37.BÖLÜM

PROTECTOR
Please Subscribe to read the full chapter

Yazar; coffeeortea

Çeviri; UzumluCikolata


 

"Bebeğim.."

Chanyeol cevap vermeyen erkek arkadaşı yüzünden sızlanıyordu.

"Yah..! En az 3 saattir gözlerini ders kitabından ayırmadın! Bir mola ver, Baek."

Diğeri onu kış kışlayarak kovmuştu. "Beni rahatsız etmeyi kes, Yeol.."

Chanyeol saç köklerini çekiştirdi. Yakında gelecek olan finaller yüzünden Baekhyun her zamankinden çok daha stresliydi. Uzun olanın aksine, Baekhyun okul dersleriyle alakalı her şeyi hatırlama yeteneğinden yoksundu ve sürekli zaman sıralamanızda öncelikli olan bir deviniz varken bu pek de yardımcı olmuyordu.

"Sıkıldım! Ve Bölüm 17'den sonra duracağını söylemiştin.." Chanyeol suratını astı.

Baekhyun'un kaşları konsantrasyonla çatılmıştı. "Ve sen de eğer sıkılırsan gidip Jongdae'yi bulacağını söylemiştin."

Chanyeol bir elini Baekhyun'un uyluğuna koydu ve diğerini de erkek arkadaşının beline sardı. Baekhyun'un her gün yanında olmasıyla mutlu olduğunu söylemek yetersiz kalan bir ifadeydi. Baekhyun saplantısı haline gelmişti. Her zaman Baekhyun'u görmek için onu uyandırmaya hevesli, yemeklerini tapılası derecede sevimli erkek arkadaşıyla yediği için mutlu, ve derslerine giderken Baekhyun'a eşlik ettiği için memnun olmaktan daha fazlasıydı. Günün en sevdiği zamanları akşam yemeğinden önce biraz birbirlerine sokulmak için ikisinin odalarından herhangi birine dönebildikleri dersten sonraki çalışma saatleriydi.

"Seni asla terk etmeyeceğimi biliyorsun." diye konuştu Chanyeol yağcılık yapan bir tavırla.

Baekhyun kitabını okurken mırıldanmaya devam ediyordu. Bir beş dakika daha cevap vermeyince Chanyeol'ün uyluğundaki eli yavaşça yükseldi. Baekhyun yutkundu.

"Hadi Baek. Sonra çalışmana yardım edeceğim." Chanyeol'ün ses tonu Baekhyun'un tüylerini diken diken ediyordu. Aynı anda bu kadar müstehcen olurken bir o kadar da masumdu.

"Bunu dün de d-dedin," el yukarıya çıkmış ve malum bölgeye yaklaşmıştı. "Beni rahatsız etmeyi kes, Yeol..!"

Chanyeol Baekhyun'u tutuşundan serbest bırakırken huysuzlukla somurttu. Baekhyun'un yatağındaki pozisyonları Sırnaşmaları için Chanyeol'ün korktuğu gibi rahatsız bir konumdu. Baekhyun yalan söyleyemezdi, Chanyeol'ün bedeninin sıcaklığı etrafında olmadığındaki soğuk histen hoşlanmamıştı.

"O zaman sanırım ben odama dönec-" Chanyeol tam kalkmak üzereyken Baekhyun uzandı ve onu yumuşak bir öpücüğün içine çekti.

Chanyeol'ün gözleri büyümüş ama biraz sonra titreşerek kapanmıştı ve küçük olanı öperek karşılık verirken dudakları bir sırıtış oluşturarak kıvrıldı. Kendini yavaş yavaş arkaya doğru hareket ettirdi ve Baekhyun'u da kendisiyle birlikte çekti. Tam öpücüğü derinleştirmek üzereyken kapı gürültüyle açıldı ve Kyungsoo içeri girdi.

"Gitme zamanı, Chanyeol." dedi, önündeki manzaradan düpedüz rahatsız olmamıştı. Yalnızca tek kuralı vardı: kendi yatağının üzerinde olmadıkça umurunda değildi.

"Lanet olsun, Soo..3 saatin ardından Baekhyun'un gerçekten bana baktığı ilk seferdi bu!" diye homurdandı Chanyeol kendini yataktan kaldırırken.

"Teknik olarak, siz çocuklar öpüşürken gözleri kapalıydı, ya da öyle olmalı." Kyungsoo karşı çıktı.

Chanyeol suratını asmıştı. "Her neyse. Neden bu kadar erken geldin? Jongin'in seninle gelmemesine şaşırdım."

Chanyeol sırt çantasını Baekhyun'un masasındaki sandalyeden aldı ve ders kitaplarını topladı.

"Duymadın mı? Tüm öğrencilere kayıtlı oldukları kendi odalarına dönmeleri talimatını verdiler."

"Ne için?" diye sordu Baekhyun, kitaplarını kapatıp masasının üzerine fırlatırken.

"Emin değilim." Kyungsoo omuz silkti.

"Ben gidiyorum o zaman. Sonra görüşürüz, Baek." Chanyeol, Kyungsoo'ya el sallamadan önce erkek arkadaşına gülümsedi ve tam koridorun karşısındaki odaya doğru yola koyuldu.

Chanyeol kapıyı kapattıktan sonra, Kyungsoo daha ciddi bir yüz ifadesiyle Baekhyun'a dönmüştü.

"Baekhyun, Luhan bana anlattı."

Baekhyun gözlerini kırpıştırdı. "Neyi anlattı?"

Son sınıf öğrencisi yatağına doğru yürüdü ve Baekhyun'un karşısına oturdu. "Kar hakkındakileri."

"Oh..o.." Üçüncü sınıf dudağını ısırdı. "Ne olduğu ya da neden orada olduğu hakkında herhangi bir şey biliyor musun?"

Kyungsoo bir elini saçlarının arasından geçirdi. "Şey.. Minseok ve diğer birkaç dondurma novacısının buz yaratması dışında, doğrusu hiç güç sahasının içinde kar görmemiştim. Ama bana bunun bir şaka olmadığını gösteriyor bu. Muhtemelen Luhan'ın açıkladığı gibi güç sahasının dış dünyadan ayrılmış farklı bir dünya yaratması gerekiyordu. Sanıyorum ki güç sahasında iki dünyanın birbirinin içine sızmasına neden olan bir tür çatlak var."

Baekhyun kaşlarını çattı. "O zaman..bu novalarımızın güçsüzleştiği anlamına mı geliyor?"

Kyungsoo derin düşünceler içinde bakışlarını duvara dikmişti.

"Bekle..bu sahiden doğru olabilir..! Kitap yığınını taşırken düşürdüğüm zamanı hatırlıyor musun?"

Baekhyun'un gözleri genişledi. "O zaman-"

"-eğer bu devam ederse, güçlerimiz yok olacak. Okulun kendisi ortadan kaybolacak." diye tamamladı Kyungsoo tedirgin bir nefes alarak.

-

"Emin misiniz? Min Ah adında hiç kimse yok mu?" diye sordu Kris bir kere daha, ne yazık ki aldığı şey bir baş sallamasıydı. Yaşlı kadın iç çekti.

"Üzgünüm, hayır. Bir ihtimal fotoğrafı var mı?

Kris dudaklarını büzdü. Güç sahasının içinde çekilen hiçbir fotoğraf dış dünyada var olmuyordu. Başını iki yana salladı.

"Tamam o zaman, zaman ayırdığınız için teşekkür ederim." Kris küçük mağazadan çıkmadan önce saygıyla eğildi. Müdür ona kayıp öğrencinin bulunabile

Please Subscribe to read the full chapter
Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
hundredthou
#1
Chapter 3: where is the original version of this?
hundredthou
#2
Chapter 2: i thought this would be in english
hundredthou
#3
Chapter 1: its not in english???
hundredthou
#4
interesting premise! can't wait to see what you've come up with