"Senin takıntılarını çok iyi biliyorum. Peşine takıldığın şeyi bırakmadığını da... Bu yüzden seni işe aldım."

Genç adam karşısındaki genç kıza yaklaştı ve gözlerini onunkilere dikti. Olabildiğince şehvetle bakıyordu.

Genç Kızın beklediğinin tersine genç adam, kendisinden yaklaşık 5 cm kısa olmak yerine 5 cm uzundu. Yüz hatları aklından asla çıkamayacak türdendi. Kahverengi saçları hala alnına düşüyordu.

"Her gün sevdiği idola 'Seni seviyorum it herif.' diyerek bu iki tabiri aynı cümlede kullanacak kadar da yanar döner ruhlu bir kızsın. Ayrıca ulaşmak istediğin şeye ulaşamadan asla peşini bırakmıyorsun."

Genç adam alaycı bir şekilde sırıttı ve yüzünü kıza yaklaştırdı. Genç kız refleks olarak kendini geri çekti fakat beline dayanan masa onu engellemişti.

Duyduğu yutkunma sesiyle genç adam biraz daha seslice güldü. Etkileyici gülümseme yeteneğini hala koruyor olması şaşırtıcı bir durum değildi.

"Ya da..." Konuşmasına devam etmeden önce kızı şeytani bakışlarla süzdü. "...ani bir kararla yıllarca peşinden koştuğu kişiyi öylece silen birisin, değil mi?"

Genç kız kendini olabildiğince geri çekerek konuşmadan önce nefesini tuttu.

"K-kes sesini. Söylediğin o şeylerin hepsi eskide kaldı."

Birden genç kızın kulaklarında genç adamın kahkahaları yankılandı.

"Benim de idol geçmişim eskide kaldı ve patronunuz olarak bunu konuşmamızda kesinlikle sakınca bulmuyorum Bayan Wang."