Baek gözlerini açtı. Boynu acıyordu. Yüzünü buruşturdu ve başını sağa sola çevirdi.

"Sandalyede uyumak rahatsız değil mi?" Baek gözlerini kıza çevirdi. Tahtında yayılmış bir şekilde Baek e bakıyordu.

"Sen ne zamandır oradasın?" Baek telaşla etrafa baktı. Diğerleri sandalyelerde uyuyorlardı. Bir an kız ile tek kaldığını düşünüp korkmuştu.

"Uzun bir süredir buradayım. Uyanmanızı bekliyorum. Çok sevimli uyuyorsunuz, galiba gökkuşağı kusuyorum." kız o bilindik sinir bozucu gülüşünü ortaya sundu.

"Bana benzediğini söylüyorsun ama benim bin katımdan fazla dengesizsin. O sana deli raporu veren doktorlar yeterince haklı." Baek tekrar yüzünü buruşturdu. Boynu gerçekten acıyordu.

"Ah kıyamam Baekhyunnie nin boynu tutulmuş." kız Baek in laflarını umursamadan ayağa kalktı ve Baek in arkasına geçti. Çocuğun omuzlarına masaj yapmaya başladı.

"Çek ellerini sana alerjim var." Baek omuzlarını oynatıp kızın ellerinden kurtulmaya çalıştı.

"Of çok sevimlisin." kız çocuğun yanaklarını sıktı ve garip sesler çıkardı.

"Sasaeng fanların değerini anlıyorum artık. Onların yaptıkları hiçbir şeymiş."

"Ama kalbimi kırıyorsun. Ben Sasaeng değilim, ben sizin en büyük hayranınızım." kız Baek in yanaklarını tekrar sıktı ve diğer sandalyede duran Luhan ın yanına gitti. "Ama bu salaktan nefret ediyorum." kız Luhan ın kafasına sertçe vurdu. Çocuk aniden uyandı. Gözlerindeki telaş ve korku belli oluyordu.

Kimse tek laf edemeden kız diğerlerini de sandalyelerini sarsarak uyandırdı.

"Ne çok uyudunuz öyle? Beklemekten yoruldum. Hem bugün biri ölecek. İnsanın meraktan uykusu kaçardı." kızın saçları yine topuz olarak toplanmıştı.

"Eğer ölecek biri varsa o sadece sensin!"

"Evet Lulu. Sen kendini böyle kandır." kız Tao ya gidip dünkü gibi kelepçeleri çıkardı ve mıknatısı devre dışı bıraktı.

"Tao." Luhan bir şeyler söyler gibi baktı Tao ya.

Tao Luhan ın ne demek istediğini anlayıp kızı kenara itti. Tahtın üstündeki kontrol cihazını eline aldı. İsimlerin üzerine bastı.

"Ah! Tao yanlış yere basıyorsun!!" Baek yüksek sesle bağırdı. Ardından Xiumin ve Kyungsoo da bağırmaya başladı.

"Tao bir şeyden anladığın yok cidden." kız Tao nun yanına geldi ve mıknatısları eski etkisine geri getirdi.

"Eğer kuralları bozarsanız, ben de bozmak zorunda kalırım. Anlıyorsunuz değil mi?" kızın sabretmeye çalıştığı çok belli oluyordu.

Diğerleri de hayal kırıklığı ile dolu yüzlerle  öylece oturuyorlardı.

Kız Tao yu kolundan tutup odanın boş tarafına getirdi.

"Hadi Tao bu sefer gerçekten başlıyoruz." Psikopat sol tarafa doğru esniyordu. Sonra yumruklarını sıkıp gardını aldı. Sağ tarafına dönüp solundan Tao ya baktı. Derin bir nefes aldı ve bacağını kaldırıp Tao nun beline sertçe tekme attı.

Tao ufaktan inledi. Kız çok sert vurmuştu. Güçlüydü. Bu yüzden Tao da gardını aldı ve kızın atmaya çalıştığı yumruktan kurtuldu.

"Tao nun hiç şansı yok."

Dün gece uyuyormuş gibi yaparken Baek in söyledikleri yankılandı kulaklarında. Sinirlendi ve kızın çenesine sert bir yumruk attı. Kız afalladı ve dengesini kaybetti.

"Sen hep yalnızsın, şimdi de yalnızsın."

Kız Xiumin in söylediklerini duyar gibi oldu. Tekrar dengesini sağladı ve etrafında dönüp Tao nun karnına dirseğini geçirdi. Kaybetmek istemiyordu.

"Ağladığını söyleme bana! Sadece kameraların önünde bebek rolü yaptığını sanıyordum."
(Sezon 1 / 2.Bölüm)

Tao nefretle kıza baktı. O bu kadar savunmasız değildi. Kendisini koruyabilirdi. Herkesi korkutacak şekilde bağırıp kızın bacaklarına tekme attı ve kızın yere düşmesini sağladı. Sonra kolunu kızın boynuna yasladı. Sol diziyle kızın bacaklarına bastırıyordu. Kız hareket edecek durumda değildi.

"Senin hiçbir zaman bu kadar sağlam arkadaşlıkların olmayacak!"

Kız derin derin nefes alıp veriyordu. Tao nun kollarını yakaladı ve tüm gücüyle itti. Çok kızgındı. Hırs ve kin doluydu. Sağ bacağını kurtardı ve Tao nun karnına vurdu.

"Ah!" Tao acıyla bağırdı. Acıdan dolayı gücünü kaybetti ve bu sırada kız da tamamen yerden kalkmış oldu. Tao nun yüzüne sert bir tekme attı ve çocuğun yere yığılmasını sağladı. Burnundan kan akıyordu.

"O kadar artistik hareketler yaptığın Wushu bu kadar mıydı? Sadece kenarda dikilip izliyor muydun?" kız hissettiği acıyı önemsemeden sırıttı. Sonra yere çöktü ve Tao nun çenesini sertçe sıktı. Çocuğun kafasını yere bastırdı.

Tao gücünü geri kazanmak için uğraşıyordu. Gözlerini kapattı ve denedi.

"Artık EXO diye bir şey yok."

Luhan ın sesi yankılanıyordu etrafta şimdi. Artık EXO yoktu. Artık sevdiği kişilerin çoğu yoktu. Tao ne için mücadele etmeliydi? Hiç şansı yoktu. Gücü yoktu..

"Yaşadıkların gerçekten çok büyük bir işkence. Hep korkarak yaşamak berbat olmalı." kız Tao yu sırt üstü yatmasını sağladı ve karnının üzerine oturdu. Dizleri ile çocuğun ellerini kullanmasını engelliyordu. İki eliyle de Tao nun boğazına sarılmıştı.

"Seni bu işkenceden kurtarmak istiyorum." kız Tao nun burnuna hızla bir yumruk attı. Çocuğun başı yana düşmüştü. Hareket etmiyordu.

Genç kız başını kaldırıp sandalyede oturan ve nefes almayı dahi unutmuş 5 adama baktı. Geri başını Tao ya çevirdi ve çocuğun bileğini eline aldı. Nabzını dinliyordu..

Kız sakince konuştu..

"Ben kazandım."

Diğer bölümün fragmanı:

...

"Artık kimse ölmesin, lütfen." dedi Kyungsoo. Üstünde ruhsal bir yorgunluk vardı.

"Ama en büyük sürprizimi söylemedim." kız üzülmüş gibi dudağını büktü. "Sırada Xiumin ve Luhan var."

...

R.I.P Tao.