ve alındıktan sonra yüzleşebileceği sonuçları tam olarak düşünmemişti. Hatta Minseok ve Sehun daha da kötü durumdaydılar ve Baekhyun diğerlerini ne kadar çok incittiğinin farkına varmamıştı.

"Üzgünüm." Baekhyun, olanlar hakkında düşündükçe daha da küçülüyor gibi hissederken özür diledi. "Bu benim suçum."

"Hayır değil." dedi Jongin ona bakarak. "Bunların hiçbiri için seni suçlamıyorum. Bunun yaşanmasının bir nedeni olmalı.."

"Jongin haklı. Baekhyun, senin kabahatin yok. Bunu bilerek yapmadın ve iş novalara gelince, hiçbir şey kesin değildir." dedi Kyungsoo güven veren bir tavırla. Ancak, Baekhyun'un göğsündeki taş hafiflememişti. Gözleri Chanyeol'ünkilerle buluşunca nasıl hissedeceğini bilemedi.

"İlk olarak derse gidelim hadi. Öğretmenler yarın için sınav sürecini gözden geçirecek olmalılar." dedi Joonmyeon. Masalarını temizleyip kaselerini yığmaya başladılar.

"Baekhyun.." Luhan, herkes merdivenlerden inmeye koyulurken üçüncü sınıfı durdurmuştu.

"Hım?" Baekhyun Luhan'la yüz yüze gelmek için arkasını döndü. Chanyeol Baekhyun'un yanında olmadığını fark edince durmuştu ama diğer ikisinin konuşmalarını duyamayacağı kadar uzaktaydı.

"Şu anda huzursuz olduğunu biliyorum-"

"Değilim." Baekhyun mümkün old

Please Subscribe to read the full chapter
Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
hundredthou
#1
Chapter 3: where is the original version of this?
hundredthou
#2
Chapter 2: i thought this would be in english
hundredthou
#3
Chapter 1: its not in english???
hundredthou
#4
interesting premise! can't wait to see what you've come up with