32.BÖLÜM

PROTECTOR
Please Subscribe to read the full chapter

Yazar; coffeeortea

Çeviri; UzumluCikolata


 

"Yani..."

Baekhyun topuklarını kavuşturmuş, elleri kucağında yatağında oturuyordu.

Chanyeol bakışlarını önündeki oğlana dikmişti, nihayet erkek arkadaşıydı şimdi.

"Yani..?" Dev olan onu tekrar etti.

Chanyeol Baekhyun'un yanına oturmak için yöneldi ve diğeri çekiniyor gibi görününce, uzanıp Baekhyun'u daha yakına çekti.

"N-N-Ne?" Baekhyun göz temasından kaçınıyordu.

"Neden bu kadar utangaç davranıyorsun? Artık çıktığımız için mi?" Chanyeol öne eğildi.

Baekhyun bir elini Chanyeol'ün göğsüne koymuştu ama uzun olan ileriye doğru hareket ederek Baekhyun'u sonunda yatağında yatar konuma getirdi.

Chanyeol, Baekhyun'u uzun bacakları arasında iki yandan sıkıca tutarak onun küçük bedeninin üzerine doğru yavaşça ilerledi.

"Yalnızız, Baek. Sadece ben varım." Chanyeol sırıtıyordu.

Baekhyun gözlerini kırpıştırdı, Chanyeol'ün düşündüğü şeyden bahsediyor olmasının imkanı yoktu değil mi? Elbette yoktu.

"B-Ben biliyorum. Ama belki de dışarı çıkmalıyı-"

Chanyeol daha da yakına eğildi, "Hımm..Bence hayır. Bugün seni tamamen kendime istiyorum. Kyungsoo yok. Yixing yok."

Baekhyun Chanyeol'ün böylesine romantik ve delicesine sahiplenen bir yanının olabileceğini hiç düşünmemişti. Başlangıçta Chanyeol'ün ona karşı nasıl soğuk kalpli olduğuyla karşılaştırınca, Baekhyun onun kendisini açmasını sağlayarak ve ona daha fazla güvenerek erkek arkadaşını daha iyi anlayabildiğini hissetmişti.

"Burada hiçbir şey yapamayız Ch-Chanyeol." diye mırıldandı Baekhyun Chanyeol yüzünü eğip burnunu boynunun kıvrımlı yerine sürterken.

"Neden yapamayalım?" Chanyeol göz kırptı.

Baekhyun'un gözleri genişlemişti. "Cha-"

"Bana masaj yap." dedi Chanyeol arsız bir gülümsemeyle, Baekhyun'u hazırlıksız yakaladığını biliyordu. "Kyungsoo'dan ellerinin sihirli olduğunu duydum..ve benim de omuzlarım ağrıyordu son zamanlarda."

Baekhyun'un yüzü şoktan çıkıp neşeli ve sinirli bir hale büründü. "Yah!! Park Chanyeol sen-!"

Baekhyun daha farkına bile varamadan Chanyeol pozisyonlarını değiştirmişti ve şimdi Baekhyun Chanyeol'ün üstünde, kucağında oturuyor ve uzun olan da rahatça yatakta uzanıyordu.

"Oh, Baekhyunnie, hiçbir şey yapamayacağımızı söylediğini sanıyordum ama işte beni bir kere daha kışkırtıyorsun." diye sataştı Chanyeol erkek arkadaşının yüzü kızarırken.

"Be-Ben-Sen-! Ben hiçbir şey yapmad-" Chanyeol hızlıca doğrulup Baekhyun'un yanağına bir öpücük kondurdu.

"Biliyorum. Ama hala masajımı bekliyorum." Chanyeol güldü ve Baekhyun istemeden de olsa Chanyeol'ün büyüleyici gülümsemesine teslim oldu.

-
 

"Kyung, hadi bu akşam senin odanda oynaşalım!" diye mızmızlandı Jongin. "Sehun Chanyeol hakkında dırdır edip duruyor ve artık ona katlanamıyorum."

Kyungsoo tek kaşını kaldırdı. "Sehun mu? O da amma soğuk çocuk.."

Jongin gözlerini devirdi.

"Lütfen, ifadesiz bir suratı var sadece. Ya da Ekşi Suratlı, eğer öyle çağırmak istersen. Açıkçası, o sadece onu ilgi yağmuruna tutacak birine ihtiyaç duyuyor."

Son sınıf öğrencisinin odasına geri dönerlerken Kyungsoo Jongin'in parmaklarını birbirine geçirmesine izin vermişti.

"Luhan gibi."

Jongin Kyungsoo'ya doğru bakarak başını salladı. "Senin bana ihtiyaç duyduğun gibi! Seni aşk yağmuruna tutuyorum ve sana öpücükler veriyorum."

Son sınıf öğrencisi, dudaklarında asılı kalan gülümsemeyi gizlemeye çalışarak gözlerini devirdi. "Tabii ki, bebeğim."

Jongin kolunu Kyungsoo'nun beline sardı ve erkek arkadaşını daha yakına çekti. "Ne yapmalıyız..hımm?"

Kyungsoo Jongin'in elinin gittikçe daha da aşağıya neredeyse poposuna doğru kaydığını hissedebiliyordu.

"Yah, Kim Jongin..!" Kyungsoo hızla Jongin'in eline vurup uzaklaştırdı.

"Neden ki?" diye surat astı Jongin. "Uzun zamandır hiçbir şey yapmadık!"

Kyungsoo başını iki yana salladı. "Ara sınavlar bitene kadar, öpücükler ve sırnaşmalar dışında başka bir şey alamazsın."

Jongin inledi. "İyi...Senin hakkındaki her şeyi seviyorum hyung, gerçekten, ama keşke biraz daha şey olsaydın..Daha az masum."

Kyungsoo ona tek kaşını kaldırarak baktı. "Daha az masum? O zaman şöyle mi yapmalıyız öpücük ya da sırnaşma yok ve yalnızca el ele tutuşma var?"

Jongin hemen başını sağa sola salladı. "Hayır! Ara sınavlardan sonra yapacağımıza söz verdin biz-"

"Şş! Bekle..Jong, bunu duyuyor musun?" Kyungsoo yurt odasına ulaştıklarında parmağını dudaklarına götürüp genç olanı susturmuştu.

"Neyi duyuyor muyum?"

Kyungsoo kapısına doğru yürüdü, Jongin arkadan takip ediyordu, ve kulağını ahşap yüzeye dayadı.

"Bu ses şey gibi..-"

"Ohhhh..evet, tam orası..!"

Kyungsoo'nun odasından gelen inlemeleri duyduğunda Jongin'in gözleri genişlemişti.

"Bu..C-Chanyeol mü?!"

Kyungsoo erkek arkadaşını sesini alçaltması için susturdu.

"Bu da ne?! İkisi kirli işlerini senin odanda mı hallediyor?! Yalnızca birkaç gündür çıkıyorlardı! Yani, anlıyorum ikisinin arasında hayli yüksek bir cinsel çekim vardı ama senle ben bile yalnızca birkaç mükemmel sakso çek-"

"Aman tanrım Jongin, kapa çeneni!" Kyungsoo kulaklarının tümüyle kıpkırmızı kesildiğini hissedebiliyordu.

"Bu doğru-"

"Oh, Baek, bu çok iyi hissettiriyor..daha sert..!"

Jongin ve Kyungsoo aynı şeyi düşünürken kocaman gözlerle birbirlerine baktılar.

"Baekhyun üstte mi?!?!"

-
 

"Luhan..! Luhan!" diye sesleniyordu Minseok Luhan yavaş yavaş kendine gelirken. Luhan etrafındaki birkaç kişiyi tanıyarak gözlerini kırpıştırdı.

"M-Minseok..?"

"Evet, iyi misin? Dünden beri baygındın." Minseok Luhan'ın elini sıkı sıkı tutuyordu.

"Dün mü?"

Anılar hızla geri dönerken ona ufak bir baş ağrısı vermişti.

"Hatırlıyor musun?" Minseok'un sesi yumuşak ve huzur vericiydi.

"Mhm." Luhan etrafına bakındı, çevresindekileri anlamaya çalışıyordu.

"Revirdesin. Yixing sana birkaç sıcak torba ve fazladan örtü getirdi. Joonmyun ise endişeliydi ama dersi olduğu için sabah gitti."

Luhan doğruldu, sersemlik hissiyle yüzünü buruşturmuştu.

"Oh..ne zaman gidebilirim?"

Minseok, Luhan'un elini bıraktı. "Tamamen iyileşmiş hissettiğin sürece ne zaman istersen."

Luhan bakışlarını kucağındaki örtüye çevirdi. "Bir..bir ihtimal," başını kaldırıp Minseok'a baktı. "Sehun uğradı mı?"

Diğer oğlan başını sallamış ve omuz silkmişti. "Emin değilim, gece burada uyudum ama onu hiç görmedim."

Luhan dudağını ısırdı ve bir iç çekişle başını salladı. "Pekala, teşekkürler Minnie."

"Odamıza dönmek ister misin?"

"Evet." Luhan hüzünle iç çekti. Bahar tatili gelmek üzereydi ve sıcak havanın etkisini göstermeye başlaması an mese

Please Subscribe to read the full chapter
Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
hundredthou
#1
Chapter 3: where is the original version of this?
hundredthou
#2
Chapter 2: i thought this would be in english
hundredthou
#3
Chapter 1: its not in english???
hundredthou
#4
interesting premise! can't wait to see what you've come up with