2.Sezon - 5.Bölüm

UNFABULOUS (EXO Türkçe)

"Nefes almamaya çalışın!" dedi Chanyeol. "Kalkın hadi!"

Diğerleri telaşla ayağa kalktı ve evin kapısına gitti. Baek ciğerleri dışarı çıkacakmışcasına öksürüyordu. Gözleri yaşarmıştı. Kai kapıyı açmaya çalıştı ama açılmıyordu.

"Açılmıyor!" Luhan Kai yi kenara itti ve kendisi kapıya asıldı. Açılmıyordu.

"Pencereleri açın!" Luhan ın komutuyla Chanyeol mutfağa gidip pencereyi açmaya çalıştı ama o da açılmıyordu. Biraz dikkatli bakınca pencerenin dışarıdan iki-üç vida ile kilitlenmiş olduğunu gördü. Başka bir pencereye koştu ama nafile. Diğerleri de pencereleri zorluyordu ama gereksiz bir çabaydı.

"Sana kimse zarar vermemişti değil mi?" dedi Baek, Kai ye bakıp öksürürken. Kai 'evet' anlamında başını salladı. "Çünkü biz yanındayken zarar verecekmiş. Salak gibi ona yardım ediyoruz." Baek sinirliydi. Luhan telefonunu açıp polisi aradı. Sonra hemen kapattı. Polisi neden arıyordu? İtfaiyeyi aramalıydı. Sadece kapıyı açsalar yeterdi. Polisi arayıp işleri karıştırmak istemiyordu.

"Buyurun itfaiye. Adresi alabilir miyim?" bir kadının sesi duyuldu telefonda. Aynı anda evin dış kapısı sonuna kadar açıldı. Luhan telefonu kapattı ve diğerlerine kapıyı gösterdi.

"Çabuk!" hepsi aceleyle dışarı çıktı ve derin bieber nefes aldı. Hala öksürüyorlardı. Baek yere düştü. En çok o zehirden etkilenmişti.

"O kız burada olmalı." Kai etrafa baktı.

"Chanyeol sen şu tarafa bak!" Luhan Chanyeol a sağ tarafa giden yolu gösterdi ve kendisi de sol tarafa doğru koşmaya başladı. Chanyeol hemen Luhan ın gösterdiği yere doğru koştu. Koşan biri vardı. Biraz uzaktaydı. Chanyeol daha da hızlanıp o koşan kişiyi yakalamaya çalıştı. Ama çok öksürüyordu. Koştuğu için daha da kötü oldu. Koşan kişi de çoktan gözden kaybolmuştu. Chanyeol nefes nefese kalmıştı. Geri evin önüne geldiğinde diğerleri hâlâ içlerindeki zehirden kurtulamamıştı.

"Yok mu?" dedi Luhan.

"Biri koşuyordu ama yetişemedim. Hastaneye gitmeliyiz, zehirlendik." Chanyeol, gözleri kıpkırmızı olmuş halde öksüren Baek i gösterdi. Kai ve Tao daha iyi durumdaydı.

"Hastaneye gerek yok. Temiz hava alınca kendisine gelir." dedi Luhan umursamaz halde. Eve doğru yürüdü. Amacı Baek e su getirmekti. Açık duran kapıda bir şey dikkatini çekti. Bir cümle kazılmıştı kapıya.

"İşim bitmeden sizi bırakmayacağım. -P" Luhan cümleyi yüksek sesle okudu. Diğerleri de onun yanına geldi ve kapıya baktı.

"Lanet olsun!" Luhan sinirle duvara tekme attı. "Bizimle dalga geçiyor bu sürtük!"

"Kyungsoo nun evi buraya yakın." dedi Kai birden. "O iyi mi? Ondan haberiniz var mı?"

"Evi buraya yakınsa senin daha iyi bilmen gerekmez mi?" dedi Chanyeol.

"O evde çıkmıyor, ben de çıkmıyorum. Bir kere ona gittim, o zaman konuşmuştuk ama o da iki-üç ay önceydi."

"İmkanım olsa hepinizle eskisi gibi aynı evde kalmak isterdim ama siz böyle düşünmüyorsunuz. Sırf o kızın yaptıkları yüzünden mi böylesiniz? Aklım almıyor." Chanyeol kızgın gözlerle hepsini süzdü ve yürümeye başladı. Kyungsoo nun evinin olduğu tarafa doğru. Diğerleri ise tek laf etmeden başlarını öne eğip onu takip ettiler. Chanyeol haklıydı. Sonuna kadar.

Ev yakın olsa da o kadar da yakın değildi. 40 dakikaya yakın yürüdüler. Bu sırada yolda bir markete uğrayıp bir şişe su aldılar. Baek in çok ihtiyacı vardı.

----

Chanyeol kapıyı çaldı..

Cevap yoktu. Tekrar çaldı. İki-üç dakika sonra kısık bir ses duyuldu.

"Kim o?"

"Kyungsoo? Ben Luhan, biz geldik." Luhan kapının deliğine doğru el salladı. Biraz zaman geçti ve kapı yavaşça açıldı. Hava çok güzel olmasına rağmen Kyungsoo, uzun kollu bir tişört giymiş halde arkadaşlarına baktı. Eski arkadaşlarına...

Gözlerinde kocaman bir güneş gözlüğü ve saçlarının önü havaya dikilmiş Luhan, hiç bir ifadesi olmayan Tao, öksüren bir Baek, soran bakışlarla Chanyeol ve bir ayağı sargılı, koltuk değnekleriyle ayakta duran Kai vardı karşısında.

"Neden buradasınız?" dedi Kyungsoo. Yüzünde ne mutluluk vardı ne şaşkınlık ne de başka bir şey. Daha çok kızgın gibiydi. Neden kızgındı ki?

"Anlatmamız gereken şeyler var." dedi Chanyeol.

"Suho öldü değil mi? Biliyorum. Ama bu tekrar bir araya gelip birbirimize destek olacağımız anlamına gelmez." Kyungsoo çok soğuk davranıyordu.

"Böyle bir amacımız yok. Sadece senin iyi olup olmadığını merak ettik." Kai kızmıştı. " Bu tavrın neden?"

"Aylar geçmiş ama şimdi mi önemli oldum? Birinin ölmesi mi gerekiyordu buluşmamız için?"

"Hepimize zarar verdiler. Sana da bir şey olur diye korktuk."

"Ne zararı neyden bahsediyorsun Kai?"

"Daha demin hepimiz Kai nin evindeyken doğal gaz zehirlenmesi yaşadık. Son anda kurtulduk." Chanyeol bunu söylerken Baek öksürüyordu.

"İçeri girin." dedi Kyungsoo düz bir sesle. Hepsi içeri girince kapıyı kapattı. Televizyon açıktı. Ev çok karanlıktı. Sehpanın üzerinde kullanılmış ramen paketleri, yemek çubukları, bitmiş meyve suyu şişeleri vardı.

Kyungsoo kumandayı alıp televizyonu kapattı. Hep oturduğu tekli koltuğa kendisini attı. Diğerleri de buldukları yere oturdular.

"Burada tek başına mı kalıyorsun?" Baek yere düşmüş bir şişeyi geri sehpanın üzerine koydu.

"Arada annem ziyarete geliyor." Kyungsoo saçlarını düzeltti. "Neden biri sizi zehirlemeye çalıştı?"

"O psikopat kız bizi rahat bırakmıyor."

"Saçmalama Baek, neden böyle bir şey yapsın? Yeterince bizimle uğraştı zaten."

"İşi varmış, onu bitirmeden bizi bırakmayacakmış." dedi Luhan.

"Saçmalık. Aylardır bu evdeyim, bana hiçbir şey olmadı. Sadece mutfakta yemek yaparken bıçakla elimi kestim." Kyungsoo yara bandı olan parmağını diğerlerine gösterdi. "Kırk yılın başı ramen dışı bir şey yiyecektim oysaki. Yemek yapmayı dahi unutmuşum." Kendi kendine sinirleniyordu.

"Kai'ye de bir şey yapmamış ama o zehir yüzünden ona da zarar vermiş oldu." dedi Chanyeol.

"Yani bana da zarar verecek ve siz de zarar görmüş olacaksınız. Pardon ama salak mısınız? Uzaklaşın benden."

"Kız Kyungsoo ya takıntılı değil mi?" dedi Tao. Onun sesini duymak garip olmuştu. "Ona zarar vereceğini sanmıyorum."

"Adadayken elektrik vermişti." dedi Kai. Bu sırada aklına Kyungsoo ile neredeyse öpüşeceği aklına geldi. Ve sonra onu boynunu kesmişti. Kyungsoo nun boynuna baktı. Hafif bir iz vardı. Kai pişman şekilde başını öne eğdi.

"Kai haklı, bana çok da rahat zarar verebilir. O kızın deli raporu var, sevdiği birine bile zarar verebilir."

Bir anlık sessizlik oldu. Hepsi ölümü bekliyor gibiydi. Oda, bütün ev çok karamsar bir havadaydı. Hapis olunmuş gibi. Tao hastaneyi hatırladı ve kaşlarını çattı.

"Burası çok sıcak burada kalmaya nasıl dayanıyorsun? Üstelik uzun kollu giymişsin." Tao hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Bunalıyordu. Tao nun bu lafı üzerine Kyungsoo kaşlarını çattı. Kızgındı. Çok kızgındı. Bur eliyle diğer kolunu tuttu ve kiyafetin kolunu sıyırdı. Bütün kolu yanıktı. Adadayken olmuştu. Chanyeol ve Luhan kavga ederken...

Yeniden bir sessizlik oldu. Luhan ve Chanyeol nasıl tepki vereceğini bilmiyordu. Adadayken her şey o kadar birbirine girmişti ki. Ölmemiş olsa bile maddi ve manevi en çok zarar gören Kyungsoo'ydu. Hepsine bu kadar soğuk ve kızgın davranması çok doğaldı. Onları affetmesi zordu. Üstelik o hep arayı bulmaya, ortamı yatıştırmaya çalışırken hiç biri ona yardım etmemişti. En sonunda Suho nun bile sabrı tükenmişti. Adanın yanışı aklına geldi birden. Sonra onları kurtarmaya gelmiş olan gemi ve helikopterler... Kurtulduğunu düşünmüştü. Gerçekten sevinmişti oysaki...

"Burada böylece oturmayacaksınız değil mi? Ben iyiyim. Bir şey olursa da sorun değil. Gidin hadi."

"Neyse. Bir şey olursa ara. Seni önemsiyoruz." dedi Chanyeol ayağa kalkarken.

"Söz veremem. Sonuçta ölürsem nasıl haber verebilirim ki?" Kyungsoo sinir bozucu bir şekilde sırıttı.

"Çok sinir bozucusun." dedi Luhan hızla ayağa kalkıp. Kısa süre içinde dışarı çıkmıştı. Kyungsoo ya dayanamıyordu. Diğerleri de dışarı çıkınca Baek Kyungsoo ya sarıldı ve hepsi gitti.

Caddenin oraya geldikrinde Kai evine gitmek üzere ayrılacağını söyledi.

"Ev şu an zehirli değil mi?" dedi Baek.

"Annem eve gelir birazdan. Onu uyarmalıyım. Hem pencerelerdeki vidaları sökmem gerek. Sonra görüşürüz tamam mı?"

"Tamam görüşürüz."

Baek, Chanyeol, Luhan ve Tao otobüse bindi ve Chanyeol un evine gittiler. Chanyeol un annesi ve ablası hâlâ eve gelmemişti.

"Anneme haber vermeden Amerika ya, oraya buraya gittim. Çok kızacak bana." dedi Chanyeol salondaki beyaz koltuğa oturup.

"Asıl haber vermeden eve üç herif getirdiğin için kızacağım." içeri Chanyeol un annesi girdi. Arkada da ablası vardı. Hepsi dönüp gelen ikiliye bakınca annenin yüzünde gülümseme oluşmuştu. "Siz miydiniz çocuklar? Sizi gördüğüme çok sevindim."

"Uzun zaman oldu omonim." hepsi eğilerek selam verdi. Üyeler eskiden birbirlerinin anneleri 'omonim' derdi. Yani 'anne'.

"Karnınız aç mı? Yemek hazırlayalım sonra sizi sorguya çekeceğım." Bayan Park ın bu sözleri üzerine herkes açlığını fark etti. Sabahın köründe uçağa binip Kore ye gelmişlerdi ve sonra zehirlenmişlerdi. Şu an hava kararıyordu ve bu bütün gün yemek yememiş olduklarını gösteriyordu.

Yemek yediler, biraz sohbet ettiler. Hepsi yalan uydurmak zorunda kalmıştı. Tao ve Luhan ın hep görüştüğünü söylemişlerdi. Baek in deli taklidi yaptığını zaten biliyorlardı. Bir günlüğüne burada kalacaklarını ve sonra gideceklerini söylediler.

Akşamleyin herkes uyumak için odalarına çekildi. Dört arkadaş Chanyeol un odasındaydı. Oda büyüktü, bu yüzden yere yer yatağı yapmışlardı.

"Xiumin i ziyarete gitmeliyiz." dedi Luhan yer yatağına yatıp.

"Hapishaneye mi gideceğiz yani?"

"Ben gitmek istemiyorum." dedi Tao. Baek de istemiyor gibiydi.

"Neden?" Luhan rahatsız olmuştu.

"Luhan ve ben gideriz. Siz gelmeseniz de olur. Zaten bu kadar kişi gidince hepimizin görmesine izin vermezler." Chanyeol konuyu kapatmıştı.

Tao yeterince psikolojik rahatsızlık yaşıyordu. Hapishane atmosferi pek de iyi olmazdı. Baek de
deliler arasında kala kala kafayı sıyırmıştı zaten...

Diğer bölümün fragman:

"Siz kimi bekliyordunuz?"

"Kim Minseok." Bunu biliyor olmaları gerekmez miydi?

"Şu lise öğrencisi gibi gözükenden mi bahsediyorsunuz?"

"Evet."

"O gelemez."

"Neden?" Chanyeol ve Luhan ayağa kalktı. Neydi bu şimdi?

 

Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
minhyuklittlebunny
#1
Chapter 1: Tatil demişken gerçekten dinlendiriyor
minhyuklittlebunny
#2
Chapter 1: Ay bacım buralarda unfabulous ile eskiyi hatırlayıp gülümseyeceğim. Tatil gibi geldi bana buralar.
galaxy_fan #3
Chapter 1: harika bunu daha önce wattpad de okumuştum. burda bulabileceğim aklımın ucundan geçmezdi