2.Sezon - 12.Bölüm

UNFABULOUS (EXO Türkçe)

"Bence artık neden burada olduğumuzu ve neden hâlâ bizimle uğraştığını anlatman lazım." Xiumin çok sakin ve sessizdi. Aralarında tek mantıklı ve cesaretli konuşan kişiydi.

"Tabi ki de." kız daha rahat olmak için oturuşunu düzeltti. "Bu arada Xiumin, senin canını diğerlerine göre daha çok acıttım. Kusura bakma. Öyle gerekiyordu."

"Tam bir yüzsüzsün." dedi Luhan.

"Luhan sus!" bunu söyleyen Xiumin'di. Kızın Luhan a zarar vermesinden korkmuştu.

"Evet, her neyse." kız geri ilgiyi kendisine topladı.

"Öncelikle buradasınız çünkü hâlâ sizin için planlarım var. Sizinle olan işim ise... Bunu sonra öğreneceksiniz zaten."

"Bütün o şeyleri sen mi yaptın?" dedi Luhan. Neyden bahsettiğini o ortamdaki herkes anlamıştı.

"Bilirsin ben dürüst biriyim Luhan. Gerçekten sana takıntılı milyonlar var. Onlar yüzünden benim adamlarım sana zarar verecek vakit bulamamışlar. İşte gece eve girdiler, şu "P" yazan yarayı yaptılar. Gerisi hep senin sasaeng fanlarının işi. Bende suç bulma."

"Senin yaptığın çok ufak bir şey sanki. Kaçık kız!" Luhan ın gözlerinden alevler çıkıyordu sanki.

"Peki o "P" harfinin anlamı ne?" Chanyeol devrik bir bakış attı.

"Bana durmadan Psikopat dediğiniz için gerçek ismim yerine bunu kullanmaya karar verdim. O "P" Psikopat'ın." kız güldü. Baek de gülmüştü.

"Oyun mu oynuyorsun sen? Biz senin oyuncağın değiliz. Yüzümüze bakmakta cesaret bulmana dahi hayret ediyorum." Kai dalga geçercesine güldü.

"Kai, tehdit etmiyorum diye her şeyi söyleyebilme hakkın doğmuyor. Kapa çeneni." kız ellerini yumruk yaptı. "Her neyse." geri neşeli haline döndü. "Sizi buraya getirmek çok zor oldu. Kaç aydır bekliyorum farkında mısınız?" Kyungsoo rahatsız olmuş gibi kıpırdandı. Kelepçe bileklerini acıtıyor olmalıydı.

"Buraya geleceğimizi biliyor muydun?" diye sordu Tao safça. Sonunda gergin ruh halinden kurtulmuş gibiydi.

"Tao hayatım, sizin her adımınızı biliyorum. Yani adadan kurtulduğunuzdan beri her zaman sizi takip ettim. Fotoğraflardan anlamışsınızdır. Aslında adada hepiniz ölecekti. Ama o salak kurtarma ekibi planımı bozdu. Sizinle uğraşırken adaya bir geminin yaklaştığını fark edemedim. Psikopatlığım yanında bir de dikkat dağınıklığım var. Sonra panik yapıp adayı yaktım. Tüm emeklerim boşa gitti. Üstelik siz de gitmiştiniz. Sizi buraya getirebilmek için dikkatinizi çekmem gerekiyordu. Bu yüzden Suho yu öldürdüm. Aslında sempatik liderime hiç dokunasım yoktu ama sizden uzakta olan oydu. Sizi çoktan gözden çıkarmıştı. Eğer o yaşasaydı planımda büyük bir açıklık olacaktı. Hepinizin şu an birbiriniz için canınızı feda edecek durumdasınız ve ben işte tam da bunu istiyorum. Burada kaldığınız her saat nasıl canavarlaştığınızı görmenizi istiyorum."

"Bu asla olmayacak." dedi Luhan hırlayarak.

"Bunu Chen i öldüren biri mi söylüyor?" dedi kız alaylı bir gülümseme ile. Luhan sinirinden kıpkırmızı olmuştu. Kelepçeleri kırmaya çalıştığı için bilekleri kesilecek duruma gelmişti.

"Bunu bilerek yapmadı." Xiumin de kızgındı.

"Hepiniz illa ki birilerine zarar verdiniz. Ya da birileriyle kavga ettiniz. Luhan, Xiumin ve Chanyeol den bahsetmeme gerek yok." kız durup söylediği isimlere baktı. "Kai, Kyungsoo yu öldürmeye kalktı." Kai Kyungsoo ya üzgünce baktı. "Baek, Kai yi sakat bıraktı." en belirgin zararlardan biriydi bu. "Tao ve Kyungsoo... İkiniz en başından beri sakindiniz. Tamam Tao korktuğu için hiç laf etmiyordu ama Kyungsoo..." kız gülümseyerek genç adama baktı. "Hepiniz kendinizi düşünürken o sadece sizi düşündü. O hep arayı düzeltmeye çalıştı. Ama siz onu öldürmeye kalktınız, kolunu yaktınız, onunla kavga ettiniz. Ben Kyungsoo nun yerinde olsam çok kızgın olurdum."

Herkes aynı kişiye bakıyordu. Kyungsoo ise yere... Ne düşünüyordu? Ne hissediyordu? Kızın söylediği gibi kızgın mıydı? Yoksa hiç bu konuda düşünmemiş miydi?

"İnkar etmediğine göre..." kız gülmeye devam ediyordu. Çok eğleniyor gibiydi.

"Bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorsun sadece." Baek Kyungsoo ya bakmamaya çalışıyordu.

"Ben ne yaparsam yapayım siz zaten dağılmışsınız. Artık EXO adını ağzına almak Voldemort demek kadar sakıncalı. Sizin bu halinizi gördükçe karnımda kelebekler uçuşuyor." kız mutlu mutlu diğerinin üzerine attığı bacağını sallıyordu.

"Bunun tek sebebi sensin. Bizi sen zorladın. Hepsi senin suçun!" dedi Xiumin sesini yükselterek.

"Sadece senin psikopatlığın yüzünden oldu bunlar." Chanyeol de katıldı.

"Kapayın çenenizi!" dedi kız. Kızgın olduğu belli oluyordu artık. Tahtında yayılmayı bırakmış ve rahatsız bir şekilde oturmaya başlamıştı.

"Bizim arkadaşlığımız senin tehditlerin ile zedelenmiş olabilir ama sadece zedelendi. Yok olmadı! Kim bilir belki sen arkadaşlığın ne demek olduğunu dahi bilmiyorsundur." Kyungsoo nun sözleri ortamda büyük sessizlik oluşturdu. Ona bulunan ithamdan sonra ilk kez konuşmuştu. Kızgın olmadığını bilmek arkadaşlarının içini rahatlatmıştı fakat söyledikleri kızın kalbini acıtıyordu.

"Ben arkadaşlığın ne demek olduğunu bilirim." dedi mırıldanarak. Çok hızlı nefes alıp veriyordu.

"Sen hep yalnızsın, şimdi de yalnızsın. Geçmişini tahmin etmek o kadar kolay ki." Xiumin böyle zarar verici konuşmak istemezdi ama bu şartlarda başka seçeneği yoktu.

Kızın gözleri yerdeki bir noktaya daldı. Gözleri bulanıklaşıyordu. Bir anlığına küçüklüğüne gitti. Deli hareketleri yüzünden dışlanışı, yıllarca rehabilitasyonda kalışını, son iki yıldır EXO ile hayata tutunduğunu hatırladı. Yalnızdı ama onlar "12" kişiydi. O hep üzgündü ama onlar hep mutluydu. Eğleniyorlardı hep ama o tek başına, odasında, elinde telefon ile onları izliyordu. Onları dinliyordu.

Ve bir gün hastaneden kaçışı geldi aklına. Tüm o hastane hayatı boyunca bilgisayar ve sanalı en ince ayrıntısına kadar öğrenmişti. İnternette tanıştığı kişilerle büyük bir banka soygunu gerçekleştirmişti. Sadece sanal yollarla yapmışlardı. Kimsenin ruhu duymamıştı. Büyük miktarda para yüze yakın hesaba bölüştürülmüştü. Hepsini teker teker çekmişti. Toplamda kazandığı paranın haddi hesabı yoktu. Sonra internet arkadaşları ile iletişimini kesti. Hiç biriyle işi kalmamıştı. Parasını daha da çoğaltıp kendisine bir denizaltı satın almıştı. Parası sayesinde bulduğu adamlarla denizaltını büyük bir üsse çevirmişti.

Etrafında sayısız çalışan vardı ama hiç birine güvenemiyordu. Kendisini arkasından vurmayacağına inandığı tek bir insan bile yoktu. O bu kadar güvensiz ve yalnız yaşarken gözüne EXO takıldı. 12si birlikte uyumlu ve mutlu. Hiç tereddüt etmeden elleri bağlı halde kendisini üyelerin kollarına bırakan Suho yu gördü. Fanları tarafından yere düşürülen ve tacize uğrayan Luhan ı korumaya çalışan Baek i gördü. Her ne olursa olsun hem eğleniyor hem huzurlu oluyorlardı.

Onların bu arkadaşlığına inanmıyordu. Onların bu bütünlüğüne inanmıyordu. Sadece kameralar var diye böyle davranıyor olmalılardı. Çok kızgındı. Onlara kızgındı. Yalancı olduklarını düşünüp sinirleniyordu. Onları kıskanıyordu.

Büyük bir plan kurdu ve bir ada inşa etti. Çok çalışanı olduğu için bu kısa sürmüştü. Tek gerekli şey EXO nun buraya gelmesiydi. Onları buraya getirecek ve sadece kamera karşısında bu halde olduklarını kanıtlayacaktı. Üstelik tüm dünyaya izletip herkesin bunu anlamasını sağlayacaktı.

Sonra birden şimdi ki hayata döndü. Karşısında 12 üyeden geriye 7si kalmıştı.

"Galiba birilerinin zayıf noktasına dokunduk." dedi Kai sinir bozucu bir kahkaha atıp.

"Söylediğiniz hiçbir şey doğru değil. Benim zayıf noktam yok." kız ayağa kalktı. At kuyruğu saçını arkaya attı. Bu görünüşüyle ister istemez insanın ondan etkilenmesine neden oluyordu. Güzel kızdı.

"Hep birilerine zarar mı verirdin?" dedi Kai yüzüne düşen saç teline üflerken.

"Kai sinirlerimi bozuyorsun." kızın iki kaşının ortası kırışmıştı. Kirpikleri upuzundu.

"Küçüklüğünden beri mi bu tür şerefsizlikler yapıyorsun merak ettim?" Kai daha da uğraşmak istiyordu.

"Kai.." hepsi genç adamı uyarmaya çalıştı.

"Kai seni son kez uyarıyorum. Kapa.Çeneni." kızın sesi titriyordu.

"Hep etrafındakilere zarar veren biri ile kim arkadaş olmak ister ki?"

Kız hiddetle Kai ye yürüdü ve çocuğa sert bir tokat attı.

"Sen de Kyungsoo nun boğazını kesmeye çalıştın!"

"Sonuçta bizim arkadaşlığımıza zarar gelmedi ama senin hiçbir zaman bu kadar sağlam arkadaşlıkların olmayacak!"

Ortam sessizleşti. Kai nin son sözleri herkesin kulağında çınlıyordu. Kızın hızla nefes alış verişleri net bir şekilde duyuluyordu.

"Kai." dedi duyulur duyulmaz bir sesle. "Seni uyarmıştım." kız Kai nin arkasına geçti ve çocuğun çenesini kavradı. Hızlı bir hareketle çocuğun kafasını sağa çevirdi. Sonra sandalyeyi itti. Kai sandalye ile birlikte yere düşmüştü. Hareket etmiyordu..

Luhan ın yanaklarından yaşlar süzüldü. Baek sıkıca kapattı gözlerini. Sonra titreyen, kızgın ve yüksek bir ses duyuldu Kyungsoo dan :

"Kimseyi öldürmeyeceğine dair bana söz vermiştin!"

Diğer bölümün fragmanı:

...

"Kyungsoo... Sen... Ne yaptın?" Baek in sesi zor duyuluyordu...

...

Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
minhyuklittlebunny
#1
Chapter 1: Tatil demişken gerçekten dinlendiriyor
minhyuklittlebunny
#2
Chapter 1: Ay bacım buralarda unfabulous ile eskiyi hatırlayıp gülümseyeceğim. Tatil gibi geldi bana buralar.
galaxy_fan #3
Chapter 1: harika bunu daha önce wattpad de okumuştum. burda bulabileceğim aklımın ucundan geçmezdi