1.BÖLÜM (1/10)

The flaws in Park Chanyeol
Please Subscribe to read the full chapter

Yazar; blehmeh

Çeviri; SeKaism

 

Kim Jongdae bir grup oluşturdu.

Kim Jongdae Kim Joonmyun'u ekledi.

Kim Jongdae adını Chen olarak değiştirdi.

Chen gruba Baek22, Tao21 adını verdi. (Ç/N: Gireceği yaşları.)

Chen: Ne yapmalıyız?

Joonmyun: Belki önce diğerlerini eklemelisin.

Chen Kim Jongin'i ekledi.

Chen Byun Baekhyun'u ekledi.

Chen: Siktir!

Chen Byun Baekhyun'u gruptan çıkardı.

Chen Huang Zi Tao'yu ekledi.

Chen: YİNE SİKTİR!

Chen Huang Zi Tao'u gruptan çıkardı.

Joonmyun: İşe yaramazsın.

Kim Joonmyun Wu Kris'i ekledi.

Jongin: Bu ne?

Chen: BaekTao'nun doğum günü.

Kris: JOON BEBEĞİM ~~~

Kris: BENİ BURAYA SANA GETİREN NE?

Kris: KADER Mİ?

Kris: #kalpemojisi1#

Kris: #kalpemojisi2#

Kris: #kalpemojisi3#

Kris: #kalpemojisi4#

Kris: #kalpemojisi1# #kalpemojisi1# #kalpemojisi1#

Chen Wu Kris'i gruptan çıkardı.

Jongin: lol

Joonmyun: lol

Chen: Onu zapt edin lütfen. Yoksa sohbeti batıracak.

Chen Zhang Yi Xing'i ekledi.

Chen Lu Han'ı ekledi.

Chen Kim Minseok'u ekledi.

Chen Do Kyungsoo'yu ekledi.

Chen: Var mı atladığım?

Joonmyun: Bekle.

Kim Joonmyun Oh Sehun'u ekledi.

Joonmyun: Tamam sanırım.

Yi Xing: Selam çocuklar!

Minseok: Tatilde kutlayalım?

Yi Xing: Güzel fikir

Jongin: Bazıları eksik gibi hissediyorum ...

Chen: Evet, Joonmyun'unki yok.

Yi Xing: lol

Minseok: lol

Chen: Nasıl kutlayacağız?

Jongin: Geçen sene sonbaharı geçirmemiz gibi?

Minseok: Bu okulun tatilleri çok boktan

Yi Xing: Aynen

Joonmyun: Bekleyin, ben tatilde kutlayamam

Chen: Niyeymiş?

Joonmyun: Kris ile Avrupa'ya gidiyorum.

Yi Xing: tabi

Chen: tabi

Jongin: tabi

Minseok: tabi

Chen: Soo orada olduğunu biliyorum. 'Görüldü'lerini görebiliyoruz, biliyorsun.

Minseok: lol seni takmıyor

Yi Xing: lol

Chen: #üzgünemoji1#

Jongin: KS, herhangi bir fikrin var mı?

Kyungsoo: Okulda kutlamak daha mantıklı

Chen: WOW, Chen kim ki zaten

Chen: Yani, Jongin bir kez bir şey diyor ve sen yanıt veriyorsun? Ya ben? Niye HEP böyle yapıyorsun? Huh?

Yi Xing: Yine seni takmadı...

Jongin: #mutluemoji2#

Jongin: En yakın arkadaşlar olduğumuz için, değil mi, KS?

Kyungsoo: #gözlerinidevirenemoji#

Kyungsoo: Evet, sanırım

Kyungsoo: #mutluemoji1#

Chen: Hepiniz siktirin

Joonmyun: Konudan sapıyoruz

Lu Han gruptan çıktı.

Chen: Ne ?

Chen Lu Han'ı ekledi.

Chen: Neyse, ben de beşinde basit bir film gecesi düşünüyordum.

Chen: Soğuk falan filan ya.

Yi Xing: Güzel geliyor.

Jongin: Evet sevdim.

Kyungsoo: Evet.

Lu Han gruptan çıktı.

Chen: SİKTİR.

Chen Lu Han'ı ekledi.

Han: Dur!

Han: Futbl maçı izlmtye çalışıyorvm

Joonmyun: Bu önemli.

Chen: Evet.

Han: Sanki dha önce yapmadk bunu. Önceki tüm doğm günü planları konuşmalarnız saçmasapan

Han: Neye karar verdğnzi bana sylrsiniz.

Han: Güle güle.

Lu Han gruptan çıktı.

Chen: Kim olduğun sanıyor? #kızgınemoji2#

Minseok: Tek aşkı futbol, onu suçlayamazsın...

Yi Xing: Aşk demişken, birini unutmadık mı?

Chen: Kimi?

Jongin: Oh evet.

Jongin: Burada olması gereken asıl kişi

Chen: Kim?

Yi Xing: Baek'inki?

Chen: oh

Chen: OH

Chen: Lanet

Jongin: Admin sensin. Eklesene.

Chen: Bizi öldürecek.

Chen: Eklemeye korkuyorum.

Kim Joonmyun Wu Kris'i ekledi.

Kim Joonmyun Park Chanyeol'u ekledi.

Joonmyun: Tamamdır.

Joonmyun: Kris, lütfen çeneni kapat yoksa seni tekmelemekten başka çarem olmayacak.

Kris: Tamam bebeğim #barışemojisi#

Chanyeol: ???

Chanyeol: Niye son eklenen benmişim gibi hissediyorum?

Jongin: Çünkü öyle

Jongin: lol

Minseok: lol

Yi Xing: lol

Kris: lol

Chanyeol:ASJDLF;JO;FJWLEJF;LAJSDLFJOP3JFOJA;LKFLJ;SDLFJ #kızgınemoji1# #kızgınemoji2# #kızgınemoji3#

Chanyeol: #üzgünemoji1# #üzgünemoji2# #üzgünemoji3# #üzgünemoji4#

Chen: Film gecesi düşünüyoruz. Değişiklik olsun diye biraz farklı bir tür birlikte zaman geçirme etkinliği.

Chanyeol: lol

Chen: Ne?

Chanyeol: lol

Chen: Delirdi

Chanyeol: lol

Chanyeol: HAHAHA SİZİ SİKİKLER

Chanyeol: NE YAPACAĞINIZ UMRUMDA DEĞİL

Chanyeol: BAEK DOĞUM GÜNÜNDE BENİM

Chanyeol: ÇOK BEKLERSİNİZ

Chanyeol: WOO HOO

Chanyeol: ONA DOKUNMAYIN O BENİM NE PLANLADIĞINIZI ANLADIM SİKİKLER

Chanyeol: #barışemojisi# #barışemojisi# #barışemojisi# #barışemojisi# #barışemojisi# #barışemojisi# #barışemojisi# #barışemojisi#

Park Chanyeol gruptan çıktı.

Chen: Wow cidden bunu demek için gelmiş.

Joonmyun: Şaşırmadım.

Jongin: Ama beşinde kutlayacağız ... Aklını mı kaçırdı?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Chanyeol erkenden uyanmış yatağın yanındaki komodinden telefonunu hızlıca almış ve banyoya doğru parmak ucunda yürüyüp geriye doğru bakmıştı, kısa olanın yatağında döndüğünü, yüzünü yastığına gömdüğünü gördüğünde rahatladı. 

İçeri girip kapıyı kilitler kilitlemez Chanyeol özel istekleri de alan pelüş şirketini aramıştı. Geçen birkaç haftadır pembe oyuncak ayı Chan'ın ya da (Baekhyun'un dediğiyle) Chan Chan'ın büyüğünü yapacak bir şirket arıyordu, ama 'B.A.P' denilen şirket dışında hepsi reddetmişti nerdeyse. Sorun şuydu ki yapılması için birkaç yüz dolar, ek olarak yurtlarına geleceği için ayrı bir para harcamalıydı. 

Ama Baekhyun'a değerdi. 

"Seul'deki pelüş şirketi olan B.A.P ile görüşüyorsunuz. Size yardımcı olabilir miyim?" 

"Uh, ben Park Chanyeol, büyük pembe bir oyuncak ayı sipariş etmiştim ... Uh ..."  

"Oh, evet. Bugün teslim edilmesini ister misiniz?" 

"Oh, e-evet! Pop Koleji, 65 numaralı odaya!" Kişi detayları not almak için duraklarken gergince bekledi. "Lütfen öğleden önce teslim edin."  

"...Evet, pekala, yapacağız." Kadın yanıtladı. "Bu kadar mı?" 

"Evet! Yatağın yanına koyun, lütfen. Kapıyı kilitlemeyeceğim. Hepsi bu." 

"İyi günler, efendim!" Daha sonra Chanyeol telefonu kapatmıştı, nedense kalbi hızlanmıştı. Kapıyı hafifçe açıp soluklandı, dışarıya baktı. Baekhyun uyanmak üzereymiş gibi hareketlenmişti. Kendi kendine uyanmasına fırsat vermeden Chanyeol yatağa zıplamıştı, parmaklarını şimdi siyah olan buklelerden geçirmişti. Baekhyun gözlerini açtı ve şaşkınlıktan pek de erkeksi olmayan bir çığlık bıraktı. Chanyeol güldü ve yüzünü ıslak öpücüklerle yıkadı, bu süreçte Baekhyun kaçmaya çalışıyor ve 'Bırak beni...' gibi sızlanmalarla boğukça mırıldanıyordu, Chanyeol hareket etmeyip ona daha sıkı sarılınca sonunda pes etmişti. 

"Mutlu yıllara, B." Chanyeol fısıldadı, doğum günü çocuğunun alnına alnını değdirdi. Baekhyun sırıttı ve alnını ileriye itekledi.  

"Teşekkürler." Gülümsedi. Chanyeol kendini isteksizce kaldırdı ve Baekhyun'u da beraberinde çekti. 

"Hadi!" Zorladı. "Hadi gidelim!" 

"Tamam ..." Baekhyun şaşkınca banyoya sürüklenmesine izin verdi, yüzlerini yıkadılar ve dişlerini fırçaladılar. Daha sonra kıyafetlerini değiştirdiler ve sadece bir çantayla güne başladılar. 

"Nereye gidiyoruz?" diye sordu Baekhyun, yüzünde bir gülümseme vardı. Hiçbir şey komik olmasa da Chanyeol gülmüştü çünkü kısa olan çok sevimli gözüküyordu. 

"Ben ... bilmiyorum." Chanyeol itiraf etti sırıtarak. "Her yer olur, sanırım." 

"O zaman önce bir taksi tutalım." Dedi Baekhyun, elini sıkıca kavradı. "Burayı iyi biliyorum." 

"Neden sorumluluklarımızdan kaçıyormuşuz gibi hissediyorum?" Okulun girişinden çıktıklarında Chanyeol gülümsemişti ve şanslarına onların olduğu yere doğru köşeden bir taksi dönmüştü. Baekhyun elini sallasa da uzun olan onu bir bakışla durdurmuş onun yerine kendi elini sallamıştı. 

"Bu ne?" Taksi durur durmaz Baekhyun ona baktı. Chanyeol sırıttı kapıyı sevgilisi için genişçe açtı. 

"Seni görmeyebilirdi." Dedi Chanyeol, sanki ölçer gibi elini göğsünde tutarak sözlerini vurgulamıştı. Baekhyun gözlerini devirdi ve arabaya bindi, Chanyeol onu takip etti.

"Nereye?" Şoför sordu. 

"Nereye olursa." Chanyeol deli gibi güldü. Şoför rahatsızca ona baktı. Baekhyun yumuşakça kafasına vurdu. 

"Onu umursamayın, aptalın teki." Baekhyun sırıttı. Şoför kısa olanın çekiciliğiyle mest olmuş gibi gözüktü birden. "Bizi Namsan'a götürün, lütfen." Şoför dalgınca başını salladı ve sürmeye geri döndü. 

"Bana aptal diyen sen kimsin?" Chanyeol kollarını çaprazladı. "Göt deliği." 

"Aptal." 

"Göt deliği."

"Aptal." 

"Göt deliği." 

"Aptal." 

"Göt deliği."

"Aptal!" 

Uzun, uzun bir süre birbirlerine baktılar. Gözlerini kırpmadan birbirine bir on dakika baktılar, nedense bu onlar için mümkündü. Daha sonra Chanyeol'ün kaş çatması sırıtmaya dönüştü. 

"Tamam, sen bir bebeksin." Chanyeol fısıldadı. Baekhyun afallayarak şaşkınlıktan gözlerini kırpıştırdı, tüm tehdit edici bakışlar kaybolmuştu. Kısa olan Chanyeol'ün bunu demesine alışamayarak kızarınca Chanyeol kıkırdadı. 

"Bebeğim?" Chanyeol seslendi. Baekhyun somurtarak kafasını çevirirken kollarını çaprazlamıştı. Chanyeol kıkırdadı. "Bebeğim?" Baekhyun hiçbir şey demedi.

"Gördün mü? İltifatları üzerine alman hakaretten daha zor senin için." Baekhyun onu hafifçe itmişti ve gülümsemesine engel olamamıştı. 

"Aptalın tekisin." Baekhyun alayca sırıttı. 

Çok geçmeden Namsan'a vardılar ve Baekhyun onu binanın yukarısına sürükledi. 

"Buna hep binmek istemiştim." Teleferik sırasını beklerlerken Baekhyun heyecanla söylemişti. Chanyeol kısa olanı takip ederken gözlerini devirdi ve diğerleriyle teleferiğe bindi. 

"Wow, çok güzel!" Baekhyun ellerini cama yasladı ve merakla dışarıya baktı. Chanyeol kıkırdadı. 

"Kardeşin çok sevimli." Orta yaşlı bir kadın yorum yaptı, etrafta dönenlerden habersiz, hala dışarıyı izleyen Baekhyun'a bakarken gülümsemişti. 

"Evet, öyle." Chanyeol genişçe sırıttı. "Benden sadece dört yaş küçük ama bazen liseli gibi davranıyor." 

"Yeol, bak!" Baekhyun ona bir bakış atmayıp bir yeri işaret etmeden önce kolundan çekmişti. Kadın gülümsedi. "Nasıl havalı!" 

"Şu günlerde çocuklar hiç masum değil." Belirtti. Chanyeol'ün nefesi kesildi. "Ama onun gibi masum ve sevimli birini görmek bu neslin belki o kadar da kötü olmayacağını düşündürüyor." 

"Bunu görebilmenize sevindim." Chanyeol sırıttı. Sonunda birisi anlamıştı! "Kaç kişiyle yattığının önemi yok, değil mi? Önemli olan kalbi. Önemli olan ruhu." 

 Kadının gülümsemesi yüzünden silindi ve ona iğrenmeyle baktı. Kadınkafasını çevirirken ve diğer yöne doğru giderken Chanyeol şaşırarak gözlerini kırpıştırdı. Nesi var? Kendi kendine düşündü. 

"Telefonunu ver bana, Yeol." Dedi Baekhyun elini uzatarak. Chanyeol eline vurmuş, daha sonra telefonu çıkarmıştı. Kendi kendine sırıtarak Baekhyun'un fotoğrafını çekmeden önce birkaç kez ekranı kaydırdı. Kısa olan fark etti ve ona baktı. 

"Beni çekme, seni aptal!" Tısladı. 

"Dünyayı çek!" 

"Çekiyorum." Chanyeol Baekhyun'un başka bir fotoğrafını çekerken kıkırdadı. "Sen içindeysen daha güzel değil mi?" 

"Böyle garip şeyler söylemesen olmaz mı?" Kısa olan rahatsız olarak uzandı ve telefonu Chanyeol'ün elinden aldı, daha sonra fotoğraf çekmeye devam etti. 

Zirveye çıkmışlardı ve Baekhyun ile Chanyeol teleferikten inmişti. Chanyeol kadının onlardan hızlıca uzaklaştığını fark etmişti ve içten içe kadını bu kadar garip gösterecek ne dediğini merak etmişti. İçinde aslında biliyordu ama yine de, karışmayı tercih edeceği bir şey değildi. Özellikle de bugün. 

"Patates çubuğu!" Chanyeol dükkana koşarken bağırdı. "Adamım, acıktım!" 

"Daha başlamadık bile." Chanyeol ikisi için patates çubukları alırken Baekhyun etrafındaki manzaranın panoramik görüntüsünü alırken gözlerini devirdi. Döndüğünde birini Baekhyun'a uzattı. 

"Burası beni sakinleştiriyor." Dedi Baekhyun havayı koklayıp gözünü kapatırken. 

"Burası oldukça güzel, değil mi?" Chanyeol gülümsedi. "Tut." Patates çubuğunu Baekhyun'a verdi ve daha sonra kısa olandan telefonunu aldı. 

"Neden kendi telefonunu getirmedin?" Uzun olan telefonunu kaydırırken mırıldandı. 

"Çok fazla arayan var." Baekhyun basitçe yanıtladı, kendi patates çubuğunu ısırdı. 

"Engellesene." Chanyeol iç çekti. Uzun olan videoyu başlattığında Baekhyun omuz silkti. 

"Tamam! Muhabir Chanyeol konuşuyor." Baekhyun'u merkeze alırken söyledi Chanyeol. "Byun Baekhyun ile röportaj yapıyoruz. Baekhyun, doğum gününde Namsan'da olmak nasıl hissettiriyor?" Baekhyun patates çubuğundan başka bir ısırık aldı ve gözlerini devirdi. 

"Bu çok aptalca..." diye mırıldandı. 

"Baekhyun, Baekhyun! Doğum gününde böyle güzel bir yerde olmanın nasıl hissettirdiğini söyle bize." 

"Harika hissettiriyor." Baekhyun biraz garip gözükse de sonunda kendini rahatlatmıştı. "Burası gerçekten güzel ve –" 

"Bende ısıracağım." Chanyeol mırıldandı. Baekhyun konuşmayı kesti ve gözlerini kırpıştırdı. 

"Huh?" 

Chanyeol patates çubuğunu işaret etti. Baekhyun kameraya yakınlaştı ve uzun olana patatesi uzattı. Chanyeol boynunu biraz eğip ısırmıştı, daha sonra Baekhyun'a devam etmesini işaret etti. 

"Devam et." Dedi ağzı dolu bir halde. 

 "Uh...doğru. Buraya ikinci gelişim ve ilk defa bir teleferiğe bindim." DediBaekhyun, parmakları patatesin çubuğuyla oynuyordu. 

 "Peki teleferik nasıldı?" Chanyeol ileri eğildi, Baekhyun'un yüzünün herbir yerini çektiğine emin oldu. Kısa olan fark etmiş gibi gözükmüyordu.  

"Oh... İlginçti." Baekhyun'un ses tonu duygusuzdu. 

"Ne, havalı mı davranmaya çalışıyorsun?" Chanyeol Baekhyun'un gözlerine odakladı. "Orada heyecanlı bir çocuk gibiydin." Baekhyun ona baktı, ona doğru adım attı ve onu hafifçe itti.

"Röportaja daha fazla hislerini koymalısın, Bay Baekhyun." Dedi Chanyeol, kısa olanın etrafında yürüdü. "Oldukça yetenekli bir kameraman ve muhabir ile röportaj yapıyorsun ve eforunun yarısını mı kullanıyorsun sadece?" 

"Aptal..." Baekhyun mırıldandı, yanakları utançtan kızarmıştı. 

"Hadi, Baek!" Chanyeol sırıttı. " 'TELEFERİĞE BAYILDIM!' diye bağır." 

"Ne? Hayatta – " 

"Hadi, benimle yap!" Chanyeol fazla heyecanlanmamak için elinden geleni yapmayı çalıştı. Baekhyun kollarını çaprazladı ve yürümeye başladı. 

"Tanrım!" Chanyeol Baekhyun'un arkasından koşarken bağırdı, şaşırtıcı bir şekilde elini düz tutmuştu. "Buraya gel, daha bitirmedim!" Sonunda uzun olan videoyu durdurup telefonu cebine geri koyarken iç çekti. Birkaç adımda Baekhyun'u yakalamıştı. 

"Hiç eğlenceli değilsin." Dudağını büzdü. Baekhyun onu şımartmadı, hatta önündeki bir binayı gördüğünde gözlerini büyüttü.

"Hadi!" dedi ve Chanyeol'ü beklemeden binaya doğru koşmaya başladı. Chanyeol iç çekerek telefonunu çıkardı ve kendi videoya aldı.

"Şuna bakın, tam bir çocuk gibi." Baekhyun'un binaya koşuşunu çekerken söyledi. "Doğrusu, - " 

"Yeol! Hadi!" Baekhyun uzaktan bağırdı ve Chanyeol ona kızgınca elini sallayan Baekhyun'a kamerayı gösterdi. "Her zamanki gibi aptal görünüyorsun! Yani kendine bakmayı kes ve gel!" 

"Şimdi gitmeliyim. Baek'in doğum günü günlüğü 2. Sonra görüşmek üzere." Chanyeol veda edip telefonu kapattı, daha sonra kısa olanın peşine düştü. 

"Wow, kilitler!" Chanyeol etrafa bakarken nefesi kesildi. "Çok havalı!" 

Ç/N: Bilmeyenler için işte burada: 

     

"Öyle." Baekhyun Chanyeol'ün iyi bir kilit seçmesi ve alması için götürüp, avcunu tuttu. "Gerçek olmasını dilediğin ya da sevdiğin her neyse yaz." Uzun bir seçimin ardından birer tane seçtiler. Baekyun'unki yeşil, Chanyeol'ünki mavi ve beyazdı. 

"Birbirimiz hakkında hiçbir şey yazmayalım, tamam mı? İnsanlar hep bunu yapıyor çok klişe." dedi Baekhyun "Üstelik çok banal olur." 

"Olmaz ben seni yazacağım." Chanyeol sırıttı. Bir masa buldular ve yazmaya başladılar üzerine, boş elleriyle kilitlediler ve birbirlerine gizemli sırıtışlar gönderdiler. 

"Kendi adını ortaya yazdın, değil mi?" diye sordu Chanyeol. Baekhyun başını aşağı yukarı salladı. Chanyeol hızlıca adını karaladı. 

"Bitti!" İkisi de aynı anda söyledi. Baekhyun ayağa kalktı, kilidi göğsünde tutuyordu. Çok sevimliydi. Chanyeol gülümsedi. 

"Bana gösterecek misin?" Baekhyun sordu

Please Subscribe to read the full chapter
Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
No comments yet