8.BÖLÜM

PROTECTOR
Please Subscribe to read the full chapter

Yazar; coffeeortea

Çeviri; UzumluCikolata


 

"Son kez söylüyorum, kalkman gerek!"

Baekhyun örtülerini iyice kendine çekti ve yatağının onu tamamen yutabileceğini umarak yastığına daha çok sokuldu. 

"Hayııır!" diye sızlandı Baekhyun, sesli harfi gerektiğinden daha çok uzatmıştı.

"Kahvaltı 7'de başlıyor ve saat çoktan 6.30 oldu Baek! Giyinmemiz gerek. Formalarımız dün akşam geldi."

"..Formalar mı?" sesi kalın kumaşın altından boğuk çıkmıştı. Kyungsoo başını salladı. Baekhyun, yorgan kozasından fırlayan başını Kyungsoo'ya çevirmek için etrafında döndü.

"Acele et, seni tırtıl!" diye homurdandı Kyungsoo ve Baekhyun donup kaldı. İçini bir korku sardı.

'Kıpırdanmayı kes seni küçük tırtıl.'

"Andwaee~!*" Baekhyun yüksek bir küt sesiyle yere düşmeden önce etrafında yuvarlanmıştı. Kyungsoo iç çekerek başını salladı. (Ç/N: *Yazar bu kısmı Korece yazmış; bozmamak adına değiştirmedim.)

"Ne yapıyorsun?"

Baekhyun gözlerini kapattı ve dün gece olan her şeyi unutmaya çalıştı.

"B-Ben gidemem! Orada öleceğim!"

"Ne-"

"Beni ele geçirmek için fırsat kolluyor! O. Beni. Yiyecek!" acıyla bağırdı Baekhyun ve Kyungsoo yorgana asılarak ondan çekince diğerini yerde kıvrılmış halde bıraktı.

"Saçmalamaya başlıyorsun. Yemin ederim eğer kalkmazsan, seni burada bırakacağım." Kyungsoo tehdit edince Baekhyun aceleyle ayağa kalkıverdi.

"Kalktım, kalktım!" Baekhyun dişlerini fırçalayıp yüzünü yıkamak için hızla banyoya koşturdu. Üç dakika sonra çıktığında Kyungsoo'nun beyaz bir gömlek giyindiğini görmüştü.

"Seninki hemen orada." Büyük olan başıyla Baekhyun'un yatağının üzerindeki kıyafetleri gösterdi.

Formaları basitti. Beyaz düğmeli koyu lacivert bir spor ceket ve koyu gri pantolon. Ceketin üstünde okul armaları ve isim kartı vardı. Profesyonel olsa da sıradan bir his veriyordu. Baekhyun ne olduğunu tam olarak çözememişti.

"Hoşmuş.."

"Giyin! 10 dakikaya çıkıyoruz." 
 

-

"İyi görünüyorsun, Baekhyun! Resmi olarak okulumuzun bir öğrencisisin artık." Minseok söylediğinde herkesin dikkati Baekhyun'a çevrilmişti. Formasının içinde güvensiz ama gerçekten bir öğrenciymiş gibi hissediyordu. Herkes aynı formayı giymişti ve kızlar da pantolon yerine etek ve dizlerinin üzerine gelen siyah çorap giyiyorlardı. Yemekhane geçen iki günden daha kalabalıktı ancak şu ana kadar, Chanyeol hiçbir yerde görünmemişti.

"Sağ ol ," Baekhyun gülümsedi ve yemek sırasında ilerledi.

"Hangi derslerin var? Aynı sınıfta olmayabiliriz ama sana kimden sakınman gerektiğiyle ilgili birkaç tavsiye verebilirim." dedi Jongdae baş parmaklarını havada sallayarak ve Baekhyun ona tereddütlü bir gülüşle karşılık verdi.

"Programını aldın mı?" Luhan konuştuğunda Baekhyun başıyla onayladı.

Ceketinin iç cebinden uzun pembe bir kağıt çıkarıp son sınıf öğrencisine uzattı.

"Hım.....oh! 5.dersin NU." dedi Luhan ve Baekhyun iç çekti. O derste başarısız olacağını biliyordu. İnsanlar ona gücünün ne olduğunu sorarlarsa ne diyecekti?

Kyungsoo, Baekhyun'un omzunu pat patlayarak fısıldadı, "İyi olacaksın."

Luhan programını geri ona vermeden önce Baekhyun yalnızca iç çekmişti.

"Ayrıca birkaç dersin de-"

"Chanyeol-ah!" Jongdae uzun öğrenciye doğru seslendi, kahvaltı sırasında ilerlemeye devam ederlerken elini havada sallıyordu. Baekhyun yürürken bakmamaya ya da Chanyeol'le göz teması kurmamaya çalıştı. Sırayı yarıp Jongdae'yle Baekhyun'un yanında dikildiğinde diğer öğrenciler ağızlarını açmamışlardı.

Baekhyun, Kyungsoo'nun Luhan'la birlikte durduğu yere doğru geçebilmeyi umarak ayaklarını sürüklüyordu ancak birinin sertçe kolunu dürtüklediğini hissetmişti.

Arkasını döndüğünde Chanyeol'ün ona bir tepsi uzattığını gördü.

"O-Oh teşekkür-"

"Bana bir kase pirinç ve çorba al. Yanında bir kızarmış ekmek ve biraz meyve de olabilir."

Chanyeol ellerini cebine koyarak sıradan ayrılıp ikinci kata giden merdivenlere yöneldiğinde Baekhyun'un çenesi neredeyse yere düşecekti. Jongdae ona garip garip baktı.

"Chanyeol neden sana kahvaltısını almanı söylüyor?"

Baekhyun köpüren öfkesini dindirmeyi umarak derin bir nefes aldı.

Baek, rahatla. Bu büyütülecek bir şey değil. Bu sadece kahvaltı almak.

Baekhyun bir kahkaha attığında Jongdae tek kaşını kaldırdı.

"Aha! Bilirsin, Chanyeol sadece- tipik kendisi oluyor sadece. B-Ben ona yardım etmeyi teklif etmiştim." Baekhyun onun ve Chanyeol'ün tepsilerini metal yerde kaydırırken kekeledi. Çabucak sıcak bir kase pilav ve içine çorba doldurmak için boş bir tas kaptı. Aynı zamanda kendine de bir porsiyon almayı unutmamıştı.

"Kızarmış ekmek...kızarmış ekmek.." diye mırıldanıyordu Baekhyun kendi kendine, tüm yemek bölümlerinin nerede olduğunu bulmaya çabalarken. İnsanlar etrafta dolanarak kahvaltılarını almakla ve arkadaşlarıyla sohbet etmekle meşguldü. 

"Baekhyun-ah!"

Baekhyun adını söyleyen sese doğru döndü.

"Y-Yixing hyung!" dedi Baekhyun, son sınıf öğrencisinin mutlu bir ifadeyle ona yaklaştığını görünce dudakları kıvrılarak bir gülümseme oluşturmuştu.

"Görüşmeyeli nasılsın? Şimdiye kampüsü sevdin mi?"

Baekhyun ona belli belirsiz bir omuz silkiş verdi. "Sorun yok. Kyungsoo hyung bana her şeyde yardım ediyor."

Yixing gülümsedi. "Bunu duyduğuma sevindim! Heyecanlı mısın? Okul bugün başlıyor."

Baekhyun iç çekti. "Hatırlatma. Derslerin üstesinden nasıl geleceğimi bile bilmiyorum. Okuldan nefret ediyorum."

Yixing hafifçe Baekhyun'un başına vurmadan önce yalnızca gülmüştü. "Endişelenme, ufaklık. Ben arkandayım. Eğer herhangi bir yardıma ihtiyacın olursa, bana gelmekten çekinme. Okul zamanı dışında, genelde revirde oluyorum yani sadece gel ve beni orada bul."

Baekhyun başını salladı. "Elbette."

Merdivenlerden yukarı taşımak zorunda olduğu iki tepsinin görüntüsüne bakarak bir nefes verince Yixing ona yardım etmeyi teklif etmişti.

"Teşekkürler, hyung." dedi Baekhyun minnetle ve Yixing kafasını salladı.

"Bir şey değil."

Gürültülü öğrencilerin masasına ulaştılar. Uzaktan bakıldığında, Minseok'u Jongdae'nin elini buzdan bir yu

Please Subscribe to read the full chapter
Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
hundredthou
#1
Chapter 3: where is the original version of this?
hundredthou
#2
Chapter 2: i thought this would be in english
hundredthou
#3
Chapter 1: its not in english???
hundredthou
#4
interesting premise! can't wait to see what you've come up with