5. Bölüm

SAVAŞÇI (TÜRKÇE)

- 1 Hafta Sonra -

Milyonuncu kez yere çarptım. Tüm kemiklerimin trilyonlarca parçaya ayrıldığına emindim. Başımı tutarak zorlukla doğruldum.

"Kafatasımda bir belediye çukuru açtığına yemin edebilirim Himchan!"

Elimden tutup kalkmama yardım ederken konuştu. "O halde reflekslerini kullan, yeteneklerini... Youngjae diğer eğitimlerde iyi olduğunu söylemişti."

Ayağa kalkar kalkmaz tekrar yerle buluştum. Resmen kıvranıyordum. Acı, beni gerçekten zorluyordu... Elimi başıma götürdüm.

"Refleks olayını beceremiyorum..."

Geçen refleks dersinde ekranda hareket eden kırmızı noktalara basmak yerine, bilgisayarın algılaması için ekrana abanmıştım - Evet bu sayede onların hepsine birden basabileceğimi düşünmüştüm fakat bunun yerine Junhong'dan azar yemiştim.

"Daha çok çabalamalısın... Hadi kalk, dövüş teknikleri üzerinde yoğunlaşalım." Himchan yeniden elini uzattı. Onun eline asılıp tekrar ayağa kalktığımda kalkmamış olmayı diledim. Bu ne biçim birşeydi böyle? Acı, istemesem de benim hassas noktam olacaktı... Acı dolu bir inleme bıraktım ve dik durmaya çalıştım.

Himchan çalışamayacağımı anlayıp kolumun altına girdi ve beni odanın köşesindeki beyaz kanepeye taşıdı. "Sana o kadar sert vurmamıştım aslında... Özür dilerim."

"Önemli değil... Senin ya da benim yüzümden olan bir şey değil bu. Ahh-" Sanki biri kaburgalarımı koparmış ve onları vücudumun değişik yerlerini deşmek için kullanıyordu... Başımı geriye doğru duvara yasladım.

"Sanırım dinlenmen gerekecek. Birkaç dakika burada otur, olur mu?" Himchan az da olsa endişeliydi. Ne de olsa böyle şeylere alışkın değillerdi. Gözlerimi kapatarak onu onayladım.

----------

- 2 Hafta Sonra -

"Hyung, yalnızca bir tane kaçırdın." Junhong'la yine o kırmızı noktalı şeyi yapıyorduk. Geçtiğimiz 2 haftaya göre iyi ilerlemiştim.

"Oluyor değil mi?" umutla gülümsedim. Bu işi halledersem diğer hepsini en üst seviyeye taşıyacaktım.

"Evet, oluyor." dedi elini sırtıma koyarken.

"Genel odaya kadar yarışalım mı?" dedim yaramaz bir yüz ifadesiyle.

Junhong kaşlarını kaldırdı. "Ah, sen kime meydan okuyorsun hyung?" O bunları söylerken çoktan uçmuştum bile.

----------

- 2 Hafta daha Sonra -

Yaptığım hareket sonucu alnıma düşen karamel rengi saçlarım hala uçuşuyordu. Derin birkaç nefes aldıktan sonra nefesimi düzenleyebildim ve havalı bir hareketle siyah ceketimi düzelttim.

Nefesini düzenlemeye çalışan Himchan'ın toz pembe saçları yerde dağılmıştı. Yerle buluşmuş olan bacaklarını yukarı çekti ve elini zaten dağınık olan saçlarına götürüp iyice dağıttı. Yüzüme bakıp sırıttı. "Tebrikler." dedi elini ona destek olmam için uzatırken. Onu bekletmeden elinden tuttum ve ayağa kaldırdım.

Üstünü silkelerken konuşmaya devam etti. "Kırmızı ışıklı bir savaşçıyı yormak ve bu şekilde yenilgiye uğratmak mümkün değildir.."

Ondan ani bir hareket bekliyordum, bu bir taktikti... Tam beni çevirip yere sermek için öne atıldığında hızla arkasına geçtim ve hızımı koruyarak kollarını arkaya tutup onu yüzüstü yere vurdum. Sırıtıyordum.

"Bu kafamda açtığın binlerce deliğin intikamı." Gülmeye devam ederken onun tekrar ayağa kalkmasına yardım ettim.

"Yah!!" Gülerken bağırdı. "Buna arkadan vurmak denir..."

"Ya senin yaptığın neydi?" deyip tekrar bir kahkaha patlattım.

Şimdi ikimiz de yere oturmuş gülüyorduk.

----------

- 2 Gün Sonra -

"Kötüleri haklarken onlara hangi açıdan vuracağımı mı hesaplayacağım?" Bıkkınca kafamı önümdeki masaya bıraktım.

Youngjae gözlerini devirdi. "Bunları kafana kazırsan emin ol düşünmeden bile o dediğini yapabileceksin." Tekrar önündeki tahtaya döndü. Ben de başımı kaldırdım.

Youngjae bana bakmadan konuşmaya devam etti. "Benim yapabildiklerimden birini daha görmek ister misin?"

Açıkçası ilgimi çekmiyordu "Ne tür bir matematik işlemi?" diye sordum ilgisizce.

"Öyle birşey değil.." dedi ve bana dönüp birkaç adım attı. Şimdi biraz ilgimi çekmişti. Oturduğum masada doğruldum ve dikkatle onu izlemeye başladım.

"Bunu yapmak için beynini iyi kullanmayı öğrenmen gerekiyor, burada yalnızca ben yapabiliyorum..." yine kendini övmeden geçememişti.

Gözlerini masamın üzerinde not tuttuğum kağıtlara odakladı. Ben de gözlerimi kağıtlara diktim, ne olacağını merak ediyordum.

Kağıtlar muntazam bir şekilde havalandığında gözlerimin ve ağzımın 360 derece açıldığına emindim. Sadece onlara bakıyordu, öyleyse nasıl hareket ettiriyordu?

"Zihin gücü..." dedi kağıtlar geri masaya dönerken "Beyninin her köşesini nasıl kullanacağını öğrenirsen bunu sen de yapabilirsin." Hala ağzım açıktı. Youngjae devam etti "Kötüleri haklamada benim de bir katkım olmalı değil mi?" Tekrar arkasını dönerken sırıttı ve ben de anlattığı şeylere dikkat kesilmeye başladım.

----------

"....biraz da karabiber ve tat vermesi için birkaç damla sirke ayrıca pişirmeden önce saf limon suyu içinde yatırılmış ve sosunda da üzüm suyu- Üzüm mü? Eğğ..."

Birlikte yemek yemek için geldiğimiz güzel restorantta Jongup bu yemeğin içine ne konup da bu kadar lezzetli olduğunu merak ettiği için pişman olmuş olmalıydı. Ve tabii ben de üzüm suyu tadını farkettiğimde yüzümü buruşturdum, üzüm sevmezdim...

"Başımıza gurme kesileceğine yemeğini ye!" dedi Yongguk masanın karşısından.

"Üzüm sevmem." diye cevap verdim burnumu kırıştırmaya devam ederken. Fakat Youngjae'den aldığım sert bakışlar bana önümdekinin bu akşam yiyeceğim tek tabak olduğunu açıklamaya yetiyordu. Her neyse yemek, yemektir. Himchan'ın kınayıcı bakışları altında yemeğimi ağzıma tıkmaya devam ettim.

Ne!? Nasıl bu kadar çabuk bitmişti? Ama ben doymamıştım... Gözüme Junhong'un yemeğini kestirdim ve yüzüme sevimli bir ifade takındım.

"Hey, Junhong-ah... Yemeğini bu sevimli hyungun ile paylaşacak mısın? Buing buing~"

"Yah, bu benim yemeğim!" diye bağırdı Junhong tabağı havaya kaldırıp. "Nasıl bir şeysin sen? Miden yok mu?"

Youngjae kahkaha atarken Jongup telefonunu kaldırdı "Bakın bende ne var~"

-Buing buing~

Telefondan gelen kendi sesim, kendime gelmemi sağlamıştı. Aegyomu mu çekmişti yani? Masadaki herkes gülerken yemek için düştüğüm şu haller için kendime sövüyordum.

Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
No comments yet