Junhong'un Hikayesi

SAVAŞÇI (TÜRKÇE)

"Kanında Karşıt madde var..." Kris Yongguk'u duvara iterken konuşmaya devam etti. "Neden onu hala korumaya çalışıyorsun? Kyungsoo gibi bir Savaşçı'yı onun yüzünden kaybettik."

Yongguk yalnızca sustu. Na In'i korumak istemişti. Ondan ayrılmak istememişti. Onca yıldır bu duygudan yoksun yaşamıştı zaten.

Sahi hala hissedebiliyor muydu?

Na In gözlerinin önünde erirken hissediyor muydu kalbi bunu?

Yavaşça gözlerini kapattı.

Olacaksa, çabuk olmalıydı. Bunu hissetmeyeceği kadar çabuk...

----------

"Hyung beği kucayına al."

Himchan arkasında zıplayan küçük çocuğa döndüğünde minik Junhong kollarını iki yana açıp onun kucağına zıplamıştı bile.

Minik Junhong başını Himchan'ın omzuna yasladı ve onun saçlarıyla oynamaya başladı. Onun bu yaptığına Himchan tebessüm etmişti.

Üst birimler 4 yıl önceki olayda onu alıp kendi idarelerindeki bir yetimhaneye yerleştirmek konusunda ısrar etmiş olsa da onunla kendileri ilgilenmek adına burada kalması konusunda onları ikna etmeyi başarmışlardı.

"Yongguk Hyung neyde?"

Himchan onu ciddi ama sevecen bir tonla cevapladı.

"Ufak bir işi var birkaç saate geleceğini söyledi."

Junhong dudaklarını sarkıttı ve iç çekti.

"Jinyoung noona dedi kiğğ, bugün beyim doğum güyümmüş. Öyyeyse Yongguk Hyung yanımda oymalı."

Himchan kendinden büyük cümleler kurabilen çocuğa güldü ve onu masaya oturttu. "Peki Jello-yah doğum gününde Himmie hyungdan ne istiyor?"

Junhong kollarını iki yana açıp gözlerini büyüttü ve heyecanla anlatmaya başladı. "Böyye koşamam biyy pastağğ içiyden değ Youyjae Hyung çıkşın!"

"Peki Youngjae Hyung içinden çıkınca ne yapacaksın?"

Yongguk'un sesiyle kollarını daha çok havaya kaldırıp çığlık attı ve gülerek onun kucağına zıpladı. "Yayaklarını ısığaracağım çümkü oyyay yumuşak."

"Ondan daha yumuşak bişey ister misin?" Yongguk onu yere bırakarak elindeki süslü paketi ona verdiğinde Junhong'dan daha yüksek desibelli bir çığlık kopmuştu.

Paketi açarken yumuşacık ayıcığa daha çok sarılmış ardından minik kollarını önce Yongguk'un sonra da Himchan'ın bacaklarına dolayıp teşekkür ettikten sonra, belli ki hediyesini Youngjae ve Jinyoung'a da göstermek için odadan fırlamıştı.

Koridorlardaki çocuk çığlıkları ve genel salondaki televizyondan çıkan çizgi film sesleri artık bu birimin bir vazgeçilmezi olmuştu.

----------

"Hyung gitmek zorunda mısınız?"

Junhong dudaklarını sarkıttı ve Yongguk'a sarıldı. Yongguk da ona saçlarını okşayarak karşılık vermişti. "Evet üçümüz de gitmek zorundayız. Geri döneceğimizi biliyorsun kendini üzme ve uyu."

Junhong başını iki yana salladı. "Hepiniz gidince ben nasıl uyuyabilirim Hyung!?"

Himchan küçük ergenlerine bakıp iç çekti. 15 Yaşında bir Junhong'u 5 Yaşında bir Junhong'la hiç düşünmeden takas ederdi.

"O zaman bu gece Jongup'da kal."

Himchan'ın önerisi ortamı biraz da olsun yumuşatmıştı. Youngjae Kapaklı telefonunu Junhong'a uzattı. "İşimiz bittiğinde haber vereceğiz anlaştık mı?"

Junhong başını salladı. Jongup okuldan en yakın arkadaşıydı. Hyungları onun dış Dünya'dan bağımsız yaşamasını istemedikleri için onu okula göndermişlerdi. Zaten 18 yaşına geldiğinde o da kendileri gibi bir Savaşçı olabilecekti.

"Pekala Hyung ama karşıt madde yerseniz sizi gebertirim."

Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
No comments yet