Sadece Bir Saniye Sürdü Sebebini Anlamam

Evanescent Lives With Shining Scars *birsoru?*
Please Subscribe to read the full chapter

Seninle yüz yüze görüşemem. Nasıl senin kendine göre sebeplerin varsa benim de kendimce sebeplerim var. Sana söyleyebileceğim tek şey kendine dikkat etmen. Vampir olmana rağmen vampirleri tanımıyorsun ve açıklamanı kendine göre iyi sebeplerle yaptın ama bundan rahatsız olanlar var. Ne yapabileceklerini düşünmek bile istemediğim vampirler.

Kendine dikkat et.

Ve bir haftadır bana başka hiçbir mesaj atmamıştı. Belki de yüzden fazla mesaj daha göndermiştim. Çoğunda nerede yaşadığını, kaç yaşında olduğunu, erkek mi yoksa kız olduğunu sormuştum. Tamamen gereksiz sorular belki de. Tek istediğim bana bir mesaj daha atmasıydı. Ya da-

“Unni! Yarım saattir sana sesleniyorum!”

Ae Cha telefonumu elimden alıp yüzünü tam önüme getirmişti. Eh ancak o şekilde onu fark ettiğimi söylemem de yalan olmazdı.

“Telefonumu geri ver!” dedim hızla ileri atılırken. Ae Cha ise dilini çıkarıp arkasını dönüp koşmaya başladı. Ah bu kız gerçekten bebek maknea olarak kalmaya kararlıydı. “Ae Cha!”

Bizim için ayrılan odanın kapısında Jung’ı  hafifçe (!) kenara itip Ae Cha’nın peşinde koşmaya başladım. Bilmem neye bağlı müzik ödüllerinden bir başkasına gelmiştik ve son iki haftadır bizimle bütün anlaşmalarını fes eden yönetmenlerin aksine bu gösterinin yönetmeni sonuna kadar gösterimizi yapmamız gerektiği konusunda bize açık bir şekilde destek çıkmıştı. Vampir olduğumu açıkladığımdan beri ilk defa bir gösteriye çıkacaktık ve bunu berbat etmemek konusunda kendime binlerce kez yemin etmiştim. Aslında bütün Kore’ye şimdiye kadar ki en mükemmel SweetNights gösterisini hazırlamıştık. Dansımızı birkaç kat daha zorlaştırmakla beraber tamamen canlı performans kullanacaktık. Dekorasyon ve kıyafetlerimizin hazırlığı için bütün şirket oldukça ciddi bir çalışmaya girişmişti ve belirtmek gerekirse mükemmel bir iş ortaya çıkarmışlardı.

Ve ben koridorda Ae Cha’yı kovalayarak bu gece düzeltmeye çalıştığımız bütün karizmamızı tekrar yerle bir ediyordum.

“Ae Cha! Çabuk o telefonu bana geri ver!”

“Hayır!” dedi Ae Cha yanında geçtiği sahne görevlisine çarpmamak için kendi etrafında tam bir daire atarken.

“Aish! Ya! Maknea! Çabuk buraya gel!”

Gösteriye gerçekten az kalmıştı ve biz üstümüzde eşofmanlarımızla koridorda koşuyorduk. Saçlarımızda şu saç filelerinden olduğunu söylememe gerek var mı? Ah gerçekten sadece hazırlık aşamasındaydık. Ve anlaşılan düşündüğümüzden fazla ses çıkarıyorduk ki diğer grupların olduğu odaların kapıları teker teker açılıyordu. Beni göz ucuyla fark edenlerden bir kısmı kapıyı kapatıp geri dönerken bazıları şu anki halimize açık bir kahkaha atmaktan kendini alamıyordu. Bir kez daha Ae Cha’ya bağırmak üzereyken Ae Cha açılan kapılardan birisinden içeriye daldı.

Ve hangi oda olduğunu tahmin etmek gerçekten kolaydı.

“Oppalar beni koruyun!” dedi Ae Cha kahkahalar atarak Leeteuk’un arkasına sığınırken.

“Ya! Telefonumu alıp kaçan sensin?!” dedim Super Junior’ın bana bakışlarını görmezden gelmeye çalışırken.

Odada çok kısa bir saniye için sessizlik oldu ama hemen ardından ilk kahkahayı atan Heechul oldu.

“Ya! Siz ikiniz aynada kendinize baktınız mı?” dedi gülmeye devam ederken. Üyeler ona katılırken istemsiz üstümü biraz düzeltmeye çalıştım.

“Hepsi Unni’nin suçu!” dedi Ae Cha kendisini Leeteuk’un arkasına iyice gömerken.

“Telefonumu-“

“Alıp kaçan benim! Evet ama beni dinlemeyen de sensin.” dedi yanaklarını şişerek SuJu’nun kuvvetli bir kahkaha daha atmasına sebep olurken.

“Duymadım!” dedim hızla.

“Evet, çünkü şu gizemli çocukla konuşmaktan kafanı kaldırıp bana bakmıyordun?!”

“Ya! Sen nereden-“

“Vov. Gizli bir hayranın var demek?!” dedi Donghae bir kahkaha atarak.

“Öyle değil!” dedim. Nedense kendimi mızmızlanan beş yaşında bir kız çocuğu gibi hissetmiştim.

“Evet. Öyle.” Dedi Ae Cha beni tamamen görmezden gelerek. “Bir haftadır durmaksızın çocuğa mesaj atıyor. Üstelik çocuk sadece bir mesajına karşılık verdi.”

“Karşılıksız bir mesajlaşma yani.” Dedi Kyuhyun karşılıksız kısmını herkesin anlayabileceği bir şekilde vurgularken. Yine de vurgulamayı görmezden geldim.

“Öyle bir şey olmadığını söyledim. Bu odada beni dinleyen tek bir kişi bile yok mu?!”

“Ya, ya! Siz ikiniz burada ne yapıyorsunuz?! Programın başlamasına ne kadar kaldı biliyor musunuz?!” Eun Ae’nin sesi kapıdan geliyordu. Manzarayı tahmin etmek zor değildi. Ellerine beline koymuş ve ölümcül olduğunu bir gün bir şekilde kanıtlayacağım bakışlarla bize bakıyor. Ah-ha. Haklıydım sadece… Eun Ae’nin de başında bir saç filesi vardı. SuJu bir kahkaha krizine daha girerken Eun Ae ölümcül bakışlarını bize göndermeye devam etti.

“Ama-“ dedik Ae Cha ile aynı anda.

“Aması filan yok!” dedi Eun Ae SuJu’nun kahkahalarının kesilmesine ve yerini yutkunmalara bırakan bir ses tonuyla. Ah evet sahnedeki o yüksek oktavlara çıkan aynı sesti. “Ae Cha hemen o telefonu unniye geri ver. Kiminle mesajlaştığı veya mesajlaşmaya çalıştığı seni ilgilendirmez ve unni! Programa-“

“Tamam, tamam yetişeceğiz.” Dedim sakin bir ses tonuyla gülümsemeyi unutmadan.

“Gerçekten siz kızların anlaşma sırrınızı hiçbir zaman çözemeyeceğim.” Dedi Eunhyuk başını sallarken.

“Bu kızların değil daha çok SweetNights’ın anlaşma yöntemi.” Dedi Shindong kıkırdarken.

Ae Cha kıkırdamalara katılırken nedensizce yüzümün kızarmaya başladığını hissediyordum. İçerisi fazla sıcak olmuştu sanki?

“Her neyse. Ae Cha hemen telefonumu geri veriyorsun- Ya! Heechul Oppa!”

“Bir dakika, bir dakika. Senin oppaların olarak bu gizli hayranının kim olduğunu öğrenmek en büyük hakkımız.”

Heechul’un üstüne atlayıp telefona mümkün olduğunca çabuk ulaşmaya çalıştım ama aradaki boy farkı amacıma ulaşmamı engelledi. Heechul kahkaha atarak telefonumu karıştırırken grup üyeleri kahkaha atıp telefonu istiyordu.

“Ya! Daha iki hafta önce vampir olduğunu açıklayan birisine böyle mi davranıyorsunuz?!” dedim. Bu kozu şaka için de olsa kullanmak istemiyordum ama bir anda ağzımdan çıkmıştı. Heechul havaya kaldırdığı telefonu indirmeden yüzüme baktı. Diğerlerinin de aynı şekilde bana baktığını hissediyordum. Kendin kaşındın Hye Su. Şimdi söylenecek her şeye hazırla kendini. Kyuhyun’un rahatsızca ayağa kalkıp yanıma geldiğini hissettim ama bir saniye için bakışlarımı telefonumdan ayırmadım.

“Sen.” Dedi Heechul. “Gerçekten bunun bizim için önemli olduğunu mu düşünüyorsun?”

Elimden geldiğince umursamaz görünmeye çalışarak omuzlarımı silktim. “Gözden kaçırılacak bir şey olmadığına eminim.”

“Ben size söylemiştim.” Dedi Leeteuk. “Gerçekten de kendisinden nefret ettiğimizi düşünüyor.”

“Ki zaten öyle olmalısınız?” dedim emin olmayan bir sesle.

“Aish! Hala aynı mesele.” Dedi kapıda duran Eun Ae kollarını birbirine çaprazlayarak. “Gerçekten şu dünyadaki bütün insanlar benden nefret ediyor kompleksi siz bütün vampirlerde var mı?”

Omuz silktim ama bir yandan da gülümsememek için kendimi zor tutuyordum.

Eunhyuk kolunu omzuma atarken yanağımdan bir makas aldı. “Aigo! Gerçekten çok tatlı. Bizim maknenin neden sana aşık olduğunu anlamak çok da zor değil.”

“Ya!” dedi Kyuhyun. Kafedekinin aksine durumu daha çok kabullenmiş görünüyordu. Ya da sadece bana öyle geliyordu.  Yanımıza gelip Eunhyuk’un kolunu omuzlarımdan çekti.

“Asıl size ya!” dedi Eun Ae. “Hala bunları tartışmaya kararlı mısınız? Geç kalıyoruz-“

“Hye Su bu ne demek?” Heechul’un sesi aslında odanın gürültüsünde duyulması imkansız bir tondaydı ama bir anda odadaki herkes başını ona çevirdi. Ben ne olduğunu anlayana kadar Ae Cha mesajı okumuş ve yüzü bembeyaz kesilmişti.

“Ö-önemli bir şey değil oppa. Sadece-“

Kyuhyun benden hızlı davranarak telefonu eline aldı. İlk önce içinden okudu ve tıpkı Heechul ve Ae Cha gibi yüzü bembeyaz oldu ama öfkesi çok daha belirgindi.

“Sana söyleyebileceğim tek şey kendine dikkat etmen. Vampir olmana rağmen vampirleri tanımıyorsun ve açıklamanı kendine göre iyi sebeplerle yaptın ama bundan rahatsız olanlar var. Ne yapabileceklerini düşünmek bile istemediğim vampirler.

Kendine dikkat et.”

Mesajı sesli okumasının ardından odadaki herkesin sesi kesilmişti.

“Önemli değil dedim size.” Telefonu hızla Kyuhyun’un elinden kaptım ve cebime attım. Onca koşuşturmanın ardından saçımdan çıkmak üzere olan saç filesini çıkarıp kenara fırlattım. “Sadece-“

“Sadece ne?” dedi Kyuhyun sinirli bir sesle. “Seni açıkça tehdit etmiş!”

“Uyarmış! Ve haklı da sayılır biraz kafama buyruk hareket ettiğim doğru.”

“Ne yani? Açıklamayı yaparken hiçbir vampire sormadın mı?” dedi Donghae kaşlarını çatarak.

Gözlerimi kaçırdım ve ellerimle oynamaya başladım. Cevap vermek için ağzımı açtığım sırada sahne görevlilerinden birisi hızla odaya girdi.

“SUPER JUNİOR İÇİN SON ÜÇ DAKİKA.”

Odadaki kimse hareket etmedi. Herkes hala benden cevap bekliyordu.

“Sahneye geç kalacaksınız.” Dedim en sonunda. Gözlerim hala ellerime bakıyordu.

“Bunu daha sonra konuşacağız.” Dedi Leeteuk. Bir an için sesi her zamankinden otoriter çıkmıştı. Ardından arkasını dönüp kapıya yöneldi. Üyeler istemsizce onu takip ederken Kyuhyun hala bekliyordu.

“Ae Cha biz de üstümüzü değiştirmeliyiz.” Dedi Eun Ae. Sesindeki acıyı açıkça hissediyordum. Ama hala başımı kaldırabilmiş değildim.

“İki dakikan kaldı.” Dedim sonunda odada Kyuhyun ile yalnız kalınca.

“Neden söylemedin?”

Huzursuz bir kahkaha attım. “Daha vampir olmamı bile kaldıramamışken bunu söylememi bekleyemezsin.”

“Vampir olup olmaman umrumda değil! Benim korktuğum sensin. Zarar görmesinden korktuğum kişi Hye Su. Vampir olan veya olmayan fark etmez.”

“Geç kalıyorsun.” Dedim tekrar. Başka bir şey söylemedi ve kapıya yöneldi.

“Bunu konuşacağız.”

Ve ardından odada yapayalnızdım. Ve merak ediyordum. Söyledikleri kızgınlıkla ettiği geçersiz sözler miydi yoksa kalbinden gelen gerçekler miydi?

 

~0~

 

Kendime en az yüzüncü kez neden burada olduğumu sordum. Neden bu durum bu kadar canımı sıkıyordu? Üstelik kızın bana doğru söyleyip söylemediğini bile bilmiyordum. Belki gerçek bir vampir bile değildi. Sadece şöhretini biraz daha arttırmak için söylediği bir yalandı.

Yine de bir müzik ödül törenine gelmemi sağlayacak bir yalandı.

“Biletiniz?” dedi görevli ve iki haftalık maaşımı yatırdığım kağıt parçasını elimden acımasızca aldı. Üstümü ararlarken cebimde titremeye başlayan telefonu düşünmemeye çalıştım. İlk çalıştan sonra tekrar titremeye başlayınca ara

Please Subscribe to read the full chapter
Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!
Licrymosa
Merhaba hala orada olan var mı *hehe* Uzun zamandır yokum ama bundan sonra buralarda olmaya çalışacağım xD

Comments

You must be logged in to comment
NursimaElfAhgase
#1
Chapter 1: değişik bir hikaye
Cemre01 #2
Chapter 27: Gerçekten şu Usta'yı merak ettim. Ve Angel'ın hikayesini. Ayrıca.... Jae Min sen ne kadar pislik bir şey çıktın ya... İğrenç herif
Yine muhteşem yazıyorsun, ve yine ben bir oturuşta her şeyi okudum :) Sonunu merakla bekliyorum
Nimesya
#3
Hahaha su an Turk buldugum icin cok sevincliyim :D
swedenlaundry #4
Chapter 13: Yay! An update :D
swedenlaundry #5
Merhaba!

lol ben uzun suredir merak ediyordum turkce fanfiction var mi diye, ve iste buldum :) Amerika'da yasiyan bir turkum (please excuse my typing, the keyboard is in english) Bu sitede cok turk yok malesef :( oh well! cok guzel yaziyorsun devam et lutfen <33
myeongsuuu #6
Benim hikayeme de bakabilir misin ? Tesekkurler ^^
myeongsuuu #7
Şükür burda Türkler var dsfdsf Nasıl sevindim anlatamam ya.
Imzelosbaby #8
Chapter 3: Kotu bir yazar mi ? Pöh benim asik oldugum nadir hikayelerden birinin yazari kotu olamaz !? :D hikayen gercekten cok guzel ilerliyor :D
Imzelosbaby #9
Chapter 1: Ah gercekten hafife alinacak bir yazimin yok ^^ cok guzel yazmissin bagladi diyebilirim ama ingilizce hikayelerden sonra okuyunca birden kafam karisti :D neyse uzun tutmayayim ama gercekten cok guzel yaziyorsun :D bitirene kadar birakma Fighting ! :)