1.Bölüm

UNFABULOUS (EXO Türkçe)

"Chanyeol!"  Chanyeol kendisini sertçe sarsan Chen yüzünden rahat uykusundan uyandı. Sıcacık güneşin altında kumlara yatmıştı ve yılların yorgunluğunu üstünden atıyordu.

"Chanyeol!" genç çocuk kendisine seslenen birden fazla kişi olduğunu farkedince gözlerini açtı ve etrafa baktı.

"Ne var?"

"Yaşıyorsun!" Chen ve bir kaç kişi Chanyeol a sarıldı.

"Boğmazsanız yaşamaya devam edeceğim." Chanyeol üzerine çullanan grup üyelerini itti ve etrafına tekrar baktı. "Burası neresi?" Chanyeol uçsuz bucaksız gökyüzü, okyanus ve kumlardan başka birşey göremiyordu. Tatile gelmemişlerdi ve kumların üzerinde yatıyor olması çok mantıksızdı.

"Nerede olduğumuzu biz de bilmiyoruz." Chanyeol sesin geldiği yere baktı ve darmadağınık saçlarıyla Baekhyun u gördü. Yüzündeki korku açıkça belli oluyordu. Chanyeol etrafına daha dikkatli baktı ve EXO üyelerinin hepsinin burada olduğunu gördü.

"Neler olduğunu biri anlatacak mı?" dedi Chanyeol.

"Amerikaya giderken uçak düştü." herkes Luhan a bakıyordu.

"Uçak düştü ve biz buradayız öyle mi? Yani özellikle on ikimiz mi kurtuldu?"

"İnanması zor evet ama uçaktan sadece on ikimiz kurtulmuş ve geriye ne uçak ne parsonel kalmış." Suho nun konuşurken sesi titriyordu.

"Menajer hyung, noonalarımız.." Lay bir yere odaklanmış şekilde eliyle kumları deşiyordu.

"Bu mantıklı değil! Bana oyun oynuyorsunuz değil mi? Şirket bize yine saçma bir oyun oynuyor ve sonra bunu kameraya çekip televizyonda yayınlayacaklar. Showtime ın 13. bölümü mü?" Chanyeol grup üyelerinin yüzüne teker teker baktı. Bulunduğu yerde kamera aradı.

"Chanyeol sakin ol" Suho Chanyeol u kolundan tuttu.

"Belki yanlış gördüm bilmiyorum ama" tekrar herkes Luhan  a bakıyordu "Makyöz noona beni kolumdan tuttu ve denizin üzerine çıkardı. Sonra da hemen gitti. Sanki beni kurtarmasıyla görevi bitmiş gibiydi."

"Denizin altında ne arıyordun?" dedi Chanyeol.

"Uçak bu adanın biraz ilersindeki sulara düştü. Yani ölen varsa hepsi boğularak öldü. Ama ben de hatırlıyorum, biri elimden tutup beni uçaktan çıkardı." dedi Suho.

"Bir dakika. Siz ciddi misiniz?" Chanyeol inanmak istemiyordu. Çünkü bu çok saçmaydı.

"Chanyeol şu an bir adadayız ve-"

"Burada kamera var!" Suho nun lafı Chen in keşfi ile yarım kaldı.

"Cidden program mı çekiyorlar yani?" üyelerin yüzüne renk gelmişti.

"Sayın EXO üyeleri" on iki  adam aniden gelen bu ürkütücü ses yüzünden korktular.

"Evet, biziz!" diye karşılık verdi Luhan.

"Öncelikle kendimi tanıtayım, ben EXO hayranı olan ve şu anda da sizi kaçırmış olan biriyim. Sizi kaçırırken birkaç menajeriniz ve çalışanınız hayata gözlerini yummuş olabilirler. Kusura bakmayın"

Çocuklar anlamsız bakışlarla birbirlerine baktılar. Sonra Baekhyun birden gülmeye başladı.

"Yazar noon! Sensin değil mi? Showtime ı bir bölüm daha uzatmaya mı karar verdiniz?"

"Baekhyun kapa çeneni" Baekhyun birden yere düştü ve titremeye başladı. Kyungsoo ne olduğunu anlamak için Baekhyun a dokunacakken "Kyungsoo geri çekil. Sana elektrik çarpmasına dayanamam."  diye bir ses geldi ve aynı anda Baekhyun da titremeyi kesti.

"Bu ne demek oluyor?" diye bağırdı Luhan.

"Ah! İşte bu soruyu bekliyordum. Şimdi çenenizi kapatıp beni dinleyin." üyeler biririne baktı ve tek laf etmeden durdular. Kyungsoo ve Chanyeol Baekhyun un doğrulması için ona yardım ediyordu.

"Dün uçağa binmeden önce hepinize aşı yapıldı. Siz bunu doğal bir güvenlik aşısı sandınız ama aslında şuan parmaklarımın ucunda olan düğmeler ile size elektrik vermemi sağlayan bir aşıydı o. Dediklerimi yapmazsanız ve özellikle Baekhyun, şımarıklık yaparsa öldürmekten beter edebilirim. Her neyse.

Uçaktaki personelin yarısı benim adamımdı. Şu an hepsi yaşıyor ama asıl sizin olan personel için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

Pilotu etkisiz hale getirip uçağı denizin içine sakince düşürdük ve öbürleri boğulurken sizleri görevli olan kişiler kurtardı. Yani Luhan haklı. Hepiniz için bir kişi vardı."

"Amacın ne?"

"Luhan lafımı kesme!" Luhan birden yere düştü ama hemen kalktı. Fazla elektrik verilmemişti. "Daha fazla acı çekmek istemiyorsanız susacaksınız ve beni dinleyeceksiniz"

Luhan sinirliydi. Birinden emir almak -hele de böyle saçma bir şekilde- onu deli ediyordu.

"En zevkli kısmını söylemeye geldi sıra!" ses çok neşeli geliyordu. "Bunları neden yapıyorum? Siz neden buradasınız? Cevap şu :  Sizin sahte hareketlerinizden ve yazılmış senaryolara uyarak yaşamanızdan bıktım artık. Bu adada her yere kameralar konuldu. Sizin doğal halinizi görme vakti. Eminim ki hiç biriniz showlarda gösterildiği gibi mükemmel değilsiniz. Hiç kimse mükemmel değildir ki! İşte bu yüzden sizin boş hayatınızı izlemekten çok sizinle bir oyun oynayacağım. Birileri sizi kurtarmaya gelene kadar misafirimsiniz ama bazılarınız bu adadan çıkamayacak. Çünkü ortaya ölüm koyuyorum. Bir nevi açlık oyunları. Sizce de eğlenceli değil mi?"

"Senin bebekçe oyunlarını oynamak zorunda değiliz! Birini öldürmek öyle mi? Git ve kendini becer pis kaltak!"

"Ah Luhan? Senin mükemmel haline ne oldu?" bu sırada Luhan yerde kıvranmaya başlamıştı. "Çok fazla ses çıkartıyorsun Luhan. Tam da tahmin ettiğim gibi. Erkeksi olduğunu göstermen için sana fırsat işte! Hadi biraz daha karşı çık!" Luhan  acı çekiyordu. Üyeler dokunamıyorlardı.

"Bırak şunu, kes artık! Yoksa ölecek!" Kyungsoo nun sesi çok sert çıkmıştı.

"Benim değerli Kyungsoo m." ses birden yumuşadı ve Luhan da rahatlamış halde yere uzandı. "Senin mükemmel olduğuna kuşku yok." Üyeler şaşkınca bakışıyorlardı. Bu psikopat, Kyungsoo hayranıydı öyle mi?

"Sen nasıl bir dengesizsin?" dedi Suho sakince.

"İnanır mısın Suho, benim deli raporum var. Bir kaç salak doktor baş başa verip benim deli olduğum sonucuna varmışlar. Ama merak etmeyin artık hiç biri hayatta değil. Yani deli olduğumu gösteren bir rapor da kalmadı."

"NE?!" birkaç üye aynı anda söylemişti. Bazı üyeler ise en başından beri hiç laf etmemişti. Tao yere oturmuş ve göstermeden göz yaşı döküyordu. Sehun ve Kai ifadesiz yüzlerle belirsiz yerlere bakıyordu. Kris, Xiumin ve Lay in ne yaptığı belli değildi. Heykel gibi duruyorlardı ama yüzlerinden korkmuş ve telaşlanmış oldukları çok belli oluyordu. Chanyeol, Suho, Kyungsoo ve Luhan aklı başında olan üyelerdendiler. Onları bu adaya hapseden psikopata laf yetiştiriyorlardı. Luhan bir kaç kere daha elektriğe maruz kaldı. Chen aralarında en doğal olan insandı. Şuan yaşadığı hiç bir şeyi ciddiye almıyordu ve alacak gibi de gözükmüyordu.

Baekhyun ilk başta aldığı elektrikten sonra tek laf etmemişti. Çok korkuyordu. Aşırı korkuyordu. Nefes alışverişleri hızlanmıştı. Gözleri kararıyordu. Sıcaklamaya başlayıp üzerindeki ince ceketi çıkardı ve kolsuz bir tişört ile kaldı. Elleri çok bariz titriyordu. Sakinleşecek gibi durmuyordu.

"Anlamışsınızdır ki artık her şey benim elimde. Ne istersem yapacaksınız. Ve benim sizden istediğim ilk şey : Birbirinizi öldürmeniz."

 

 

 

Diğer bölümün fragmanı:

Baekhyun bağırıyordu. Kendi başına vuruyordu. Kyungsoo hemen Baek in yanına geldi ve kollarını tuttu.

"Bırak beni! Buradan çıkmalıyım!" Baek sertçe Kyungsoo yu yere attı.
...
Kai nin canı acıyordu.
 

Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
minhyuklittlebunny
#1
Chapter 1: Tatil demişken gerçekten dinlendiriyor
minhyuklittlebunny
#2
Chapter 1: Ay bacım buralarda unfabulous ile eskiyi hatırlayıp gülümseyeceğim. Tatil gibi geldi bana buralar.
galaxy_fan #3
Chapter 1: harika bunu daha önce wattpad de okumuştum. burda bulabileceğim aklımın ucundan geçmezdi