2.Sezon - 2.Bölüm

UNFABULOUS (EXO Türkçe)

"Ben de ölümden döndüm."

"Bunu şimdi mi söylüyorsun? Anlat çabuk!"

"Ben Chen i öldürdüğüm için..." Luhan biraz duraksadı "...çoğu kişi bana zarar vermek için ortam kolluyor. Bu yüzden benimkilerin seninkiyle bir alakası olmadığını düşünmüştüm Chanyeol. Bana zarar vermeleri mantıklı ama ikinize zarar verilmesi-"

"Ne oldu onu söyle" Baek Luhan ın lafını kesti.

"Ben evimde uyurken bir kaç eli üzerimde hissettim. Biri gözlerimi kapattı, biri ağzımı.. Öbürü kollarımı tuttu. Çok korktum. Sonra köprücük kemiğimin orada bir acı hissettim. Bağıramıyordum bile." sonra Luhan gömleğinin düğmelerini açıp bahsettiği yeri gösterdi. Büyük bir "P" harfi vardı.

"P mi?" Chanyeol ve Baek aynı anda söylemişti.

"P" Chanyeol tekrar etti. "Üzerime düşen piyanonun kenarında bu harf vardı."

"Aynı kişi mi yapmış?" dedi Baek.

"Ama beni tek bir kişi tutmuyordu. Çok fazlaydı." dedi Luhan.

"Bir grup üçümüze de zarar vermek için harekete geçmiş olmalı."

"Baek buradan çıkıyorsun. Sen burada zincirli, savunmasız bir halde yalnız kalırsan içim rahat etmez." dedi Chanyeol hızlı bir şekilde.

"Evet Baekhyun. Ne de olsa deli falan değilmişsin. Anında seni taburcu ederler." Baek itiraz dahi edemedi. Zaten ziyaret saati bitmişti. Bu yüzden Luhan ve Chanyeol gittiler.

Baek ertesi gün doktoru ile bu durumu konuştu. Hepsinin taklit olduğundan falan bahsetti. Birinin onu öldürmeye kalktığını söyledi. Doktor iki saat boyunca Baek için türlü türlü testler yapt ve hiç bir sorunu olmadığını tespit etti. Ertesi gün hastaneden çıkabilceğini söyledi. Baek uzun bir süre sonra ilk defa bileklerine bağlı olmadan bir uyku uyudu. Özlemiş, özgür olmayı. Neden bu kadar zaman bu saçma şeye katlandığını hiç bilmiyordu.

Cumartesi sabahıydı. Baek eşyalarını topladı ve hiç arkasına bakmadan hastaneden çıktı. Gidebileceği tek yer Chanyeol un eviydi. Ama neredeydi ki onun evi? Ailesini uzun zamandır görmüyordu. Evlatlıktan reddetmeye kadar gitmişti aralarındaki durum.

"Baekhyun-ah!" Baek in düşüncelerini Chanyeol un neşeli sesi böldü. Yanında Luhan da vardı. Onu almaya gelmişlerdi. 

Chanyeol un evine girdiler. Ailesi evde değildi, aile restorantında çalışıyorlardı. Chanyeol da tıpkı Luhan gibi dışarı çıkmazdı. Çıkarsa da yüzünü kapatan şeyler giyinirdi. Onları unutmamış hala bir kaç kişi vardı. Gerçi Chanyeol a Luhan gibi zarar vermek isteyenler yoktu. Çünkü Chanyeol un Lay i bilerek öldürmediği kanıtlanmıştı. Ama Luhan Chen ile kavga etmişti ve olay gece olduğu için kameralarda düzgün gözükmemişti. Hapse de girmiş olması ona olan kızgın kesimi daha da saldirgan olmaya itiyordu.

Baek bavulunu Chanyeol un dolabının yanına koydu. Sonra hepsi mutfağa gitti. Bir şeyler yemek istiyorlardı. O sırada telefon çaldı.

"Noona?" Chanyeol un ablası telefonun öbür ucundaydı.

"Chanyeol iyi misin?"

"Evet ne oldu?" ablasının hal hatır sormayı bırakalı iki ay olmuştu. Birden böyle söylemesi Chanyeol şaşırttı.

"Televizyonu aç. Haberleri." Chanyeol kaşlarını çattı. Oturma odasına gidip kumandayı eline aldı. Haber kanallarını gezdi ve sonunda birinde durdu. Durmak zorundaydı. Luhan ve Baek de oturma odasına gelmişti. Haber hepsini ilgilendiriyordu. Haberdeki muhabir kadının sesi bütün odayı sardı.

"Geçen sene deli raporu olan biri tarafından bir adaya hapsedilen Kore-Çin şarkı grubu EXO nun lideri trafik kazasında feci şekilde can verdi. Kazanın büyük bir tırın kazazedenin otomobiline çarpması sonucu oluştuğu kamera kayıtları aracılığıyla belirlendi."

Baek in elindeki çatal yere düştü. Chanyeol yavaşça koltuğa oturdu. Haberde Suho nun olduğu düşünülen bir araba gösteriliyordu. Harabe olmuş bir araba. O arabadan çıkan biri canlı olamazdı.

Luhan tepkisizdi. Bu imkansız, diyordu içinden. Suho değildi bu. Başka bir EXO grubu vardı belki. O olamazdı. Fakat Luhan ın bu saf düşünceleri, televizyon ekranında Suho nun en son tam bir grupken çekildikleri takvim fotoğraflarındaki halinin gözükmesiyle son buldu.

"Suho?" Luhan ilk konuşan olmuştu. Öbürlerinde her hangi bir yaşam belirtisi yoktu. "Oraya gitmeliyiz." dedi Luhan aceleyle. Kumandayı aldı ve televizyonun sesini açtı. Hangi şehir, hangi ülke bilmek istiyordu. Los Angeles. Oraya gitmiş demek.

"Nasıl gidebiliriz ki? O kadar kolay değil." dedi Chanyeol.

"Hatırlarsan daha bir yıla kadar ünlüydük ve hepimizin her ülke için pasaport, vizesi hazırdı. Hala duruyor onlar. Ben Çin den buraya nasıl geldim sanıyorsunuz?" 

"Sen ciddi misin?" dedi Baek.

"Evet, siz de ciddi olup kalksanız olur mu? Suho ailesini, her şeyini bırakıp gitti. Onu orada yalnız bırakamayız." Baek ve Chanyeol Luhan ın laflarına ikna oldular. Üçü kalkıp havaalanına gitti. Gerçekten Luhan ın anlattığı kadar basit Amerika ya gidebilirler miydi?

"Sana bu kadar kolay olmayacağını söyledim. Üstelik eski fanlarımızdan da fotoğraflarımızı çekenler oldu. Lanet olsun" Chanyeol sinirle çantasını oturma odasındaki koltuğa fırlattı.

"Bu önemli değil. Yarın için bilet aldık işte bekleyeceğiz sadece." Luhan tartışma taraftarı değildi.

"Bizim bir arada olduğumuzu kimsenin bilmemesi lazım. Yeterince sorunumuz var zaten." Chanyeol saçlarını dağıttı.

"Takma kafana. Zaten Luhan yeterince kamufle olmuştu."

"Ama ikimiz kabak gibi ortaya çıktık Baek. Zaten yeterince bizim hakkımızda senaryolar var."

"Of Chanyeol uzatma işte." Luhan ın uyarısıyla herkes sustu. Bekleyeceklerdi.

Ertesi gün olmuştu. Bu sefer hepsi kamufle olmuş halde havaalanına gitti. Pasaport kontrolü için yüzlerini açmak zorunda kaldılar. Neyseki sabahın körüydü ve kimsenin eski grup EXO nun üyeleri ile ugraşacak keyfi yoktu. Saatler süren yolculuk sonunda Amerika ya ulaştılar. Luhan önceden L.A. ye uzun süreli kalacak şekilde gelmişti. İngilizcesi de iyiydi. Biraz sorup soruşturma sonunda Suho nun olduğu hastaneye geldiler.

Morga.

"Görmek istediğinize emin misiniz?" dedi morg görevlisi. Luhan adamın laflarını bir kaç kere yavaşça tekrar etmesini istedikten sonra soruyu anladı. Sadece görmek istediklerini söyledi. Üç arkadaş soğuk morga girdiler. Görevli beyaz örtüyü açtı ve morarmış yüzüyle sevimli liderleri ile karşılaştılar. Yüzünde, vücudunda dikiş izleri vardı. Tır Suho nun arabasına çok kötü çarpmıştı. Bu yüzden Suho nun kimliği bütün bu dikişler atıldıktan sonra belirlenebilmiş. Aslında hala daha Suho olup olmadığı belli değildi. Ama hastanedeki birileri medyaya Suho olduğunu kesin bir dille söylemişti. Bu da bir bakıma keskinliği olmayan yalan haber konumuna geliyordu.

Üç arkadaş bu bedenin Suho ya ait olduğunu onayladı. Görevli onlara teşekkür edip gerekli notunu aldı. Görevli de istemiyordu onun olmasını. Geçen seneki dehşet dolu anlar tüm dünya tarafından izlemişti. Sonuçta ölen kişi çekik gözlüydü. Sadece Suho ya çok benziyordur düşüncesi ile kandırmışlardı kendilerini. 

Görevli çocukları dışarı çıkarırken Suho nun sağ eli sedyenin kenarına sarkıyordu. Bunu fark eden tek kişi Baek ti. Bir iz vardı o bilekte. Geri döndü ve bileği tutup biraz yukarı kaldırdı. Derisine buz gibi soğuk işlemişti. Bir an titredi.

"P" Baek diğerlerine Suho nun bileğine kazılmış harfi gösterdi.

Diğer bölümün fragmanı:

...

"Huang ZiTao adlı hastayı ziyarete gelmiştik." adam boş gözlerle Luhan a baktı. Sonra konuşulan Çinceden hiç bir şey anlamayan Baek ve Chanyeol a baktı.

"Tao nun kimsesi yok sanıyordum." adam hiç bir kayda bakmadan konuşmuştu. Tao yu iyi tanıyordu demek ki.

...

Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
minhyuklittlebunny
#1
Chapter 1: Tatil demişken gerçekten dinlendiriyor
minhyuklittlebunny
#2
Chapter 1: Ay bacım buralarda unfabulous ile eskiyi hatırlayıp gülümseyeceğim. Tatil gibi geldi bana buralar.
galaxy_fan #3
Chapter 1: harika bunu daha önce wattpad de okumuştum. burda bulabileceğim aklımın ucundan geçmezdi