45.BÖLÜM

PROTECTOR
Please Subscribe to read the full chapter

Yazar; coffeeortea

Çeviri; UzumluCikolata


 

Yardım et! Chanyeol!

Kris bir kez daha ormana girmesini engellediğinde Chanyeol'ün gözleri hiddetle köpürdü.

"Ne bok yiyorsun Kris!?" Chanyeol öfkesini zapt edemiyordu. "Baekhyun'un bana ihtiyacı var! Benden yardım istiyor!"

Kris Bayan Kim'in planını çoktan bildiğinden onu geride tutuyordu. Ancak, Chanyeol'ün tuzağa fazla kolayca düşeceğini de biliyordu.

"Bana güven, Chanyeol, içeri giremezsin! Baekhyun için bile-"

"Saçmalamayı kes." diye tehdit etti Chanyeol. Nefesi düzensizdi ve Joonmyeon dahi korku içinde geride duruyordu.

"Kris-" Joonmyeon yalnızca Chanyeol'ün novasını onun üzerinde kullanmaması için dua etti. Okul nüfusunun çoğu hala önlerinde sergilenen manzarayı izliyordu.

"Kris. Sikik. Wu. Eğer yolumdan çekilmezsen yemin ederim seni küle dönene dek yakacağım." dedi Chanyeol yavaşça. Joonmyeon hemen Kris'in koluna asıldı.

"İçeri girmesine izin ver sadece-"

"Ne yaptığını bilmiyors-"

Chanyeol sözünü kesti. "Hayır! Anlamıyorsun! Yaptığım son şey olsa bile Baekhyun'u koruyacağıma dair kendime yemin ettim ben! O yaşlı cadı yoluma çıkmayacak!" Chanyeol'ün ellerinden alevler püskürünce izleyen öğrencilerin nefesi kesildi.

"Chanyeol!" Joonmyeon öfkeyle çıkıştı. Novasına karşı koymak için kullanabileceği yakın bir su kaynağı olmadığını bildiğinden küfretti.

"A-Aptallaşıyorsun. Baekhyun-"

Kris başka bir kelime daha edemeden, Chanyeol'ün alevleri daha beter hale gelmiş ve bir kor sarışın olanın kolunu yakmıştı. Acıyla bağırdı ve Joonmyeon'un gözlerinin büyümesine neden oldu.

Yardım et, Yeol!

Bunu fırsat olarak kullanan Chanyeol ormana girdi. Bu kez kimse onu durdurmamıştı ama diğer öğrenciler şaşkınlıkla bakakalmış halde hareketlerini sorgulayarak fısıldaşıyorlardı.

"İyi misin!?" diye haykırdı Joonmyeon, Kris'in kolundaki yanmış deriyi fark ettiğinde. "Yixing'i getirec-"

"Onu durdurmalıydın!" Kris bağırdı, ormana dönmeden önce başını kaldırıp son sınıf öğrencisine baktı. Chanyeol çoktan gitmişti ve içeriye başka öğrenci alınmıyordu.

"N-ne?"

Kris kolunu sıkıca kavrarken acıyla yüzünü buruşturdu. "Bu- Baekhyun'un ondan yardım istediğini düşünmüş olmalı."

"Evet-"

"Şu sikik salak," Kris derince nefes aldı. Yanık gittikçe kötüleşiyordu. Joonmyeon'un gördüğü hiçbir yanığa benzemiyordu. Sadece minik bir alevden Kris'in derisinin ufak bir parçası dağlanmıştı ve kolundan aşağı kan damlıyordu. Yixing ise Joonmyeon'un sinyallerini almasının ardından tahminen yolda olmalıydı.

"-Onlar Baekhyun'dan değildi! Duyduğu o sesler Bayan Kim novasını kullandığı içindi. O geri zekalıya Baekhyun'un bir-ah siktir, yem olduğunu anlatmaya çalışıyordum!"

Joonmyeon dondu, boğazı kuruyordu. "Y-Yem mi? Ne için?"

Kris gözlerinin içine bakınca Joonmyeon kafasını iki yana sallayarak geriledi.

"Mümkün değil..ama Chanyeol- o-"

Joonmyeon ormana girmek için bir hamle yaptı ama Kris kalan tüm kuvvetiyle kolunu güçsüzce yakaladı.

"Giremezsin..çok geç." Yixing bölgeye vardığı anda Kris dizlerinin üzerine düştü.

"Koluna ne oldu böyle?" Yixing enerjisini eline odaklamadan önce kanlı yanığı inceledi.

Joonmyeon ikisinin yanında diz çökmüştü. "Yixing..Chanyeol, o yok olacak! Senin, bizim, ona yardım etmemiz gerek! Diğerlerinin nerede olduğunu biliyor musun?!"

Yixing yarasının üzerinde çalışırken Kris kuvvetini biraz geri kazanmış gibiydi.

"Baekhyun'a biraz daha güven." diye konuştu Yixing sakin bir şekilde. "Chanyeol'ü incitmez o ve tersi olsa da aynısı olurdu biliyorsun."

"Ancak, Bayan Kim fazlasıyla ikna edici bir insan.." diye ekledi Kris kaşlarını çatarak.

Joonmyeon sessizce bir küfür homurdandı. "Lanet olsun!"

-
 

Chanyeol her biri neredeyse bir sonrakinin aynısı olan her ağacı geçerken sertçe nefes alıp veriyordu.

Buraya!

Başını Baekhyun'un sesinin geldiği yöne çevirdi.

"Baekhyun?!"

Rüzgar kulağına fısıldarken yapraklar hışırdıyordu. Nova enerjisi parmak uçlarını karıncalandırıyor ve ayakları hiç vakit kaybetmeden havalanıyordu.

"Baek-" Baekhyun'un bir ağacın yanında yerde yattığını fark ettiğinde Chanyeol'ün gözleri büyüdü. Gözleri uysalca kapanmıştı ve bedeni hareketsiz bir şekilde uzanıyordu.

"Baekhyun!" Haykırdı ve hızla baygın erkek arkadaşının olduğu yere doğru koştu. Ancak, ona yaklaşmaya başlar başlamaz, güçlü bir ani rüzgar onu geriye uçurmuştu, kurumuş yapraklar ve toz etrafında uçuşuyordu. Gözlerini korudu. Tanıdık bir figür başka bir ağacın arkasından görüş alanına girdiğinde gözleri kısılmıştı.

"Pekala, seni görmek harika, Chanyeol-ssi." Bayan Kim sinsi bir gülümsemeyle konuştu.

"Bunu sen mi yaptın!?" diye bağırdı Chanyeol, yeniden Baekhyun'a dönmeden önce ona soğuk bir bakış atarak. Tam adımını atmak üzereydi ki Bayan Kim elini havaya kaldırdı.

"Yerinde olsaydım bunu yapmazdım."

Chanyeol omzunun üzerinden ona baktı. "Neden yapmayayım? Baekhyun'a ne yaptın?!" Sesi keskindi ve Baekhyun'un yardıma muhtaç halde orada yatıyor oluşunun görüntüsü kanını kaynatıyordu.

"Neden suçlamakta bu kadar hızlısın Chanyeol? Bunun benim hatam olduğunu nereden biliyorsun?" diye sorguladı, üçüncü sınıfa doğru temkinli adımlar atarken. Chanyeol dikkatle onu izliyordu.

"Aptal akıl oyunlarını oynamayı bırak. Buradaki tek insan sensin."

"Hım, öyle mi?" Bayan Kim kollarını göğsünde çaprazladı. Her zamanki iş kıyafetlerini giyiyordu ama saçları omuzlarının üzerinde açık bırakılmıştı.

Chanyeol onun söylediklerini umursamadı ve yamru yumru ağaç köklerine uzanmış Baekhyun'a doğru adım attı. Aniden, alevler Chanyeol'ü gafil avlayarak Baekhyun'un bedeni ve ağacın etrafını çembere alacak şekilde çevrelemişti.

Bayan Kim kıs kıs güldü. "Demiştim."

"Kes şunu!" diye bağırdı Chanyeol.

"Tekrardan, neden bunun benim işim olduğunu düşünüyorsun? Ateş novası olan sen değil misin, Chanyeol?"

Chanyeol tenine doğru gelen yoğun ısıyı hissederek bakışlarını yeniden alevlere dikti. Korlar yeri yakmıyordu ama ateşin titrek ışıkları çıtırdıyordu.

"B-Ben hiçbir şey yapmıyorum." diye mırıldandı Chanyeol, ateşin neden belirdiğini anlayamayarak.

"Kafan karışmış gibi görünüyor." Bayan Kim ona doğru yürüyerek uzaklaşmak için fazlasıyla şokta olan Chanyeol'den sadece bir adım uzakta durdu. Tüm gördüğü alevler ve Baekhyun'un içinde sıkışıp kaldığıydı.

"Neden Baekhyun'la tekrar karşılaştığını merak ettin mi hiç?" Bayan Kim nazik ama kendinden emindi. "Neden bunca yıl sonra, siz ikiniz böylesine romantik bir ilişkiyle birbirinize bağlandınız, sıkıntılı aile geçmişinize rağmen? Çünkü aşık olmak siz ikinizin kaderinde vardı. Ne güzel bir hikaye..ama korkarım ki ikinizin masalsı bir sonu olmayacak. Hepimizin bildiği gibi, tarih kendini tekrar etmeli."

Chanyeol çenesini sıktı ve nefesi tekledi. "N-Ne demeye çalışıyorsun?"

Bayan Kim bakışlarını Baekhyun'a çevirdi. "Yıllar önce ne olduğunu iki

Please Subscribe to read the full chapter
Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
hundredthou
#1
Chapter 3: where is the original version of this?
hundredthou
#2
Chapter 2: i thought this would be in english
hundredthou
#3
Chapter 1: its not in english???
hundredthou
#4
interesting premise! can't wait to see what you've come up with