35.BÖLÜM

PROTECTOR
Please Subscribe to read the full chapter

Yazar; coffeeortea

Çeviri; UzumluCikolata


 

"Pişşt."

Baekhyun ona erkekler tuvaletine girmesini işaret eden Luhan'ı fark ettiğinde arkasına döndü. Kendini göstermeden önce etrafına bakınınca Luhan başını sallamıştı.

"Acele et!"

Baekhyun lavaboya yöneldi ve Luhan onu içeri çekti.

Yalnız olduklarından emin olmak için etrafı kolaçan eden Luhan elini kalçasına koydu. "Baekhyun hatırlasana..o gün ne olmuştu? Hazine avı sırasında?"

"Sen yaralandığında mı?" Baekhyun tek kaşını kaldırdı.

"Hayır- Pekala, evet o zaman ama ondan önce. Biz bir şey arıyorduk ve-"

"Ka-"

"Şşşşt!" Luhan elini Baekhyun'un ağzının üstüne bastırdı ve genç olana kısık sesle konuşması için tısladı.

"Evet..o. Başka birine bahsettin mi?"

Baekhyun hala yüzünde duran Luhan'ın eliyle başını iki yana salladı.

Luhan rahat bir nefes almıştı. "Tanrıya şükür." Ellerini çekti.

"Ne olmuş?" Baekhyun görmemeleri gereken bir şeyi gördüklerini biliyordu.

"Şey, NU öğretmenimin müdürle birkaç şey hakkında konuştuğuna kulak misafiri oldum..bununla ilgili." diye açıkladı Luhan.

"Ne gibi? Ne dediler?"

Luhan dışarıda kimse var mı diye kontrol etti.

"Dinle, şimdi sana söylediklerim yalnızca senin kulakların için çünkü biz orada beraberdik. Hayatın buna bağlı olsa bile kimseye söyleme sakın! Kyungsoo'ya söyleme ve en çok da Chanyeol'e söyleme! Duyulduğu zaman ya da bu çok yakında duyulur mu bilmiyorum bile ama bana söz vermek zorundasın." Luhan serçe parmağını Baekhyun'a uzatmıştı. Bunu yapması, durumu Luhan'ın kelimelerinin tarif ettiğinden çok daha az ciddi kılıyordu ama yine de öyle yaptı, söylememeye söz verdi.

"Tamam."

Luhan derin bir nefes aldı. "Sanırım okulumuz tehlikede."

Baekhyun gözlerini kırpıştırdı. "N-Ne?"

"Sana daha önce söylediğim gibi, okul arazimizde tüm yıl boyunca o şeyden hiç olmamıştı. Bizim onu görmüş olmamız yanlış olamazdı. O şey gerçekti. Ki bu da güç sahasının zayıfladığı ve hatta muhtemelen durumunun kötüye gittiği anlamına geliyor."

Baekhyun'un gözleri Luhan'ın sözleriyle genişledi.

"Yani..bize ne olacak?"

Luhan başını iki yana salladı. "Bilmiyorum. Öğretmenlerin çoğu bunun farkında gibi görünüyor ama herhangi bir kargaşayı ya da gereksiz paniği önlemek için hiçbir şeyden bahsetmiyorlar."

Baekhyun bunun ne anlama gelebileceğini çözmeye çalışıyordu. Bu neden oluyordu?

"Öğretmenler, müdür, bunu düzeltebilirler öyle değil mi?"

Luhan'ın yüz ifadesi Baekhyun'u huzursuz ediyordu. "Emin değili-"

Ders zili çalmıştı. "-Derse gitmeliyiz. Seni gelişmelerden haberdar edeceğim ama bunun dışında, başka kimseye bunun hakkında tek kelime edeyim deme!"

Baekhyun Luhan'ın koşarak tuvaletten çıkmasını izlerken başını salladı.

-
 

"Neden bu kadar üzgün görünüyorsun?" diye sordu Chanyeol, çalışma saatlerinde başını ellerinin üzerine koymuş Baekhyun'u izlerken.

"Bir şey yok." Baekhyun bakışlarını notlarına çevirerek iç çekti.

Chanyeol dudaklarını büzdü. "Öyle diyorsan."

Aralarında bir sessizlik vardı. Çıkmaya başlayalı iki hafta olmuştu. İlişkileri, 7/24 birlikte olduklarından (Jongin'e göre öylelerdi) çok büyük değişim göstermemişti ama arada sırada, Chanyeol erkek arkadaşının elini tutabiliyor ve istediği zaman onu öpebiliyordu.

"Yeol," Baekhyun başını kaldırıp ona baktı. "Birle on arasında bir puan verecek olsan...bu okul ne kadar güvenli?"

Chanyeol kaşlarını çattı, Baekhyun'un sorusu karşısında şaşırmıştı. "Ne demek istiyorsun?"

"Demek istediğim..bu okulda her gün, gerçekten rahat geçiyor gibi görünüyor. Elbette sınavlar can sıkıcı ve ben arada bir uyuyakalabiliyorum, ama kendimi diğer insanların gerçek dünyada ne yapıyor olduklarını düşünürken bulmuyorum."

"Burası sahte bir dünya değil, Baek." Chanyeol kıkırdadı. "Biz farklıyız sadece. Burası bizim ait olduğumuz yer. En azından kısa bir süre için. Mezun olduktan sonra, sıradan insanlar olarak yaşarken yeni bir anlayış tarzı ve novalarımızı kontrol etme becerisiyle önceden sahip olduğumuz hayatlara dönmek zorundayız."

Baekhyun başını salladı, bunu önceden diğer öğretmenlerden birçok kez duymuştu. "Sanırım...Bu okuldan erken ayrılırsan ne olur?"

Chanyeol omuz silkti. "Bilmem..Zor olacağına eminim."

Baekhyun tekrar başını salladı. "Yeol, birle on arasında bir puan verirsen, benden ne kadar hoşlanıyorsun?"

Chanyeol ani soru karşısında paniklediğini hissetmişti. "H-Ha? Tabii ki 10."

Baekhyun gülümsedi.

"O zaman peki ya ben?" diye sordu Chanyeol, eğilerek masanın karşısından Baekhyun'a yaklaşırken.

"Hım..6?"

Chanyeol suratını asınca Baekhyun ne kadar şirin göründüğünü düşünmeden edememişti. "Yah!"

Baekhyun güldü. "Sadece şaka yapıyorum! Benim için, 11."

Chanyeol kalbinin hızlandığını hissetti. Baekhyun'un ondan bu kadar çok hoşlandığını duymak yanaklarının kızarmasına ve kanının damarlarında daha hızlı akmasına neden olmuştu.

"Buraya gel." Dev olan Baekhyun'a yaklaşmasını işaret etti.

Baekhyun eğilmeden önce tereddüt etmişti.

"Daha yakına..!" Chanyeol, Baekhyun'la kendi yüzü arasında yalnızca birkaç santim kalıncaya dek tekrar ısrar etti. Chanyeol, masanın üstündeki kitaplardan birini alarak rastgele bir sayfasını açtı ve ikisinin yüzünü de tek taraftan kapattı.

"Ne-"

Chanyeol, Baekhyun'u nutku tutulmuş halde bırakarak dudaklarını yumuşak ama tutkulu bir öpücükle birleştirmişti.

"S-sen-!" Baekhyun ulu orta aşk yaşamanın büyük taraftarı değildi, Chanyeol'ün aksine.

Please Subscribe to read the full chapter
Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
hundredthou
#1
Chapter 3: where is the original version of this?
hundredthou
#2
Chapter 2: i thought this would be in english
hundredthou
#3
Chapter 1: its not in english???
hundredthou
#4
interesting premise! can't wait to see what you've come up with