_1.5

Former Fangirl (TÜRKÇE)

Gördüğünüz üzere bu bir buçuklu bölüm. Buçuklu bölümler bazı şeyleri açığa kavuşturmak -bazen sizi daha da düşündürmek- için Lee Minhyuk'un ağzından ya da ilahi anlatımla yazılacak.

——————————

Wang Ala, ya da UnicornAlaWang.

CV'si önüme geldiği an onu tanımıştım işte.

Zamanında sayısı zaten elimin parmaklarını geçmeyen fansitelerinden doğrusunu söylemek gerekirse en çok dikkatimi çekenine sahipti. Diğer fanların ve şirketin promosyon için kullandığı sincap benzetmesinin aksine, bana tavşan diyordu.

Tabii ki it demediği zamanlarda.

İtlik yapmadığımı söyleyemem, karnımdaki 8 bebek fanları kışkırtmam için şirketin kullandığı bir lütuftu.

"Minhyuk-ah!! Nasıl öylesine birini işe alırsın?"

Başımı sesin geldiği tarafa çevirdim ve içeri giren siyah Saçlı kadının arkasında kapıda çaresizce dikilen sekreter kadına sorun olmadığını belirtmek için başımla onay verdim.

Hep böyle patavatsızca içeri girerdi.

"Bayan Shim-"

"Hyosung."

İç çektim ve tekrarladım. "Hyosung-ssi-"

"Hyosung."

Bu kez gözlerine baktım ve ona direk ismiyle hitap etmeyeceğimi belirten belirgin bir bakışla devam ettim. "Bayan Shim, o çalışma alanı daha kapsamlı olduğu halde bizi seçen biri. Başarılı olmamızı istemiyor musunuz?"

"Öyle ama burda benim sözüm geçer biliyorsun değil mi?"

Masamın önündeki sandalyeye oturup bacak bacak üzerine attı ve tek kaşını kaldırarak bana baktı.

"Öylesine bir biyoloğu bu iş için almaktansa bu kızı işe almayı tercih ederim. Etude House'un ünvanını kimin sayesinde aldığımızı unutuyorsunuz Bayan Shim." Zaferle gülümseyerek sandalyenden kalktım ve kapıya yöneldim. "Pazartesi işe başlıyor."

"Seni o ergen idol yuvası şirketten kurtaranın kim olduğunu unutuyorsun Minhyuk."

Kurşun yemiş gibi olduğum yerde kaldığımda arkam dönük olduğu için yüz ifademi görememesi beni rahatlatıyordu.

Acı gerçek.

Bu kadın beni bu şirketin başına aldığında onun peşinden gelecek kadar tecrübesiz ve saf olan genç idol ne yazık ki bendim.

Resmen 40'ına merdiven dayamış bir kadın beni kendine mahkum etmek için elinden geleni yapıyordu.

-Flashback-

Kasım 2017

Başımı uzun bar masasına dayadım ve yanaklarımı şişirdim.

"Yakışıklı bir genç efkarlanmış hmm?"

Kırmızı ruju ve simsiyah saçlarıyla bir kadın yanıma oturdu ve bardağımın dibini kafasına dikti. Bense başımı hafifçe kaldırmış onu izliyordum.

"Dur biraz seni daha önce gördüm."

Başımı sallayıp elimi havaya savurarak doğruldum. Beynim yerindeydi fakat konuşacak gücüm yoktu. Bazen neden bu kadara rağmen ayık kalabildiğimi kendime soruyordum.

Önüme uzatılan karta bakarak dirseklerimden masaya dayandım.

"Gangnam Cosmetic Testing Laboratory - Shim Hyosung

+82xxxxxxxxxx"

"Takılmak istersen arasın, Lee Minhyuk."

————————

"Bu kaçıncı oldu... Kapıda bekleyen fanların olabileceğini düşünmüyor musun!?"

Beni azarlayan Ilhoon'u kenara itip bir şey söylemeden odama geçtim. Fakat bu kez enseme bir adet Eunkwang yapışmıştı.

"Ne haltlar çeviriyorsun bilmiyorum ama yarın erken uyanmak için çabalasan iyi olur, yoksa imza gününde yine seni idare etmek zorunda kalırım."

-Flashback sonu-

Cevap vermeden odadan çıktım. Haklıydı ve bunu hatırlatarak canımı acıtıyordu.

Otoparka gidip arabama bindim ve evime gitmek üzere yola çıktım.

Yolun kenarında yürüyen Wang Ala'yla karşılaşmam pek tesadüf sayılmazdı, sonuçta ondan hemen sonra çıkmıştım ve o yürüyordu bense arabayla gidiyordum.

Wang Ala ya da Shim Hyosung, ikisi de, bana aynı şeyi hatırlatıyordu: bir zamanlar bir idol olduğumu. Ancak Wang Ala beni rahatsız etmiyordu. Sanki... Sanki bana kim olduğumu hatırlatıyordu. Shim Hyosung ise kime dönüştüğümü...

Arabayı durdurup kornaya basarak camı açtım.

"Bayan Wang. Neden yürüyorsunuz?"

Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
No comments yet