5-İlk Öpücük

A REAL HERO [YOU]

"Anne olmak mı? Ben mi?" 

"Evet, sen?" 

Hyungwon'un sorusu ile afallayıp, sürdüğün ojeyi mahvetmiştin. 'Daha sonra düzeltirim' diyerek kendi halinde kurumaya bıraktın, bu yüzden diğer tırnağına geçtin. 

"Sanırım hayır." omuz silktin "Anne olmak herkesin harcı değil bence." 

"Ablan iyi bir anne olunca, senin de iyi bir anne olacağını düşünmüştüm." dudaklarını büktü nedensizce, hayal kırıklığına uğramış tavrına anlam verememiştin. 

"Ablam... Ah o bir istisna..." tırnaklarına biraz üfledikten sonra, anıların yüzüne yerleştirdiği gülümsemeyi bastıramayarak Hyungwon'a döndün. "Evlenmeden önce... Ablam dünyanın en çirkef ve en bencil insanıydı." 

Bunu duyan genç adamın gözleri kocaman açılmıştı. "Gerçekten mi? Benim tanıdığım noona dünyanın en sıcakkanlı ve yardımsever insanı." 

"Ya... Ne demezsin..." diyerek homurdandın. "Normalde kız kardeşler eşyalarını paylaşır değil mi? Ama bu bizde tek taraflı bir sömürü şeklindeydi. Ben onun eşyalarına dokunacak olduğumdaysa savaş çıkardı. Gece, yanında top patlasa uyanmazdı. Telefonu veya alarmı çalınca, ve tabi kapı çaldığında da, uyanıp koşan kişi ben olurdum. Kavgamız eksik olmazdı... Ona şimdi bakıyorum da... O kadar sabırlı ki... Her şeyden önce hamilelik ve doğum gibi acılı süreçlerden geçti. Siwoo daha küçükken, geceleri uyanıp onu emzirdiğini söylemişti bir keresinde. Azıcık uyanacak olup da ses çıkarsa, hemen uyanıp onu kontrol ediyor. Hastayken, açken, ağladığında... Sabırla ilgileniyor oğluyla. Onu çok seviyor. Kırk yıl düşünsem, ablamın böyle bir sevgi yumağı olacağını tahmin edemezdim." 

"Peki diğer çocuklarla aran nasıl? Bana kalırsa sadece Siwoo ile nasıl iletişim kuracağını bilemediğin için böylesiniz." 

"Çocuklar beni sever... Ben de onları... Aslında biz Siwoo'yu kız bekliyorduk. Küçük, sevimli bir kız. O zaman daha uyumlu bir teyze-yeğen olurduk bence... Resmen tüm aileyi trolledi bu küçük böcek. Son ana kadar göstermeyince... Doktor kız olduğunu düşünmüştü." 

Hyungwon tatlı tatlı kıkırdayıp, Siwoo'nun ayaklarıyla oynadı. Ona bakınca senin de gülesin gelmişti. "Gülmesene." 

"Ama komik değil mi? Düşündüm de, Siwoo doğarken bile Siwoo'luğunu yapmış." 

"Ya... Ne demezsin." gözlerini devirdin. "Sen anlat bakalım, neden baba olmak istiyorsun?" 

"Shownu hyung yüzünden." kafasını arkasındaki kanepeye yaslamıştı. Bu açıdan bakınca, yan profili manzaradan farksızdı. Burnu, dudakları, çenesi, adem elması... "O benim için çok iyi bir abiydi, ve mahalledeki tüm çocuklar için... Hep böyleydi. İlkokulda, lisede, üniversitede... Şimdi ise iyi bir baba oldu. Ona her baktığımda 'bir baba böyle olmalı' diye düşünürdüm." 

"Ablam da böyle demişti. Onu ilk gördüğü anda, iyi bir aile babası olacağına eminmiş. Belki de ablamın iyi yöndeki değişimini ona borçluyuz." 

"Çok garip değil mi? İki insanın birbirine baktığında bunları görebilmesi?" ablanın ve eniştenin aşkı senin için bir modern zaman aşk masalıydı. 

"Bilmem, bence değil?" göz ucuyla Hyungwon'a baktın. Gözleri kapalı olsa da tatlı mı tatlı bir gülümseme yerleşmişti yüzüne. 

*** 

Yüzünde gezinen küçük parmakların gıdıklaması ve buna eşlik eden kıkırtılar yüzünden uykun kaçmıştı, gözlerini açmak için büyük bir mücadele veriyordun şu anda. 

"Oh! Saklan saklan!" Hyungwon'un fısıltılı talimatları ve Siwoo'nun nefes nefese kalarak kıkırdamasına bakılacak olursa bir oyunun tam ortasındaydın. Bu yüzden gözlerini kapalı tutup, oyuna katılmaya karar verdin. Yine de merakına yenik düşerek kaçamak bir bakış atmaktan zarar gelmezdi. 

Gözlerini çaktırmadan aralayıp, kafasını battaniyenin altına soktuğu halde poposunu dışarıda bırakarak saklanan Siwoo'yu görmek seni gülümsetmişti. Elbette Hyungwon uyandığını fark etmiş ve sessizce 'günaydın' demişti. 

"Siwoo? Hadi teyzeyi öp bir kere? Bbu bbu?" 

Acaba Hyungwon'un bu küçük planı işe yarayacak mıydı? 

Siwoo, battaniyenin altından yeniden çıkmış ve emekleyerek yüzünün hizasına gelmişti. Bir teyzesine, bir de Hyungwon amcasına bakıyordu. Genç adam dudaklarını uzatarak küçük çocuğa ne yapması gerektiği hakkında ipucu veriyordu. Ancak Siwoo'nun aklı karışmış olacaktı ki, Hyungwon'un dolgun dudaklarına küçük bir 'chu' vermişti. 

"Hayır, beni değil... Teyzeni..." anlaması için parmağıyla yanağını dürtmüştü. "Bir tane öp hadi?"  
Siwoo sana saatler gibi gelen bekleyişin sonunda minik dudaklarını yanağına bastırmıştı. İşte o an kalbinde havai fişeklerin patladığında yemin edebilirdin! 

"Benim küçük böceğim teyzesini mi öpermiş!" ufaklığı kavrayıp havaya kaldırmıştın. Siwoo yakalandığı için gülüyordu, böyleyken o kadar yenilesiydi ki! Yatağa yatırıp öpücüklere boğmuştun onu, karnını öpünce gıdıklanmış ve sonrasında kaçmayı başarmıştı. Saçlarını düzeltirken, yüzünde gülümsemeyle arkasından bakakalmıştın. 

"Odana izinsiz girdiğimiz için üzgünüm." dedi Hyungwon. "Ama biliyor musun? Sabah kalktığından beri, odanın önünden geçerken kedi yavrusu gibi yüzüme bakıyordu. En sonunda bacağımdan tutup çekiştirince... Sana küçük bir günaydın sürprizi yapalım dedik." 

"Sen ciddi misin? Siwoo... Kendi isteğiyle mi yanıma geldi?" 

"Seni göremediğinde endişelenmiş gibiydi. Gözlerinin bir şeyleri aradığını söyleyebilirim." 

"Ay Hyungwon!" yatağın yanında dizleri üstünde oturan genç adamın boynuna sarılmıştın. "Hepsi senin sayende! Çok teşekkür ederim! Sen olmasaydın, aramızdaki buzları asla eritemezdik. Siwoo'dan ilk öpücüğümü aldığıma inanamıyorum!" 

"Rica ederim." o da sarılmana karşılık verdiğinde, biraz saçma bir pozisyonda olduğunu fark etmiştin. Yine de, bu sıcak kolların bedenini sarmalamasını hissetmek paha biçilmezdi. 

*** 

"Siwoo'ya banyo yaptırmamız lazım." dedi Hyungwon. "Bugün hava da güneşli hem." 

"O nereden çıktı şimdi?" Siwoo öğle uykusunda olduğu için karşılıklı kahvaltı yapma fırsatı bulmuştunuz. Sütlü ve şekerli kahveni yudumlarken sorduğun soru üzerine Hyungwon'dan 'hala ayılamadın mı?' bakışı kazanmıştın. 

"Noona sabah aradığında söyledi ama... Zaten iki gün oldu, bunu sorman garip değil mi?" 

"Ablam mı aradı? Bakıyorum da artık muhatap bile almıyor beni." 

"Erken bir saat olduğu için hala uyuduğunu düşünmüştü, haklıydı da. Böyle ufak bir hatırlatma için uyandırmak istemedim... Yani o istemedi... Ablan." 

"Ah, anladım. Çamaşır makinesi mi bulaşık makinesi mi? Yoksa kuru temizleme mi?" Hyungwon'un dehşete düşen yüzünü görünce kahkahayı patlatmıştın. "Şaka yapıyordum tabi ki. Ama bu banyo işine karışmayacağımı bilmeni isterim. Siwoo'yu normal şartlar altında zapt etmek bile yeterince zorken..." 

"Ama yardımın olmadan bunu yapamam." 

"Zorlandığın yerde kuru temizleme seçeneğini kullanabilirsin." 

"Yaaah! Çok zalimsin!" 

"Of... Pekala... Yağmurluğumu hazırlayayım bari." 

*** 

Hava güneşli olmasına rağmen odadaki elektrikli ısıtıcıyı da çalıştırmıştınız. Ablanın tarif ettiği şekilde hazırlamıştınız bebek küvetini. Henüz banyoda rahatça yıkayabileceğiniz kadar büyümediği için, salonda küvetin altına su geçirmez bir örtü sererek yıkamanız gerekiyordu. İş bölümü şu şekildeydi ; sen plastik ördeklerle Siwoo'yu oyalarken, Hyungwon onu yıkayacaktı. Pek adil bir anlaşma olduğu söylenemezdi, ancak bunun aksini sağlayabileceğinizi de sanmıyordun. 

"Hyungwon?" alnından terler süzülen genç adama baktın. "Isıtıcıyı kapatayım istersen? Çok fena terliyorsun." 

"Olmaz, hava ılık olsa da Siwoo hasta olabilir. Küçük çocuklar pek dayanıklı değiller soğuğa." elinin tersiyle terini silip Siwoo'yu soyma işine döndü. Ufaklık başta zorluk çıkaracak gibi olduysa da, Hyungwon Siwoo'yu kandırmayı bilmişti. 

"Eh o zaman sen tişörtünü çıkar? Zaten ıslanacaksın." 

Bu önerin üzerine gözlerinden kararsızlık dolu bir bakış geçmişti. Ancak bunu yapmanın pek de doğru olmadığını düşünüp vazgeçmişti. "Yok, iyiyim ben böyle." 

"Benden utanmadığını söyle lütfen. Böyle sudan bir bahane benden çekindiğini düşündürdü nedense." 

"Hayır tabi ki, sadece böyle daha rahatım." aslında utanmış olduğunu belli etmemeyi umdu. "Hadi başlayalım." 

*** 

Bir saate yakın zaman geçtiğinde, tüm inadına rağmen Siwoo'yu yıkamayı başarmıştınız. Elbette Hyungwon da bundan nasibini almıştı. Sağanak yağmurda kalsa bu kadar ıslanmazdı belki de. 

"Siwoo'yu ben uyuturum. Sen banyoya gidip bir duş al, yoksa üşüteceksin." garip bir şekilde banyo yaparken Hyungwon'a direnen yeğenin, uyurken senin kucağında olmaktan rahatsızmış gibi görünmüyordu. Emziğini tüm kuvveti ile emerken (uykuya dalmak için geliştirdiği bir yöntem olmalıydı) sana sarılmış ve baş parmağını da sıkıca tutmuştu. 

"Pekala, teşekkür ederim." 

Hyungwon banyonun yolunu tutarken, kucağında uyuklayan Siwoo'ya bakıyordun. Böyle dururken, gerçekten de onunla bir bağa sahip olduğunu hissedebilmiştin. Dudakların alnına gittiğinde, Siwoo da gözlerini yummuş ve emziğini emmeyi bırakmıştı. Bu demekti ki uykuya dalmıştı, başarmıştın. 

"Biraz böyle kalalım..." kucağındaki yumuşak ve bebek kokulu yumaktan ayrılmak istemiyordun, hele de böyle sakin ve yenilesiyken. "Sanırım, sana alışıyorum küçük böcek. Ve sanırım, sen de bana alışıyorsun..." 

Ne kadar süre o şekilde durduğunu bilmiyordun, yanında beliren başka bir hoş kokuyu alınca başını çevirmiştin. Hyungwon duştan çıkmıştı, üstünde tişört yoktu ve boynundaki havlusu ile aşırı derecede çekici görünüyordu. Islak saçlarına ve dolgun dudaklarına değinmeye gerek bile yoktu. 

"Uyumuş bizim küçük yaramaz." Siwoo'nun saçlarını okşadı. "Sana sarılmasına bakacak olursak, pek bırakmak istemiyor gibi." 

"Nedense ben de onu bırakmak istemiyorum..." 

"Kucağına çok yakıştı doğrusu... İçindeki sahiplenme dürtüsünü görebiliyorum." 

"Yalan söylemek zorunda değilsin." gülümseyerek ona baktığında, onun bakışlarında farklı bir his olduğunu sezmiştin. Huzurlu, kendinden emin ve sevgi dolu bakıyordu. 

"Dün gece sana ne dediğimi hatırlıyor musun?" diye sordu, boğuk sesi tüylerini diken diken etmişti. 

"Hangisi?" diye sordun saf saf. 

"Bence garip değil... Çünkü ben de seni gördüğümde öyle hissettim." 

Göz kırpışları kararsızlığını dışa vursa da, bu noktadan sonra geri adım atacak değildi. Dudaklarını karıncalandıran bu hisse daha fazla karşı koyamazdı. 

*** BÖLÜM SONU *** 

Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
icequeenhera
#1
Chapter 7: Ühü.. Bitti... Yeni kurgular bekliyorem yazar
icequeenhera
#2
Chapter 7: Evet fazla utanmazımdır
icequeenhera
#3
Chapter 1: Gökkuşağı kusmak ksmsksmsmmzmsm