17.BÖLÜM

PROTECTOR
Please Subscribe to read the full chapter

Yazar; coffeeortea

Çeviri; UzumluCikolata
 

Ertesi sabah olsa da Baekhyun zar zor gözünü yumabilmişti. Bir şeyler yolunda değildi, bunu biliyordu.

"Baekhyun kalkman ge- oh, uyanıksın.." Kyungsoo bir elini, öne saçılmış ve her türlü yöne doğru çıkıntı yapmış dağınık saçlarının arasından geçirdi .

"Evet..Sanırım." Baekhyun bir iç çekişle yerinden doğruldu ve banyoya yürüdü.

Kahvaltıda, insanlar Baekhyun'a garip garip bakıyor ve o yemekhanede dolaşırken aralarında fısıldaşıyorlardı. Sıraya girmek için yöneldiğinde, insanlar hemen uzaklaşarak onunla göz teması kurmaktan kaçınmışlardı.

"Hyung, neden herkes bana böyle bakıyor..?" diye sordu Baekhyun, çorba sırasındaki Kyungsoo'ya doğru ilerlerken.

"Bilmem. Bir şey mi yaptın?"

Baekhyun başını salladı. "Hayır..Yüzümde bir şey mi var..?"

Herkesin sessizce yemeğini yediği-ortamı birkaç dandik ve sıradan espriyle canlandırmaya çalışan Jongdae hariç- masaya oturdular.

"Hey Baekhyun!" diye selamladı neşeli esmer oğlan ve Baekhyun gülümseyerek karşılık verdi. Minseok ve Luhan ise kendi yemek tabaklarına dönmeden önce ufak bir el sallama göndermişlerdi.

"Chanyeol nerede?" Baekhyun -her zamanki gibi- kendinin ve bahsettiği oğlanın tepsisini masaya koyarken sordu.

"Çabucak yiyip gitti." dedi Jongdae pilavla dolu ağzıyla.

"Sanırım telefonla konuşması gerektiğiyle ilgili bir şeyler söyledi..."

Baekhyun suratını assa da hayal kırıklığından kurtulmaya çalıştı. "Oh."

"Peki Baek, dün bir şey mi oldu? Herkes bunun hakkında konuşuyordu." Joonmyun bahsettiğinde Baekhyun çorbasını kaşığıyla girdap oluşturacak şekilde karıştırıyordu.

"Evet."

"Dün ne oldu?" Jongdae sordu, bilmediği açıktı.

Baekhyun iç çekti. "Dürüst olmak gerekirse, bilmiyorum. Ama, herkes bana garip garip bakıyor şu anda. Bazı kızlar gelip Chanyeol'den uzak durmam için beni tehdit etti.."

"Seni tehdit mi ettiler?" Minseok inanamayarak tekrarlamıştı.

"Çok ciddi bir şey değildi ama sesimi aldı. Görünüşe bakılırsa bu onun novasıydı." diye açıkladı Baekhyun sebzeli sulu yemekten bir yudum almadan önce.

"Sen ne yaptın peki?" Kyungsoo yan tarafından sordu.

"Hiçbir şey. Ona saldıramadım." dedi Baekhyun. "Chanyeol hakkında beni sinirlendiren bir şeyler söyledi o yüzden ben de karşılık verdim hepsi buydu."

Joonmyun kendi kendine başını sallıyordu. "Dikkatli olman gerek. Chanyeol herkesin favorisidir."

Baekhyun kafasını eğip kendi tepsisine sonra da masada öylece dururken yavaş yavaş soğuyan Chanyeol'ün tepsisine baktı.

Herkesin....favorisi.

-
 

"Çok komikti! Gerçekten bunu görmeliydiniz! O sadec- Dikkat etsene!"

Luhan ve Jongdae, üçüncü dersine kadar Baekhyun'a eşlik ederlerken bir şey- ya da biri- hemen yanlarından rüzgar gibi geçmiş, Baekhyun'u duvara doğru fırlatmıştı.

"Ah-!" Baekyun onu aniden duvara çarptıran bilinmeyen güç yüzünden acıyla bağırdı, acı anında sol omzuna yayılmıştı.

"Baekhyun!" diye haykırdı Luhan, üçüncü sınıf öğrencisine yardım etmek için hemen telaşla koşarken.

"İyi misin?" Jongdae sordu, Baekhyun'un ayağa kalkmasına yardımcı olmuştu. Ağrının şokuyla gözlerini yumsa da hyunglarına teşekkür etti.

"Ne- ov- O neydi öyle?!"

"Bir hız novası." Jongdae yanıtladı.

"Gerçekten derse yetişmeleri gerekiyor olmalı." diye düşüncesini söyledi Baekhyun ama Luhan başını salladı.

"Bence bilerek sana çarptılar. Jongdae ve bana bir şey olmadı."

Baekhyun, Luhan'ın sözleriyle tedirgin olmuştu. "N-Neden bunu yapsınlar ki?"

Jongdae, çarpan kişinin kaçtığı koridora doğru baktı. "Bilmiyorum ama sana karşı bir garezleri olduğuna eminim."

"Bence revire gidip Yixing'e görünmen gerek. Koluna baktırmalısın, ve eğer bir şey olursa, oradan yardım isteyebilirsin."

Baekhyun sırt çantasını toparlarken acıyla iki büklüm olmuştu.

"Sana oraya kadar eşlik etmemizi ister misin?" diye önerdi Luhan ama Baekhyun başını iki yana salladı.

"Sorun yok, hyung. Kendim gidebilirim. Sen ve Jongdae derse gidin ilk. Yakında dönerim."

-
 

Kapı çalındı.

"Evet, girin. Ne şika- Baekhyun?" Yixing şaşırmış bir ifadeyle sandalyesinden kalktı.

"Hey.."

"Ne oldu? Yaralandın mı?" Son sınıf öğrencisi sordu, endişelenmişti. Baekhyun'a hasta sedyesine oturmasını işaret edince genç olan sessizce öyle yaptı.

"B- Ben merdivenlerden düştüm." diye yalan söyledi Baekhyun, olayı savuşturabilmeyi umarak. Ne yazık ki, Yixing ikna olmamıştı.

"Baekhyun, ilk derslerinden hiçbiri ikinci katta değil."

Baekhyun yakalanmış olduğu için kalakaldı. Gömleğinin kenarıyla oynamadan önce başını kaldırıp tereddütle Yixing'e bakmıştı.

"Duvara itildim-"

"Kim yaptı?" dedi Yixing anında.

"Hayır, bir kazaydı! Gerçekten öyleydi." Baekhyun tekrarlarken Yixing gözlerini dikmiş ona bakıyordu.

"Peki..neren ağrıyor?"

Baekhyun kolunu tereddütle sol omzuna doğru kaldırdı. "Burası."

Yixing elini Baekhyun'un omzuna koyduğunda kısa olan acıyla yüzünü buruşturmuştu.

"Ah-!"

Yixing kaşlarını çattı ve Baekhyun'un omzuna daha nazikçe dokundu.

"Ceketini çıkar. Acını yavaş yavaş gidermeye çalışacağım."

Baekhyun Yixing'e ufak bir gülümseme göndermeden önce başını salladı. "Sonunda novanı görüyorum sanırım."

Yixing gülümsemesine karşılık verirken Baekhyun da ceketini kucağına yerleştirmiş, düğmeleri yakasına kadar iliklenmiş beyaz gömleğiyle kalmıştı.

"Düğmelerini biraz açsan olur mu? Omzunu görmem gerek sadece." dedi Yixing ve Baekhyun dediğini yaptı.

Kısmen maviye dönmüş kırmızı morluğun görüntüsüyle Yixing'in kaşları daha da çatıldı. "Bu kesinlikle acıyo

Please Subscribe to read the full chapter
Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
hundredthou
#1
Chapter 3: where is the original version of this?
hundredthou
#2
Chapter 2: i thought this would be in english
hundredthou
#3
Chapter 1: its not in english???
hundredthou
#4
interesting premise! can't wait to see what you've come up with