2.Sezon - 4.Bölüm

UNFABULOUS (EXO Türkçe)

"Tao yu da yanımıza almalı mıyız?" diye sordu Baek.

"Her kim bizimle uğraşıyorsa Tao ile de uğraşıyor. Üstelik bu öldürmekten daha kötü. Birini korkutmak...berbat bir şey. Hayatı boyunca o korkuyla yaşayabilir. O, buradan kesinlikle çıkacak." dedi Luhan fısıldayarak.

"Onunla nasıl iletişim kuracağız?" dedi Chanyeol. Tao ya baktı. Çocuk uyurken bile kaşlarını çatmıştı. Korkuyordu. Çok belliydi.

"Dikkat et!" Luhan Baek e seslendi. Baek kolunu odanın ufak sehpasında olan boş ve eski vazoya çarptı. Vazonun düşüş sesiyle Tao gözlerini açtı. Çince bir şeyler söyledi ve ağlamaya başladı. Gözlerini elleriyle kapatıyordu.

"Tao? Tao benim Luhan." Luhan Çince konuşup Tao yu rahatlatmaya çalıştı. "Gözlerini aç, ben Luhan, ben sana zarar vermem."

"Tao." Baek sessizce mırıldandı. Tao yu aşırı seviyordu. Onu böyle görünce kendi deli taklitlerinden utandı.

"Hyung?" Tao yavaşça gözlerini açtı Luhan ona gülümsüyordu. Gülümsemeye çalışıyordu.

"Tao merhaba, biz geldik. Bak, Baek ve Chanyeol da burada." Luhan Çince konuşuyordu. Eliyle Tao ya öbürlerinıi gösterdi. Chanyeol neşeyle el salladı. Baek mutlu taklidi yapacak halde değildi. Endişeli gözlerle Tao ya bakıyordu. Tao hızla nefes almaya başladı. Gözlerinden yaşlar akıyordu.

"Korkuyorum. Siz...siz neden bu..buradasınız? O kız da burada mı? Uzaklaşın benden!" Tao kolunda olan Luhan ın elini itti. Bacaklarını göğsüne kadar çekip yüzünü sakladı.

"Tao, o kız burada değil. Biz yanındayken o sana bir şey yapamaz. Ondan kurtulduk." Baek ve Chanyeol konuşmaları anlamıyordu ama Tao nun hareketlerinden dolayı bir şeylerin ters gittiğini anlayabiliyordu. Luhan Tao yu sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Geceleri buraya gelip-"

"Biliyorum, öğrendik her şeyi ama geçti. Şimdi bizimle gelip buradan çıkacaksın ve birlikte Kore ye gideceğiz tamam mı? Daha rahat yaşayacaksın. Daha güvenli olacağız." Luhan tane tane rahatlatıcı bir sesle konuşmuştu. Tao ağlamayı kesti ve Luhan a baktı. Çocuk gibi olmuştu. Luhan ise onu teselli eden baba.

"Baek ve Chanyeol da senin için buraya geldi." dedi Luhan bu sefer Korece konuşmuştu.

"Sizinle gelmeme izin verecekler mi?"

"Vermezlerse ne yapacağımı biliyorum. Eşyalarını toplayalım ilk önce." Luhan odadaki dolabı açtı ve bütün kıyafetleri dolabın bir yerine tıkılmış çantanın içine koydu.

"Hadi kalk." Baek Tao nun yanına gidip yataktan kalkmasına yardımcı oldu. Chanyeol kapıyı açtı ve hepsi odadan çıktı. Danışmanın oraya geldiklerinde adam hemen yerinden kalktı.

"Nereye götürüyorsunuz onu?!"

"Arkadaşımızı bu cehennem gibi yerden kurtarıyoruz. Otur ve kapa çeneni." Luhan sert çıkışı ile adam yerine oturdu. Aslında çok kolay Luhan ın ağzını yüzünü dağıtırdı ama ne Tao ile ne de bu psikopat çocuk ile uğraşmak istiyordu.

"Nereye gidiyoruz şimdi?" dedi Baek ellerini ceplerine sokup.

"Kore ye gidiyoruz tabi ki."

"Üst üste uçağa bindik, midenin bulanıyor artık." dedi Chanyeol Luhan a acıklı gözlerle bakıp.

"Benim evime gidelim, bir süre dinlenelim." Luhan ın arabasına atladılar ve Luhan ın evine vardılar. Luhan ın ailesi zengindi. Luhan a bütün ihtiyaçlarını verip çocuğa tek başına bırakmışlardı. Bu Luhan ın işine gelmişti. Ama bazen evine birileri girip eşyalarına ya da kendisine zarar veriyordu. Eskiden ona kızgın olan fanların yaptığı düşünürdü ama artık kesin olarak emindi. Onları tehdit eden birileri vardı.

"O kızı yakalayamamışlardı." dedi Chanyeol sayıklar gibi konuşarak. Sehpaya bulduğu bir derginin sayfalarını karıştırıyordu. "Yani hala bizimle uğraşıyor olabilir."

"İşimiz bitmeden sizi bırakmayacağız." dedi Baek. "Bunun anlamı çok basit. O kız hâlâ bizimle uğraşıyor."

"Kai, Kyungsoo, Xiumin.. Üçünün de iyi olduğuna emin olmalıyız. Onlar da tehlikede değil mi?" Luhan hepsine birer fincan kahve ikram etti. Ve sonra o da koltuklardan birine oturdu.

"En yakın zamanda Kore ye gidiyoruz. En iyisi bu." Tao hariç hepsi konuşup anlaşmaya çalışıyordu. Tao uykulu bakıyordu. Tam olarak görmüyor gibiydi. Hiç bir yerini hissetmiyordu. Uyuşturucu almıştı sanki. Konuşmaya dili varmıyordu bir türlü. O adaya düştükleri günden beri berbat haldeydi. Aklına ölen arkadaşları geliyordu. Üstelik Luhan, Chanyeol ve Baek ile buluştuğundan beri Suho nun ismini hiç duymamıştı. Xiumin, Kai ve Kyungsoo için endişeleniyorlardı ama hiç biri Suho dan bahsetmiyordu. Tao anlamıştı ama kendisine inandırmak zordu.

Bir gün daha Luhan ın evinde durduktan sonra bilgisayar üzerinden aldıkları uçak biletleri sayesinde bir kaç saat sonra kore ye ulaştılar. Baek derin bir nefes aldı. İşte aşık olduğu hava buydu. İçini rahatlatan topraklardaydı.

"Kai nin evi nerede?" dedi Luhan gözlüklerini düzeltip. Hepsi ajan gibi kamufle olmuştu yine. Ama dört kişi böyle bir arada olunca aşırı dikkat çekiyordu. Hemen hava alanından çıktılar.

"Uçak ile yolculuk yapmaktan dolayı hiç yorulmadın mı gerçekten?" dedi Baek bir eliyle boynunu tutup. "Hemen Kai ye gitmeye gerek var mı ?"

"Onların iyi olduğundan emin olmalıyım Baek. Yorgun olmak umurumda değil." Luhan ın ısrarı üzerine Chanyeol un rehberliğinde Kai nin evine vardılar. Aylar önce ziyarete geldiği zamankiyle aynı evdeydi.

"Kim o?" Kai cevabı duymadan kapıyı açtı. Kim o, sorusu öylesine söylenmişti. "Siz..?" Kai soran bakışlarla eski arkadaşlarına baktı.

"Bizi gördüğüne sevinmedim mi hayırsız?" Baek ileri atılıp Kai ye sarıldı.

"Ah, dur." Kai Baek i itti ve bacağını tuttu. Sargılı bir bacağı vardı.

"Özür dilerim." dedi Baek buruk bir sesle. Bu sakatlığın sebebi kendisiydi değil mi?

"Sorun değil." Kai ufak bir gülümsemede bulundu. "Burada olmanıza çok sevindim, girin içeri." Kai hepsiyle teker teker selamlaşıp hasret giderdi. Uzun süredir birbirleriyle iletişim kurmuyorlardı ve şimdi de konuşacak hiçbir şey yok gibiydi. Soğuk bir ortamdı.

"Televizyonda haberleri gördüm." dedi Kai birden. Diğerleri gözlerini Kai ye çevirdi.

"Suho trafik kazası geçirmiş. Hemen ertesi gün de fanlar sizi havaalanında görüntülemiş. Yanına gittiniz değil mi?"

"Suho bilerek öldürüldü." dedi Luhan. Tao korkan bakışlarını Luhan a çevirdi.

"Nasıl yani?"

"Sana zarar vermeye çalışan biri oldu mu?" dedi Baek öksürerek.

"Hayır, neden ki, ne oldu?"

"O kız hâlâ bizimle uğraşıyor Kai. Suho yu öldüren o. Beni ve Chanyeol u da öldürmeye çalıştı. Tao nun paranoyak olmasına neden oldu. Luhan a da işkence etmi-" Baek tekrar öksürdü.

"Ciddi misiniz?" Kai yüzünü buruşturdu. Kötü bir koku vardı etrafta.

"Bu koku ne?" dedi Chanyeol etrafı koklayarak.

"Boğazım acıyor." Baek daha şiddetli öksürmeye başlamıştı. Bu sefer Luhan da öksürüyordu.

"Yemek falan mı pişiriyordun, ne kokusu bu?" Chanyeol ayağa kalktı ve mutfağa gitti. Mutfağa girdiği anda koku daha da arttı. Üstelik nefes alamayacak hale gelmişti. Ocağa yaklaştı. Gaz açıktı.

"Çabuk çıkın evden-" Chanyeol hemen salona koştu, bir yandan öksürüyordu. " Zehir-" Chanyeol tekrar öksürüdü. "Zehirleniyoruz!"


Diğer bölümün fragmanı:

...

"Sana kimse zarar vermemişti değil mi?" dedi Baek Kai ye bakıp öksürürken. Kai 'evet' anlamında başını salladı. "Çünkü biz yanındayken zarar verecekmiş. Salak gibi ona yardım ediyoruz." Baek sinirliydi.

..
.

Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
minhyuklittlebunny
#1
Chapter 1: Tatil demişken gerçekten dinlendiriyor
minhyuklittlebunny
#2
Chapter 1: Ay bacım buralarda unfabulous ile eskiyi hatırlayıp gülümseyeceğim. Tatil gibi geldi bana buralar.
galaxy_fan #3
Chapter 1: harika bunu daha önce wattpad de okumuştum. burda bulabileceğim aklımın ucundan geçmezdi