2.Sezon - 18.Bölüm (FİNAL)

UNFABULOUS (EXO Türkçe)

Aşk ve arkadaşlık iki büyük kavramdır. İnsan, aşkı da sever arkadaşlığı da.. İkisinin de önemi vardır. İhtiyaçtır insana.. Aşksız da olmaz arkadaşsız da...

Arkadaşın varsa derdin olmaz, huzurlu hissedersin, eğlenirsin. Çıldırırsın. Kimsenin yanında rahatça yapamayacağın şeyleri yapar, söyleyemediğin şeyleri söylersin.

Aşkın hissettirdiği duyguyu söylemeye gerek var mı? Tüm o hikayeler, şiirler, şarkılar, filmler sırf aşk için yapılmadı mı?

Aşk ve arkadaşlık, güzel iki kavram. Ayrı ayrı da güzel, birlikte de..

Peki ya karşı karşıya gelirse? Ya düşman olursa? Ya aşk acıysa ve arkadaşlık baskınsa? Dinmeyecek bir acı.

Bir seçenek sunulsaydı size hangisini seçerdiniz?

Arkadaşlık?

Aşk?

...

Kyungsoo bembeyaz akı gözüken koca gözlerini kıza dikti. Sonra 4 erkeğe baktı. Her halükarda o 4 kişi ölecekti ama bir seçimiyle kendisi yaşayabilirdi.

Ya da ölebilirdi..

Herkesin gözleri Kyungsoo'ya doğru yürüyen kızın üzerindeydi. Kız Kyungsoo'nun tam önünde durdu ve dizleri üzerine çöktü. Kyungsoo'dan biraz kısa duruyordu.

"Kyungsoo, beni sevdiğini biliyorum." kız genç adamın dizlerine ellerini koydu. "Benim sevgim saçma bir fan sevgisi değil." kız ellerini çocuğun bacaklarına doğru kaydırdı. "Beni seçeceğini biliyorum." dedi kız ve yükselip Kyungsoo'nun dudaklarına ulaştı. Kyungsoo, diğer herkes gibi bu ani öpücüğü beklemiyordu. İlk önce şaşırdı ama sonra karşılık vermeye başladı.

"Ne yapıyor bu salak?!" dedi Luhan kızgın bir şekilde.

Kız Kyungsoo'nun karşılık verdiğini fark edince biraz daha ayağa kalktı ve dudaklarını hiç ayırmadan çocuğun kucağına oturdu.

"Lanet olsun!" Baek'in gözlerini daha da şişmişti. Berbat durumdaydı. Kyungsoo kızı seçmişti yani..

"Ellerim." dedi Kyungsoo. Öpüşmeye biraz ara verip mırıldandı. Kyungsoo'nun elleri bağlıydı. Bu yüzden kıza istediği gibi dokunamıyordu.

Genç kız pantolon cebindeki  küçük anahtarı çıkardı ve Kyungsoo nun kucağında hiç kalkmadan çocuğun iki koluna ulaştı. Bir kaç başarısız denemeden sonra anahtarı yerine sokabildi ve kelepçeler çıkardı. Tam o anda Kyungsoo hızla kızın bileklerini yakaladı ve kelepçeyi alıp kızın bileklerine taktı. Sonra kıza sıkıca sarılıp etkisiz hale getirdi.

"Ne yapıyorsun sen?!" kız dahil herkes aynı tepkiyi veriyordu.Kyungsoo'nun ne yaptığını anlayamıyorlardı.

"Seçimimi yapıyorum." dedi Kyungsoo ve kızı üstünde kaldırıp sandaleye oturttu. Göz açıp kapayıncaya kadar kızın ayaklarını bileklerinden Luhan ve Xiumin'e takılmayan kelepçelerle sandalyenin ayağına kelepçeledi.

Dizlerinin acısıyla yere çöktü. Emeklercesine yürüyüp kızın tahtında bulunan dokunmatik kumadaya ulaştı ve bir süre baktıktan sonra tüm mıknatısları etkisiz hale getirdi.

Luhan mıknatıstan kurtulunca zaten kelepçeleri olmadığı için anında ayağa kalktı. Kyungsoo'nun yanına gitti ve çocuğun burnuna sert bir yumruk attı.

"Şerefsiz herif!"

Kyungsoo ayağa kalktı ve Luhan'a karşılık verdi. Kyungsoo güçlü olmasa da eli ağırdı. Luhan bir süre çenesinin kırılmış olabileceğini düşündü.

Xiumin ikilinin gereksiz kavgasını önemsemeden kelepçeleri açan yere düşmüş anahtarları alıp Chanyeol ve Baek'in bileklerini çözdü.

"Saçma sapan nedenler yüzünden kavga etmeyin! Kyungsoo bizi kurtardı." Xiumin bunu söylerken Baek ayağa kalktığı gibi kıza gitti ve kızın yanağına tokat attı. Sonra saçlarını tuttu.

"Sana öyle şeyler yapmak istiyorum ki, senin o psikopat beynin bile bunları planlayamazdı." Baek çok kızgındı. Chanyeol, Baekhyun'u kızdan uzaklaştırdı.

"Ne olursa olsun o bir kız. Üstelik hâlâ kurtulmuş sayılmayız. Ona ihtiyacımız var " Baek ikna olmasa da sakinleşti. Fakat bu sefer Chanyeol kızın yanına gitti ve kıza Baek'ten daha sert bir tokat attı.

"Baek'in yapmak istediklerinin bin katını yapabilirim. Emin ol." Chanyeol'un bu hareketi üzerine Baek kahkaha attı.

"O bir kız."

"Ve Kyungsoo beyefendi, bizi katleden bu kıza aşık olmuş!" Luhan ve Kyungsoo birbirlerine sinirli sinirli bakıyorlardı.

"Bizi kurtarmak için yaptı!" dedi Xiumin sesini yükselterek. Bunun üzerine Luhan ürperdi ve kavga modundan çıktı. Nasıl gözü dönebilmişti birden?

"Kai ve Tao nerede?" dedi Xiumin kıza dönüp. Kız ağzını sıkıca kapatmış çocuklara bakıyordu. Saniyeler içinde şartların böylesine tepetaklak olabileceğini kestirememişti. Nasıl Kyungsoo'ya kanabilmişti? Aşkına yenilebilmişti?

"Kai ve Tao'yu nereye götürdün?" Luhan tekrar sinirlenmeye başlamıştı. "Susma ve konuş!"

"Onları nereye götürdüğünü söyle!" dedi Baek. Kız bakışlarını yere kilitlemişti. Susmaya devam ediyordu.

"Lanet olsun! Kapıyı aç!" Luhan kapıya yöneldi ve eliyle kapıyı zorlamaya başladı. "Şu cebine falan bakın kumanda olması lazım."

Luhan'ın komutu ile Chanyeol kızın ceplerini kontrol edip bir kumandaya ulaştı. Bir kaç düğmeye gelişi güzel basınca tüm ışıklar kapandı, havalandırma durdu, sonra geri ışıklar açıldı ve sonunda kapı açıldı.

"Beceriksiz herif." Luhan söylenerek dışarı çıktı. Xiumin de onun peşinden gitti. Baek de onları takip edecekken Chanyeol onu durdurdu.

"Kız ne olacak?" dedi.

"Yalnız bırak şunları da ne dertleri varsa halletsinler. Biz de Kai ile Tao'yu bulalım." Baek umursamaz hareketlerle dışarı çıktı. Chanyeol de hemen arkasından gitti.

Kız eli ve bilekleri bağlı şekilde Kyungsoo'nun sandalyesinde oturuyordu. Erkek ise kızın tahtındaydı. Karşı karşıyalardı. Kyungsoo kıza bakıyordu ama kız gözlerini yerden ayırmıyordu. Saçları dağılmıştı.

"Ne kadar da aptalım." dedi ikisi de aynı anda. Sonra kız şaşkınlıkla kafasını kaldırıp erkeğe baktı. Şimdi fark edilebiliyordu ağladığı. Gözleri kıpkırmızıydı kızın. Neden ağlamıştı ki?

"Neden ağlıyorsun? O kadar yaptıklarından sonra bu biraz garip kaçıyor." Kyungsoo ruhsuz taklidi yapıyordu.

"Tebrik ederim! Arkadaşlarını kurtardın." kızın bulunduğu durum hiç eski 'kendinden emin' haline benzemiyordu.

"Seni seçebileceğimi nasıl düşünebildin?" Kyungsoo şimdi de ukala taklidi yapıyordu.

"Tam bir aptalım. İlk defa birinin beni seçeceğine inandım. İlk defa biri beni seviyor sandım." kızın yanağından bir damla daha düştü. Kyungsoo şaşkınca bakıyordu. Taklit yapacak durumda değildi.

"Tam bir aptalım." dedi Kyungsoo bir süre sonra. Kız bakışlarını genç adama çevirdi. "Sevdiklerime zarar veren birini sevdim."

Kız gözlerini kocaman açtı. Yaşlar durmuştu. Kyungsoo'ya daha dikkatli baktı. Yanlış duymuş olmalıydı.

"Eğer bunları yapmasaydın, her şey daha farklı olabilirdi diyemiyorum. Seninle hiçbir türlü tanışamazdım. Ama bu durumda tanışmış olsam da bir şey değişmiyor. İmkansız. Her şey imkansız." Kyungsoo gözlerini kızdan ayırmıyordu.

"Nedenim vardı."

"Hala nedenim vardı diyebiliyorsun yani?! Hangi neden birine bunları yaptırabilir? Cezanı hafifletebilir?!"

"EXO'dan nefret ediyorum." dedi kız.

"Bunu herkes anladı zaten."

"Sırf EXO değil, tüm yalnız olmayan insanlardan nefret ediyorum. Sinirlerimi bozuyorsunuz."

"Sadece kıskandığın için mi öldürdün onca kişiyi? Biz 12 kişiydik!" Kyungsoo ister istemez sesini yükseltti. "5 kişi kaldı. Ne kadar az hissediyor musun? 11 sayısı bile bana eksik ve anlamsız gelirken..."

"Evet kıskandım! Ve yaptığım hiçbir şeyden dolayı pişman değilim! Ben sadece sana inandığım için pişmanım."

"Senin gerçekten deli doktoruna ihtiyacın var."

"Bu ikisini yalnız mı bıraktınız?! Bizi bir kere satmış birini hem de!" Luhan yanında Baek ile içeri girdi. Kyungsoo hemen ayağa kalktı. Kız da gözlerini tekrar yere indirdi.

"Onu yakalayıp bağlayan benim değil mi?"

"Yalnız Kyungsoo tebrik ediyorum bağlama yöntemin çok yaratıcıydı." Baek sırıttı ve dudaklarını öne uzattı.

"Baek kes şunu. Buldunuz mu?" Kyungsoo kızı önemsemiyormuş gibi yapmaya çalıştı.

"Bulduğumuz şeye inanamazsın." dedi Baek.

"Ne?"

"Tamamen seninle alakalı şeylerin olduğu kocaman bir oda!" Baek kahkaha atmaya başladı. "Bu kız gerçekten sana takıntılı."

Kyungsoo dönüp kıza baktı. Ağladığı belli olmasın diye gözlerini yerden kaldırmıyordu. Nasıl olmuştu da ondan etkilenebilmişti? Neden?

"Tao ve Kai'yi bulamıyoruz. Xiumin ve Chanyeol etrafa bakıyorlar ama yok." Luhan bunu söyledikten sonra kıza doğru yürümeye başladı. Tam kızın başını kaldıracakken Kyungsoo Luhan'ı durdurdu.

"Ben konuşurum. Siz aramaya devam edin." Luhan ve Baek anlamsız bakışlar atıyorlardı.

"Sana söyler mi yani?" sanki kız orada değilmiş gibi konuşmaları garipti.

"Gidin." Kyungsoo çok sert söylemişti. Luhan ve Baek "Ne halin varsa gör." halleriyle dışarı çıktılar.

"Kai ve Tao'yu nereye götürdüğünü söyle. Böylece-" Kyungsoo lafını tamamlayamadan  kız kucağında duran kelepçeli ellerini kaldırıp duvarda bir yeri işaret etti.

"Duvar mı? Neyden bahsediyorsun?"

"Uzun koridorun sol duvarlarına bastırarak yürü. Gizli bir kapı açılacak." Kyungsoo bunları duyduğu gibi koridora çıktı. Diğer dört arkadaşı da tüm koridor boyunca dağılmış, duvarlara dokunuyorlardı. Kyungsoo koridorun en başından başlayarak tüm duvara ellerini sürttü. Hemen ilk dokunuşunda kapı açıldı. Demek diğerleri bu kadar yakını kontrol etmeyi düşünememişti.

Odaya girdiğinde lambalar açıldı. Kai ve Tao yerde yanyana uzanmışlardı. Ölü olarak...

Kyungsoo ağlamasını engelleyip koridora çıktı ve diğerlerine seslendi.

"Hey! Buradalar gelin!" Kyungsoo'nun seslenmesi üzerine hepsi geldi. Kai ve Tao'yu ikili olarak taşımaya başladılar. Baek boşta kalmış onlara kapı tutuyordu.

"Kıza ne oldu?" dedi Xiumin. Baek büyük odaya gitti. Sandalyede oturan ve başı öne eğik duran kıza baktı.

"Bu kızı ne yapacağız?" dedi Baek.

"Onu da sen getir işte." dedi Luhan. Kai'yi taşımak yeterince zordu. Bu yüzden konuşmak istemedi.

"Sonunda benim elime kalacağın kimin aklına gelirdi ki?" diğerleri çoktan koridoru bitirmişti. Baek kızın sakin sakin kelepçelerini çözdü.

"Konuşma orucu mu tutuyorsun? Peki." kızı itekleyerek  odadan çıkardı. Etraftaki teknolojik dehaya şöyle bir baktı.

"Bu zekânı dünya barışı için kullansaydın ya?" dedi gıcık bir kahkaha atıp.

"Sinirlerimi bozuyorsun Baekhyun."

"Dengesiz kız! Nerdeyse iki yıldır bize yapmadığını bırakmadın. Seni şuracıkta öldürmediğime şükret."

"Öldürsen daha mutlu olurdum."

"Sen ne demiştin Luhan için? Ölürse kurtulur. Ben acı çekmesini istiyorum. Aynen öyle." Baek kızı yeryüzüne çıkan merdivene götürdü. Kız bir süre mızmızlansa da sonunda merdiveni çıktı.

"Nerede kaldın?!" Dedi Kyungsoo kızgın bir şekilde.

"Yemedik sevgilini, al." Baek kızı sırtından sertçe Kyungsoo'ya doğru itti. Kız dengesini kaybedip yere düştü.

"Baekhyun!" Kyungsoo çok garip davranıyordu. Kıza doğru koşup onu yerden kaldırdı.

"Kyungsoo kafayı mı yedin?" Baek yamuk bir bakış attı.

İkili birbirine baktı. Kız yere bakıyordu.

"Hadi gelin artık!" Chanyeol tekneden seslendi. Tao ve Kai'yi çoktan tekneye bindirmişlerdi. Diğerlerinin de gelmesiyle tekne çalıştırıldı. Bir daha gelmeyeceklerine inandıkları yapay adaya geri dönüp bakmadılar bile...

-FINAL-

Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
minhyuklittlebunny
#1
Chapter 1: Tatil demişken gerçekten dinlendiriyor
minhyuklittlebunny
#2
Chapter 1: Ay bacım buralarda unfabulous ile eskiyi hatırlayıp gülümseyeceğim. Tatil gibi geldi bana buralar.
galaxy_fan #3
Chapter 1: harika bunu daha önce wattpad de okumuştum. burda bulabileceğim aklımın ucundan geçmezdi