12.BÖLÜM

PROTECTOR
Please Subscribe to read the full chapter

Yazar; coffeeortea 

Çeviri; UzumluCikolata
 

"Beni rahat bırak Jongin."

"Ama Kyungsoo! Bir saattir bekliyorum ve senin tek ilgilendiğin Baekhyun. Onu benden daha çok sevdiğini düşünmeye başlıyorum!" diye söylendi Jongin. Son ders saatinde Kyungsoo'yu dışarıda beklemek alışkanlık haline gelmişti. İlk birkaç seferinde, Kyungsoo aldırış etmemiş ama birkaç ay geçtikten sonra, Jongin'in orada olduğunu bile unutmuştu.

Büyük olan gözlerini devirdi. "Çünkü daha çok seviyorum."

Jongin gücenerek suratını astı. "En azından favori dongsaenginmişim* gibi davranamaz mısın? Bu beni çok daha iyi hissettirirdi." (Ç/N: *dongsaeng: kardeş)

"Hayır çünkü kendime ve uğruna yaşadığım her şeye yalan söylemiş olurdum."

Yurda doğru yürüyorlardı- ya da en azından Jongin kendini son sınıf öğrencisine katılmak için davet etmeden önce Kyungsoo öyle yapıyordu. Jongin omuzlarının ara sıra birbirine değmesini seviyordu ancak eğer sinsice biraz daha yaklaşmayı denerse, Kyungsoo uzaklaşıveriyordu. Kyungsoo'nun acımasız reddedişlerinden etkilenmiyor gibi gözükse de Jongin umudunu yavaş yavaş kaybediyordu. Birinci yılının ilk günlerinden beri, Kyungsoo'yu kendini ona adamış bir fan gibi takip ediyordu. Başlarda, büyük olanın kuvvetine uzaktan sessizce hayran olmuş ve yalnızca göz ucuyla bakmakla yetinmişti. Kyungsoo ve arkadaşlarından bir ya da iki masa ötede oturmak bile karnının kelebeklerin istilasına uğramasına neden oluyordu. Onu düşünmek Jongin'i heyecanlandırıyor ve yemek saatlerinde onu görmek istiyordu.

Jongin nihayet Kyungsoo'yla konuşabilecek cesareti topladığında yalnızca bir buçuk ay geçmişti. Tabii ki, ilk izlenim her şeydi. Üçüncü sınıf öğrenci son derece iyi kalpliydi ve ona matematik çalıştırmayı sorun etmemişti. En sonunda, Jongin Kyungsoo'nun arkadaş çevresine girmeyi başardı, tıpkı Kyungsoo'nun bir şekilde onun kalbine girdiği gibi. Yeni bir grup destekleyici arkadaşın eşliğinde diğerlerine açılmaya başladı. Jongin bunun için hala Kyungsoo'ya minnettardı ama büyük olan pek umursuyor gibi durmuyordu. Aksine, muhtemelen hatırlamıyor ya da böyle küçük detayları anımsayacak kadar önemsemiyordu.

En çok da bu, Jongin'i incitiyordu.

"Bende beğenmediğin şey ne? Daha genç olabilirim ama eğlenceliyim, yetenekliyim ve çoğu kişiden yakışıklıyım. Demek istediğim, tabii ki Joonmyun hyung oldukça yakışıklı ve erkeksi ama ben de erkeksi olabilirim! Anlamıyorum- neden bana aşık değilsin hyung?"

Kyungsoo adım atmayı kestiğinde Jongin de durmuştu. Yüz ifadesinde şaşkınlık, rahatsızlık ve kızgınlığın bir karışımı vardı.

"Hiç gay olmayabileceğimi düşündün mü?"

Ne.

Jongin gözlerini kırpıştırırken her şey durmuş gibiydi. Tüm bu düşünce silsilesi kesilmişti ve tek görebildiği önündeki Kyungsoo'ydu.

"N-Ne demek istiyorsun?"

"Bu hiç aklına geldi mi? Elbette, belki arkadaşlarım öyle olabilir ama ben değilim. Nasıl sadece bana güvenip, benim erkeklerden hoşlanabileceğimi farz ettin? Bana körkütük aşık mısın yoksa yalnızca saygısız mısın bilemiyorum. Ukalalığın beni sinir etmeye başlıyor."

Jongin aniden, ilk kez Kyungsoo'nun bakışları altında küçüldüğünü hissetti. Kyungsoo'ya olan ilgisiyle övünen her zaman Jongin olmuştu ama şu anda, tek istediği kaçıp gitmekti. Diğer günlerde, günün her saniyesinde Kyungsoo'nun yakınında olmayı dileyebilirdi ama şimdi, son sınıf öğrencisinin sözleri içine işliyordu sanki. Kyungsoo hep böyle mi hissetmişti? Kyungsoo ondan bu kadar çok mu nefret etmişti? Etrafında dolaşarak yalnızca onun hayatını perişan mı ediyordu?

Yavaş ve tereddütlü adımlarla, Jongin geriye doğru sendeledi ve kaküllerinin ifadesini gizlemesine izin verdi. Kyungsoo'yu sıkıntıya sokmak istemiyordu. Hepsi kendi hatasıydı. Kyungsoo'nun hislerine ve tercihlerine karşı bencilce davranmıştı.

"B-Ben üzgünüm. Ben s-sadece gideceğim. Görüşürüz,.." Bununla, Jongin çabucak dönüp diğer yöne doğru koşmaya başlamış, Kyungsoo'yu ufak bir suçluluk birikintisiyle yalnız başına dikilirken bırakmıştı.

-
 

"Seni incitmek istemediğine eminim." dedi Sehun, oda arkadaşının sırtını nazikçe sıvazlarken. Jongin örtülerinin altına top gibi kıvrılmışken Sehun'un tek yapabildiği ona birbiri ardına peçeteler uzatmaktı. Jongin yurda dönmeden önce buruk bir yürekle ve düşmeye hazır gözyaşlarıyla kampüsün etrafını üç kez dolanmıştı. Jongin yatağına yığılarak hıçkırıklara boğulduğunda Sehun kitap okuyordu.

"Bu onun hatası değil. Benim hatam. S-Söylediği her şey doğru.." dedi Jongin, halsiz hissediyordu. Ağlamaktan nefret ediyordu, özellikle de insanların önünde, bunun onu böylesine güçsüz göstermesinden nefret ediyordu.

"Eminim ki Kyungsoo sadece kızgındı. Okul daha yeni başladı ve-"

"Sorun bu değil, Sehun. O benden nefret ediyor. Benim. Buradaki problem benim." Jongin arkasını döndü. Gözleri yorulmuştu ve başka bir oğlan için ağlayan bir kız gibi hissediyordu. Kyungsoo'yla şansı olmadığını biliyordu. Bunu en başından beri biliyordu.

"Öyle deme. Kyungsoo hyung kendi arkadaşından nefret edebilecek biri değil. Bunu herkesten iyi biliyorsun." Sehun ona bir peçete daha uzattığında Jongin bir teşekkür mırıldanarak gürültüyle sümkürdü. Sehun tam anlamıyla bir temizlik hastasıydı ama en yakın arkadaşı ona tutunmuş içini dökerken başka ne yapabilirdi ki? Yerlere ve tüm yatağın üzerine saçılmış sümüklü peçetelerden bahsetmiyordu bile.

Jongin peçeteyi umurunda olmayan bir yere fırlatıp burnunu çekti. Keşke geçen sene oldukları hale dönebilselerdi. Kyungsoo'nun ona ilgi gösterdiği ve Jongin'in övünerek onunla gezebildiği dönemlere. 
 

*Flashback*

"Oh- Kyungsoo hyung!" Jongin en sevdiği hyungunun durduğu yere doğru koştu. Dudakları genişleyip kalp şeklini almış ve diğer elinde bir yığın dolusu kitap taşırken ona el sallamıştı.

"Jongin-ah! Sınavın nasıldı?" diye sorduğunda Jongin başını aşağı eğerek iç çekti. Kyungsoo'ya söylemek için sabırsızlanıyordu.

"Şey..Soruların yarısının cevabını bilmiyordum..45 aldım."

Kyungsoo'nun gözleri neredeyse kafasından fırlayacak kadar genişlemişti. "K-K-Kırk beş mi?!?! Yemin ederim-"

"Şaka yaptım!" diy

Please Subscribe to read the full chapter
Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
hundredthou
#1
Chapter 3: where is the original version of this?
hundredthou
#2
Chapter 2: i thought this would be in english
hundredthou
#3
Chapter 1: its not in english???
hundredthou
#4
interesting premise! can't wait to see what you've come up with