Ölene Kadar, Hatta Öldükten Sonra Dahi İnsan Maskesine Sığınmak

Evanescent Lives With Shining Scars *birsoru?*
Please Subscribe to read the full chapter

Anathema-Judgement

 

 

“Bu yaptığının ne kadar tehlikeli olduğunun farkındasın değil mi?!” dedi Ae Cha. Sesinden ve gözlerinden endişeli olduğunu anlamak hiçte zor değildi.

“Elbette farkındayım.” Dedim gülümseyerek. “Ama merak etmeyin, medyaya sizin bundan haberinizin olmadığını söyledim yani sizin tek yapmanız gereken oyuna devam etmek.”

Odanın içinde uzun süren bir sessizlik oldu. Kızların hiçbirine bakmıyordum, kızlar da bana bakmıyordu ama birbirileri ile arasında bakışlarla diyalog kurduklarını hissedebiliyorum.

“Sen… gerçekten kendimiz için mi endişelendiğimizi düşünüyorsun?”

Aslında öyle olmamasını umut ediyordum.

“Grup üyenizden birisi bir vampir. Ve sizin bunu biliyor olmanız sizin bütün kariyerinizi-“

“Ya! Şu anda düşündüğüm şey kariyerim filan değil!” diye bağırdı Eun Ae. “Sen ne olacaksın?!”

“Açıklama yapmadan önce başkanla konuşmuştum zaten. Açıklama yapmam gerektiğine de beraber karar verdik ve-“

“Ve bize hiçbir şey söylemediniz.” Diyerek son isyan cümlesini de Jung söyledi.

Derin bir nefes aldım. Mutluydum ama bunu belli etmek istemiyordum. “Beni bu şekilde savunmanız gerçekten hoşuma gitti.” Dedim yine de gülümseyerek. “Ama bu benim kendi aldığım bir karar ve sonuçlarından sizin de etkilenmenizi istemiyorum.”

“NightBird.” Dedi Eun Ae ciddi bir ses tonuyla. “Kararını açıklamana hiçbir şey demiyoruz. Bizi korumaya çalıştığını da biliyoruz. Biz sadece… en azından bize söylemeni isterdik. Sonuçta biz bir aileyiz.”

Ae Cha ve Jung’un hafifçe hıçkırdığını duydum. Onları bu kadar kıracağımı düşünmemiştim. Ben sadece kendim ve onlar için doğru olanı…

“Özür dilerim.” Dedim titrek bir sesle. “Gerçekten özür dilerim. Sadece sizi korumak…”

“Unni.” Dedi Jung sesindeki titremeyi saklarken. “Bizi korumak istediğini biliyoruz ama biz seni bu şekilde çoktan kabul ettik. Bunu bir daha televizyonda söylememiz gerekirse seve seve söyleriz.”

“Peki ya hayalleriniz ne olacak? Hep beraber Amerika’daki rüya konserinin ana grubu olmak?”

“Sen olmadan grubumuz mu kalır sanki?” dedi Eun Ae alaycı bir sesle.

“Eh yakında da elimizde gruptan başka bir şey kalmayabilir zaten.” Dedim hafif gülümseyerek hafifte tepkilerini merak ederek.

“Ne olacak o zaman biz de Kore kadar tutucu olmayan başka bir ülkeye gider orada albüm çıkartırız.” Dedi Ae Cha omuz silkerken.

Gülümsedim. Ama gözümden süzülen yaşı saklayamadım.

“Ya! Şimdi niye ağlıyorsun?!” dedi Eun Ae.

“Sadece aldığım kararın doğru olduğunu fark ettim. Eğer her vampirin çevresinde sizin gibi bir iki tane arkadaşı olsa her şey çok daha farklı olabilir.”

“Olacak da.” Dedi Eun Ae gülümserken. “Bunun ilk adımını sen attın.”

“Sanırım.” Dedim sadece. “Bir şeyleri değiştirdim.”

Jung yapma bir şekilde öksürdü. “Şimdi eğer çektiğimiz dramaya ara vereceksek neden karnımızı doyurmaya gitmiyoruz?”

“İyi fikir!” diye ona katıldı Ae Cha. “Açlıktan ölüyorum ve Eun Ae’nin yemek yapmaya niyeti yok.”

“Ya ben sizin aşçınız mıyım yoksa anneniz miyim?”

“İkisinin farkı tam olarak ne ki?” dedi Ae Cha yapma bir merakla. “Ve de senin ikisinden farkın ne?”

“Aish! Hadi yeter gidelim bir an önce.”

“Siz gidin.” Dedim zıplayarak kalkan üçlüye. “Benim bir süre evden çıkmamam gerek.”

“Ne?! Sakın bana programların da-“

“Hayır, hayır. Programlara katılmaya devam edeceğim ama onun dışında dışarı çok çıkmazsam iyi olur. Siz de mümkün olduğu kadar yakalanmayın.”

“Merak etme. Menajerle konuştuk. Gazete ordusu yurdun önünde kamp kurmuş. Şirketin apartmanında kalacağımızı akıllarına getirmezler.”

“Ve de şirketin bir apartmanı olduğunu.” Dedi Jung sırıtarak Eun Ae’ye bakarken.

“Gelmemekte kararlı mısın? İstersen dışarıdan sipariş edelim ve-“

“Siz gidin!” dedim kaşlarımı çatarak. Ardından yüz ifademi hiç bozmadan gözlerimi şaşı yaptım. Ae Cha neşeli bir kahkaha atarken Jung ona katıldı. Eun Ae ise benim gibi birinin nasıl vampir olacağı hakkında yakınıyordu. Kapıyı kapatıp çıktıklarından emin olduktan sonra tuttuğumun farkında olmadığım nefesi bıraktım. Rahatlamamın üstünden birkaç saniye geçmişti ki telefonuma gelen mesajın titremesi ile yerimden sıçradım.

Kyuhyun’dan mesaj aldın mı?

-MyLoveEun

Bunu sormak için bu kadar beklemesine şaşırmıştım aslında.

 

Hayır. Ayrıca neden ondan bir mesaj alayım ki?

-MyBirdSu

Bilmem… Belki de sana

 ilan-ı aşk etmesinin üstünden daha bir hafta geçtiği için?

-MyLoveEun

Neden hatırlatmak zorundaydı ki? O hatırlatmadan da benim için yeterince büyük bir problemdi.

Herhangi bir tepki beklediğimi söyleyemem.

Sonuçta aramızda bir şey yok.

-MyBirdSu

Hı-hı.

-MyLoveEun

Ah. Lanet olsun. Beni nasıl sinirlendireceğini biliyordu. Telefonu koltuğun üstüne fırlattıktan sonra evin için biraz dolaştım. Aslında kızlarla dışarı çıkmak eğlenceli bir fikirdi ama eğer yakalanırsak sonuçları bizim için fazlasıyla kötü olurdu. Sanki şu anda yeterince dipte değilmişiz gibi. Yaptığımın doğru olduğuna kendimi inandırmıştım ama içimdeki o küçük ses sinek vızıltısı gibi beynimin içinde dolanıyordu ve hala doğru kararı alıp almadığım konusunda kafamı karıştırıyordu.

Sen sadece kendin olmak istedin Hye Su, sadece dürüst olmak istedin.

Derin bir nefes daha aldım ve kendimi beklenen ana hazırladım. Kızlar gitmeden önce bütün bilgisayarları kapatmış ve saklamışlardı. Ne ara yaptıklarını bilmiyorum ama benim laptopumu dahi saklamışlardı. Yine de böyle yapacaklarından emin olduğum için tabletimi sırt çantama saklamıştım.

“Bunu yapabilirsin, Hye Su. Sadece biraz daha cesur ol.”

Gözlerim yarı kapalı bir şekilde arama motoruna girdim. Daha hiçbir sayfayı açmadan ismim en üstte görünmüştü bile. Karşıma çıkan ilk siteye girdim.

Tabutuna geri dön, sülük.

Pis fahişe, bizi bunca zamandır kandırmak eğlenceli miydi?

Hayranlarının da kanını içiyor muydun?!

Eh, en azından bunlar en iyimser olanlarıydı. Siteden hızla çıkıp ikinciye girdim. Çok farklı değildi. Sadece biraz daha fazla küfür biliyordular. Üçüncü site de ise oldukça ilginç intikam planları vardı. Dördüncü sitede ise oldukça ilginç intihar önerileri vardı. Sarımsak yemenin beni gerçekten öldüreceğine inanıyorlar mıydı?

Ne kadar süre internette dolaştım bilmiyorum. Belki bir saat belki iki. Olumlu yorum bulamamıştım ama nötre yakın bir iki yorum okumuştum.

Beklediğim kadar kötü değildi.

Şimdi de sıra kendi sitemdeydi. Tabi hacklenmediyse ya da daha ilginç işlemlere maruz k

Please Subscribe to read the full chapter
Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!
Licrymosa
Merhaba hala orada olan var mı *hehe* Uzun zamandır yokum ama bundan sonra buralarda olmaya çalışacağım xD

Comments

You must be logged in to comment
NursimaElfAhgase
#1
Chapter 1: değişik bir hikaye
Cemre01 #2
Chapter 27: Gerçekten şu Usta'yı merak ettim. Ve Angel'ın hikayesini. Ayrıca.... Jae Min sen ne kadar pislik bir şey çıktın ya... İğrenç herif
Yine muhteşem yazıyorsun, ve yine ben bir oturuşta her şeyi okudum :) Sonunu merakla bekliyorum
Nimesya
#3
Hahaha su an Turk buldugum icin cok sevincliyim :D
swedenlaundry #4
Chapter 13: Yay! An update :D
swedenlaundry #5
Merhaba!

lol ben uzun suredir merak ediyordum turkce fanfiction var mi diye, ve iste buldum :) Amerika'da yasiyan bir turkum (please excuse my typing, the keyboard is in english) Bu sitede cok turk yok malesef :( oh well! cok guzel yaziyorsun devam et lutfen <33
myeongsuuu #6
Benim hikayeme de bakabilir misin ? Tesekkurler ^^
myeongsuuu #7
Şükür burda Türkler var dsfdsf Nasıl sevindim anlatamam ya.
Imzelosbaby #8
Chapter 3: Kotu bir yazar mi ? Pöh benim asik oldugum nadir hikayelerden birinin yazari kotu olamaz !? :D hikayen gercekten cok guzel ilerliyor :D
Imzelosbaby #9
Chapter 1: Ah gercekten hafife alinacak bir yazimin yok ^^ cok guzel yazmissin bagladi diyebilirim ama ingilizce hikayelerden sonra okuyunca birden kafam karisti :D neyse uzun tutmayayim ama gercekten cok guzel yaziyorsun :D bitirene kadar birakma Fighting ! :)