11.Bölüm - Sezon Finali

UNFABULOUS (EXO Türkçe)

-5 ay sonra-

Chanyeol büyük ve modern binaya baktı. Bir anlık olan tereddütünü yenip derin bir nefes aldı. Ağır cam kapıyı itti ve içeri girdi. Etraf güzel kokuyordu. Huzur dolu bir yer gibi duruyordu burası. Hemen karşısındaki danışmaya gitti ve görevli olan sevimli kıza gülümsedi.

"İyi günler." dedi kız.

"İyi günler, ziyaret saati başladı değil mi?"

"Evet, kimi ziyarete gelmiştiniz?" kız Chanyeol u şöyle bir süzdü.

"Byun Baekhyun." dedi Chanyeol sakince.

"Ah, siz Park Chanyeol sunuz değil mi?" Chanyeol onaylarcasına başını salladı. Kız Chanyeol u bir yerden tanıyor olduğuna emindi. EXO üyesiydi. Sonra hemen kendisini toparladı. EXO dan bahsetmek biraz...

"Buyrun size rehberlik edeyim." dedi kız ve Chanyeol ile birlikte koridor boyu yürüyüp asansöre bindiler.

"O nasıl?" dedi Chanyeol.

"Özellikle bugün çok iyiymiş. Burada çok popüler, herkes onu tanıyor. Çok sakinmiş bugün. Ama siz yine de dikkatli olun." kızın rahatsız olmuş gibi bir hali vardı.

"Sorun değil. Ben onun en yakın arkadaşıyım. Bana bir şey yapmaz."

Hemşire kız beyaz oda kapısını açtı ve Chanyeol un içeri girmesi için elini öne uzattı. Chanyeol yavaş adımlarla içeri girdi. Bembeyaz ve iç rahatlatıcı bir odaydı. Hemşire kapıyı kapattı ve kapının orada dikilmeye başladı. Chanyeol u Baek ile yalnız bırakmak istemiyor gibiydi.

"Baek?" Chanyeol beyaz hasta yatağında yatan ufak arkadaşına baktı. Televizyonda herhangi bir kanal açıktı.

"Chanyeol?" Baek hızla yataktan kalktı ve Chanyeol a sarılmak için hareket etti. Ama bileğindeki demir zincirler onun yataktan fazla uzaklaşmasına izin vermiyordu. Geri yatağa yattı. Baek in gözlerinden ikişer damla yaş aktı.

Chanyeol, kardeşi gibi sevdiği dostunun hayal kırıklığı ile yatağa geri yatışını izledi. İçeri dolan güneş ışıklarını fark edince pencereye baktı. Demir parmaklıkları olan bir pencere.

"Bizi biraz yalnız bırakır mısınız? Her hangi bir şeyde haber vereceğim, emin olun." Chanyeol un isteği üzerine dışarı çıktı. Baek ile aynı odada yalnız kalmak büyük riskti.

"Bu hemşire yeni mi?" dedi Chanyeol muzipçe gülerken.

"Evet, beğendin mi?" Baek de sırıttı.

"Boşver onu bunu. Nasılsın?"

"Her zamanki gibi zincirlere bağlı olduğumu unutarak yaşıyorum. Biraz can sıkıcı ama alıştım sayılır."

"Neden deli olmadığını doktorlara kanıtlamıyorsun? Bu tımarhanede daha fazla durursan gerçekten delireceksin."

"Ben böyle çok iyiyim. Sen beni bırak. Bulabildin mi öbürlerini? Neredelermiş? Ne yapıyorlarmış?"

Chanyeol Baek e şöyle bir baktı. Üzgün gibiydi.

"Bulamadın mı?" dedi Baek telaşla.

"Buldum, sen arkadaşını ne sanıyorsun?" Chanyeol havalı bir bakış attı.

"Ee? Hadi anlat!"

"Kyungsoo yu bulmam çok kolay oldu. Evinde oturuyormuş öylece. Annesinden öğrendiğime göre hiç dışarı çıkmıyormuş. Benimle de konuşmayı reddetti. Galiba aylar geçmiş olmasına rağmen hâlâ etkisinden çıkamamış."

"Görebildin mi onu?"

"Gördüm. Aşırı zayıflamıştı. Onu hiç bu kadar malvolmuş görmedim. İçim parçalandı." ikisinin de yüzü düştü. Sonra Chanyeol konuyu değiştirdi. "Kai yi buldum. Uzunca konuştuk. O da evinden çıkmıyor. Hep psikoloğa gidiyormuş. Düzenli olarak."

"Hâlâ dans ediyor mu? O dans edince bütün dertlerini unutuyordu."

"Dans etmiyor." Chanyeol tekrar somurtmaya başladı.

"Neden?"

"Edemiyor çünkü bacağı kırık."

"Ne?! Bacağı sadece incinmişti." Baek anlamayan bakışlar attı.

"Öyle düşünüp hep bacağının üstüne basmış. Aslında üç yerinden kırılmış ve onun adadayken yürümesi de bu kırıkları daha da kötü hale getirmiş. Koltuk değnekleri olmadan yürüyemiyor."

"İyi durumda olan yok mu?" dedi Baek buruk bir halde.

"Daha iyi durumda olan var. Yani iyi demek uygun mu bilmiyorum ama Xiumin Hyung hapiste. Ziyaretine gittim. Onunla da ziyaret saati boyunca konuştuk. Keyfi yerindeymiş."

"Hapishanede ve keyfi yerinde öyle mi?" Baek dehşete düşmüş gibi bakıyordu.

"Kimse ona dalaşmıyormuş. Huzur evi gibi geliyormuş ona orası. Zaten 50 yılın yarısını devirmiş biri. Tam onluk." Chanyeol gülmeye başladı.

"Hapiste olması hiç mi sorun değil senin için?"

"Zaten tehdit sonucu birini öldürdü için çok azmış cezası. Bir yıl mı neymiş. Daha fazladır belki. Sonra da sosyal hizmet cezası verilecekmiş."

"Senin de cezan vardı. Ne kadar kaldı?"

"7 ay daha sosyal hizmet yaptın mı bitiyor."

"Ne yapıyorsun hizmet olarak?" Baek muzipçe sırıttı.

"Huzur evinde çamaşır yıkıyorum, arada kitap okuyorum sesli olarak." Chanyeol biraz durdu. "Luhan da hapisteymiş. Ama onunkisi de benimki gibi yanlışlıkla olduğu için hapis süresi yakında bitiyormuş."

"Nerede o? Çin de mi?"

"Evet. Çin deki kanunlar bizden farklı galiba. Neyse, Luhan anlattı da anlamadım zaten."

"Tao peki?"

"Tao." Chanyeol un yüzüne bulut düştü. "O gerçekten kötü halde."

"Ne olmuş?" Baek istemeden sesini yükseltti.

"Rehabilitasyona tıkmışlar. Gerçekten kafayı yemiş. Onunla konuşmak için gittim. Beni görünce ağlamaya başladı. Konuşmadı benimle."

Baek, Chanyeol un söylediklerinden sonra ne yapacağını bilemedi. Tao... O en sevdiği kişilerden biriydi. Küçük erkek kardeşi gibiydi. Onu önemsiyordu. Onu en son ne zaman görmüştü?

Ada yanıyordu ve onlar hep birlikte gemiye bindirilmişti. Sonra ise rahat yatakları görünce karınlarının açlığını umursamadan uyumuşlardı. Uyandığında bir hasta odasındaydı. Tanıdığı kimse yoktu. Bir kaç doktor vardı başında. Ailesi neredeydi? Üyeler?

Bir anda ağlamaya başladı. İstemeden bir şeyleri kırmıştı. Sonra da saldırganmış gibi davranmaya başlamıştı. Kafayı yemiş gibi. Kimseyi görmek, kimseyle konuşmak istemiyordu. Bu yüzden deli taklidi yapmak en iyisi diye düşündü. Tüm herşeyi vardı bu hastanede. Rahattı. Odasından çıkması gerekmiyordu. Üstelik saldırgan olduğu düşünüldüğü için hiç kimse ziyaretine gelmezdi. Ama Chanyeol... herkes Chanyeol u uyardı ama zorla kapıyı açtı.

"Baek!" diye bağırdı. Baek hemen ayağa kalkıp saldıracakmış gibi yaptı ama zincirlerin varlığı nedeniyle yere yuvarlandı. Chanyeol korkup kaçmamıştı. "

"Biz en yakın arkadaşlarız. Bana bir şey yapmazsın." diyip Baek in yanına geldi. Onu yerden kaldırıp yatağa oturmasını sağladı. Hemşireler şaşkın bakışlar atıyordu. Baek Chanyeol a hiç bir şey yapmıyordu. Baek ne kadar oyun oynarsa oynasın Chanyeol inanmayacaktı. Chanyeol u ikna etmek zor olmuştu. Eğer Baek engellemese Chanyeol çoktan onu oradan çıkarmıştı.

"Suho?" dedi Baek daldığı anılardan çıkıp.

"Suho ile konuşma fırsatım olmadı." dedi Chanyeol.

"Nerede olduğu hakkında bir bilgin yok mu?"

"Luhan söyledi. 4 ay önce onu ziyarete gelmiş. Ülke değiştirip yeni bir hayat kuracakmış. Yani şu an başka bir ülkede. Nerede ailesi dahil kimse bilmiyor."

"Hepimiz dağılmışız." dedi Baek düşünürken.

"O kız yüzünden. O kız-"

"Hâlâ yakalanmadı değil mi?"

"Bulamıyorlarmış. Kaç kere bu dava ile ilgilenen komiserler ile konuştum. Ama adanın yanması sonucu bütün kamera sistemleri yok olmuş. Aynı zamanda kız hacklediği kanaldan bütün hesaplarını silmiş. Yani kızdan hiç bir iz yok."

"Yani o salak kızın kıytırık teknolojisini yenecek başka teknoloji yok mu dünyada?" Baek umutsuz bir bakış attı.

"Kız çok zeki. Ya da deli olmasından dolayı zekidir. Bu psikopatlık çok garip bir şey."

Ufak bir ses duyulunca ikisi de başını pencereye çevirdi. Minik bir güvercin konmuştu pencerenin mermerine. Barışı temsil edercesine ötüyordu. İnsanın içine huzur vermeliydi bu görüntü. Ama bu bembeyaz odada sessizce oturan iki genç nasıl hissetmeleri gerektiğini bile bilmiyordu.

Baek oturuş şeklini değiştirdi ve saçlarını düzeltti. Dertlerinden kurtulacağını umarcasına derin bir nefes aldı.

"Dengesiz bir kız yüzünden her şey mahvoldu. Her şey bitti." Baek gözünün kenarında birikmiş yaşlar akmasın diye direniyordu. Tıpkı sesinin titremesini engellemeye çalıştığı için. "EXO bitti. Tamamen... bitti."

-SEZON FİNALİ- 

Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
minhyuklittlebunny
#1
Chapter 1: Tatil demişken gerçekten dinlendiriyor
minhyuklittlebunny
#2
Chapter 1: Ay bacım buralarda unfabulous ile eskiyi hatırlayıp gülümseyeceğim. Tatil gibi geldi bana buralar.
galaxy_fan #3
Chapter 1: harika bunu daha önce wattpad de okumuştum. burda bulabileceğim aklımın ucundan geçmezdi