28.BÖLÜM

PROTECTOR
Please Subscribe to read the full chapter

Yazar; coffeeortea

Çeviri; UzumluCikolata
 

"Bu oldukça kötü bir yanık.." diye değerlendirdi Yixing, Baekhyun'un elini temiz bir sargıyla dikkatlice sararken.

Baekhyun acıyla yüzünü buruşturmuştu, avucundaki sızlayan yaraya aldırış etmemeye çalışıyordu. "Sadece acıyor..çok fazla."

"Fiziksel olarak mı yoksa ruhen mi?" Yixing sordu, Baekhyun'un ne söyleyeceğini zaten biliyordu.

Baekhyun alt dudağını ısırmadan önce büyümüş gözlerle ona bakmıştı. "İkisi de."

"Chanyeol'ün kaçıp gitme gibi bir alışkanlığı var." dedi Yixing sakince ve Baekhyun panikledi.

"B-Ben o olduğunu söyleme-"

"Chanyeol olduğunu biliyorum. Sana bunun gibi böylesine ciddi bir yara verebilecek başka kimse yok."

Baekhyun dudaklarını birbirine bastırdı. Chanyeol'ün başı belaya girecek miydi?

"Endişelenme, bunu Bayan Kim'e bildirmeyeceğim. Biraz rahatlayabilirsin," Yixing kıkırdadı. "Kaslarının gerildiğini hissedebiliyorum."

"O-Oh..Teşekkürler Yixing hyung."

Yixing başını salladı. "Ancak, görünüşe bakılırsa bu elini ilk kez incitmiş gibi durmuyorsun..yanık önceki bir yaradan iyileşmiş gibi görünen üst deri tabakasının içine işlemiş."

"Yani bu ne demek oluyor?" Baekhyun endişeyle kaşlarını çatarken sordu.

"İyileşmesi birazcık daha zaman alacak sadece. Ama endişelenme, belki..2 hafta sürer? Acıyı uyuşturması için üzerine biraz merhem sürdüm zaten. Tekrar ağrımaya başladığında sadece gel ve ben de yaranın bir kısmını yok etmeye çalışırım."

Baekhyun rahat bir nefes aldı. "Tamam..tekrar teşekkürler."

-

Baekhyun birkaç gün sonrasına, yılın ikinci hazine avına dek Chanyeol'ü görmemişti.

"Kyungsoo benim!" diye bağırdı Jongin, son sınıfın elini sıkı sıkı tutarken. Jongdae gözlerini devirdi.

"Pekala, o senin erkek arkadaşın. Senin olsun." Bunun üzerine, Jongin boy farklarına rağmen başını Kyungsoo'nun omzuna yasladı.

"O zaman, benim takım arkadaşım da-"

"Chanyeol hyung!" Sehun arkadaş gruplarına doğru yürürken seslenmişti.

Luhan'ın gözleri ışıldadı ve onlara yaklaşan ikinci sınıfa gülümsedi.

"Oh, hey." dedi Chanyeol elleri ceplerinde. Sehun onun önünde durmuştu.

"Benimle takım olmak ister misin diye merak ediyordum?" Sehun sorduğunda Luhan'ın gülümsemesi tamamen düştü. Suratını asmadan önce bakışlarını Sehun'a dikti ve cevabını görmek için başını kaldırarak yanındaki Chanyeol'e baktı.

Chanyeol gözlerini kırpıştırıyordu, Sehun'un ondan yine eşi olmasını istemesini beklememişti.

Göz ucuyla Kyungsoo ve Jongdae'yle konuşan Baekhyun'u gördü. Bakışlarını Baekhyun'un beyaz bir bezle sarılı sağ elinden çekemiyordu.

"Ah.." Chanyeol Baekhyun'un eşi olmak istese de ona sormaya cesareti yoktu.

"Chanyeol?" diye sordu Sehun, eğilip omzuna hafifçe vurarak.

Luhan'ın yapabileceği bir şey yoktu.

"Baekhyun iyi mi merak ediyorum..gidip ona-"

"Baekhyun'la çalışmak istiyorsan, sadece git söyle ona." Luhan yüksek sesle konuştuğunda Sehun ve Chanyeol'ün ikisi de ona bakmıştı. Sehun'la eş olma şansını kaybetme riskini göze alamazdı. Geçen sefer takım olduklarında birazcık da olsa yakınlaşmışlardı. Sehun ona yardım için sinyal gönderdiği zaman, genç olana yardım edebildiği için hiç olmadığı kadar mutlu olduğunu hissetmişti.

Chanyeol kaşlarını çattı, Luhan'ın aklını okuduğunu biliyordu.

"Öyle demedim." diye savundu Chanyeol. Sehun'a dönmeden önce göz ucuyla bir kez daha Baekhyun'a baktı.

"Olur hadi takım olalım."

Luhan, genişçe gülümseyen Sehun'la kalbinin ağırlaştığını hissediyordu. Yanakları pembeleşmiş miydi?

"Sonra görüşürüz hyung!" Sehun fırlayıp Tao ve diğer arkadaşlarının yanına gitti. Oyun başlamadan önce 15 dakikaları vardı. Çoktan büyülü bileklikleri dağıtmaya başlamışlardı.

Sehun ayrıldığı anda, Luhan bakışlarını Chanyeol'e dikti. "Benimle dalga mı geçiyorsun Chanyeol!?"

"Ne?" Chanyeol'ün kendisi de çok mutlu görünmüyordu.

"Sehun'u tamamen bana verebilirdin!"

"Sorun o mu şimdi? O sana ait değil. Zaten ilk bana geldi." dedi Chanyeol öfkeyle. Göğsünde rahatsızlık veren bir kaya varmış gibiydi. Baekhyun'la konuşmayı, özür dilemeyi ve ona ne kadar üzgün olduğunu söylemeyi gerçekten istiyordu.

Luhan başını iki yana salladı. "Ve sen de Baekhyun'un "senin" olduğunu söylüyorsun? Sen Baekhyun'u alabilirsin ama ben Sehun'u alamam öyle mi? Adaletsizsin Chanyeol."

Chanyeol birinin bakışlarını kafasının yanına diktiğini hissetmişti. Başını çevirdi ve arkasını dönüp başka bir bölgeye doğru Kyungsoo'yu takip etmeden önce ona üzgün gözlerle bakan Baekhyun'u gördü.

Yine batırdım..değil mi?

-

"Bu Wu YiFan, ama Kris olarak biliniyor. O bizim yeni muhafızımız. Kendini tanıt." diye açıkladı ders sorumlusu, öğrenci kalabalığına.

"Merhaba, hepiniz bana Kris diyebilirsiniz. Uçma novası. Geçen sene mezun oldum ve size elementlerimizin güvenliği hakkında her şeyi öğretmek için geri döndüm. Yeni yüzler gördüğüme memnun oldum ve ayrıca eskilerle yeniden birleştiğime de öyle." Kris kalabalıkta göz teması kurduklarında Joonmyun ve Kyungsoo'ya bir gülümseme gönderdi. "Bugün bu oyunu ben yönetiyor olacağım. Herhangi bir kaza ya da yaralanma durumunda, sinyal gönderin ve böylece ben de çabucak size gelirim. Sizi hemen tedavi olmanız ya da biraz dinlenebilmeniz için revire göndereceğiz. Bildiğiniz gibi, oyunun her anında geri dönebilirsiniz. İyi şanslar ve güvende kalın."

Herkes onun tanıtımını alkışladı ve çabucak ormanın girişine doğru dağıldı.

Joonmyun kendini Kris'ten mümkün olduğu kadar uzak tutmaya çalışıyordu ama eski erkek arkadaşınız malum bir ateş novası ağacı kadar uzun olunca bu pek de yardımcı olmuyordu.

"Joonmyun, görüşmeyeli nasılsın?" diye sordu Kris suratında bir sırıtışla. Sırıtışı kötülük içeren türden değildi ama açıkça merak içeren türdendi. "Seni son gördüğümden beri gerçekten olgunlaşmışsın."

Joonmyun bir ürpertinin kollarından aşağı indiği hissetmişti. "K-Kris..selam."

"Hala her zamanki gibi ciddisin." Kris Joonmyun'un önünde durdu. İkisi selamlaşırken Baekhyun onları izliyordu. O, her zaman Joonmyun'u beladan uzak duran ve hep ne yaptığını bilen büyük hyunglarından biri olarak görmüştü. Şimdi, Kris'le birlikteyken, adeta daha küçük ve korunmasız görünüyordu.

"Kimle eşleştin?" diye sordu Kris sıradan bir tavırla.

Joonmyun kaşlarını çattı.

Please Subscribe to read the full chapter
Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
hundredthou
#1
Chapter 3: where is the original version of this?
hundredthou
#2
Chapter 2: i thought this would be in english
hundredthou
#3
Chapter 1: its not in english???
hundredthou
#4
interesting premise! can't wait to see what you've come up with