4.BÖLÜM - Step

You're Worth Everything
Please Subscribe to read the full chapter

Yazar; leecrannie

Çeviri; SeKaism

Chanyeol'un gözünden;

"N'abersiniz?" Jongdae'nin yüksek-perdeli sesi kulağıma ulaştı, tam da öğle yemeği masasında uyuyakalmak üzereyken. Suç partnerim, Byun Baekhyun, çoktan hayaller ülkesine gitmişti ve gerçek dünyada olan uyanık beni tek bırakmıştı.

"Kes sesini... Benimle konuşma." İnledim.

Yanımdaki uyuyan oğlanı taklit ederek, kollarımı bir yastık olarak kullandım ve masaya eğildim, uyumayı dehşet bir şekilde umarak.

Ama tam bilincimin kayıp gittiğini hissettiğim anda, bir başka ses beni yine beni gerçeğe döndürmeye karar vermişti.

"Hey, uyuyor musun?"

Kafamı kaldırdım ve ona gözlerimi kısarak baktım, tekrar uykudan bölünmekten kesinlikle memnun olmayarak.

"Hayır, Jongin, hayır. Duyarsız belli bir aptalın kulağımın tam dibinde ağzını açtığı için uyuyamıyorum." Sesimdeki iğneleme ağır basmıştı, adeta ayakta uyuyacakmış gibi hissediyordum.

"Oooh. Birileri bu sabah ters tarafından kalkmış" Kıs kıs güldü.

"Daha çok, 'Birileri bu sabah yatağından kalkamamış'." Sehun düzeltti.

"Tamam, aptallar. Şimdi sesini kesebilirsiniz. Böylece ben de uyuyabilirim?" dedim sertçe, önce bana homurdandılar ama nazik olmak zorundalar.
 

Başım tekrar masaya düştü ve gözlerimin ağır ağır kapanmasına izin verdim.

"Oh, Baekhyun niye uyuyor?"

"Kyungsoooo...Cidden." Sızlandım.

"Ne? Sordum sadece." Omzunu silkti ve bir sandalye çekti.

Onu görmezden geldim ve n. defa tekrar uyumaya çalışırken, Yixing hyung bana şans vermedi.

"Chanyeol, Baekhyunla sen neden yemiyorsunuz?"

"Ne biliyorsunuz musunuz, çocuklar? İyi. Uyumama izin vermek istemiyorsunuz mu? Tamam. TAMAM. Vazgeçiyorum." dedim, bıkkınlıkla.

"Yanlış bir şey mi dedim?" Yixing hyung kafasını kaşıdı, anlamazken Sehun ve Jongin kafalarını salladı, açıkça kıvranmamdan keyif alıyorlardı.

Kyungsoo, Baekhyun'un yanına oturandı, aniden hareketlendi ve kaşıkla kafamın kenarına vurdu.

"Kes sızlanmayı, aptal. O kadar yerden, sana burada huzurla uyumayı düşündüren ne? Kantinde, cidden mi?" Gözlerini devirmeden önce söylendi.
 

"Hey, ne diye bana vuruyorsun, huh?" dedim, hafifçe vurduğu yere ovuşturarak.

"Benim tükürüğüm her yerde, sen merak etme."

"Yemeğinde boğulmanı diliyorum." Bir çocuk gibi tersledim.

"Yah!" Jongin itiraz etti, suçu üstlenerek.

"Seninle mi konuşuyorum?" dedim yüzsüzce, ondan bir bakış kazanarak.
 

Baekhyun'a baktım ve bu karışıklıkta nasıl uyuyabildiğini merak ettim. Keşke ben de uyuyabilsem...

"Cidden, Baekhyunla ben kütüphaneye gidip uyumalıydık. Neden buraya geldik ki?"

"Uhm. Yani Baekhyun zamanı bizimle geçirecek mi?" dedi Yixing hyung pirincinden bir kaşık yuttuktan sonra.

"Evet, eğer o vurup çıkartmazsa." Jongdae yorumunu yaptı.

"Burada uyuyamayan tek kişi senmişsin gibi görünüyor." Sehun ekledi.

"Dün gece ne yaptıysanız?" Jongin sordu.

"Uyuduk."

"Uyumadığınıza eminim."

"Uyuduk. Ama gecenin ortasında uyandık ve sabah 6'ya kadar video oyunu oynadık."

Hepsi de bana garipçe baktı.

"Çocuklar, Baekhyun'un iyi ellerde olduğunu sanmıyorum." dedi Yixing hyung, başını iki yana sallayarak.
 

"Tsk. Tsk." Jongdae taklit etti.

"Bu senin fikrindi, değil mi?" Kyungsoo yutkundu.

"Zavallı Baekhyun."

"Aptal Yeol'un ilgisine ona nasıl bırakabiliriz?"

"Nasıl da şanssız."
 

"Lütfen bana saldırmayı kesip dinleyebilir misiniz?" Protesto ettim.

Baekhyun'un neredeyse tekrar fenalaşacağını onlara öylece söylemeyeceğimi bildiğim için, gerçeği biraz kestim.

"Baekhyun uyandı ve geri uyuyamadı, bu yüzden ona dedim ki, 'Hey, neden bir süreliğine Pokemon oynamıyoruz?'. Ve oynadık. Ama sonradan, onun oyunda iyi olduğunu bilmiyordum, bu yüzden beni yenip durunca rekabet edesim kalmadı. Kazanmadan uyumak istemedim veeee zamanı takip edemedik."

"O halde bu gerçekten senin hatan." Kyungsoo suçladı.
 

Şükürler olsun ki, daha fazla detaya inmediler ve anlattığım gerçek hikayeyle yetindiler.

"Kazandın mı?" Yetinmeyen birisi. Sehundu.

"Hayır."

"Wow. Gerçekten aptalsın." Yüzünü buruşturdu ve homurdandı.

"Daha çok Baekhyun'a ayak uydurabilmek için." Jongin aynısını yaptı.

"Aptal." ve Jondae bana nihainde hakaret etmekten onur aldı.
 

"Tanrım, ne harika arkadaşlarım var..."


 

"Her neyse, diğerleri nerede?" onlara sordum.

"Hm. Tao muhakkak Kris hyung ile... Luhannie Minseok hyungla acilen bir projeyi bitirmesi gerektiğini söyledi....ve Junmyun hyung ise...pekala, bilmiyorum." dedi Sehun.

Beklenmedik bir anda, Yixing oturduğu sandalyesinde yükseldi, neredeyse içeceği Jongdae'ye döküyordu. "Ah! Unuttum!" Seslice yutkundu.

"Bu sefer neyi, hyung?" dedim tembelce, olağan unutkanlığına alışarak.

"Junmyun öğrenci konseyi odasına ona yemek götürmemi istemişti! Aklımdan çıktı tamamen! Zavallı Junmyunnie!" dedi deli gibi, yapması gereken yapmadan önce.

"Aw o zaman beşimiz kaldık, huh?" Kyungsoo üzgünce iç çekti.

Jongin tam ağzını açmak üzereyken, muhtemelen Kyungsoo'ya yazan bir şeyler söyleyecekti, yanımdan bir inleme duydum ve Baekhyun'un gözlerini ovaladığını gördüm.

"Şimdi altı kişiyiz!" Kyungsoo haykırdı, sesi aniden heyecanlı çıkmıştı. Tamamm, Baekhyun ne zaman çevresinde olsa, o hep heyecanlıydı.
 

"İyi uyudun mu, Baekhyunnie?" diye sordum sevimlice, sırtına masaj yaparak.

"Biraz...sen?"

"Nah, senin aksine, buradaki gürültüleri bastıramadım..."

"Gerçekten mi? O halde kütüphaneye gitmeliydik. Ya da kliniğe..."

"Bebek gibi uyuyordun. Seni uyandırmak istemedim." Kıkırdadım.

"Ama... sen ne olacaksın?" diye sordu biraz endişeyle.

"Beni merak etme. Zaten uykulu değilim." Onu temin ettim.
 

"Dedi daha önce uyumasına izin vermediğimiz için bize dırdır eden kişi..." Sehun yumurtladı, tüm masanın duyabileceği şekilde, benden bacağına bir tekme kazandı.

"Ow! Bacağın niye bu kadar uzun ki?" Sızlandı.

"Niye bu kadar boşboğazsın ki?" Taklit ettim, onun alay eden tavrını.
 

"Yeter, çocuklar. Unutmadan önce..." Kyungsoo bizi böldü.

"Neyi?" Baekhyun yumuşakça sordu, aniden biraz...çekici görünmesiyle beni biraz şaşırtarak. Kyung

Please Subscribe to read the full chapter
Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
No comments yet