10.BÖLÜM - Control

You're Worth Everything
Please Subscribe to read the full chapter

Yazar; leecrannie

Çeviri; SeKaism

Ç/N: İlginize çoook teşekkür ederim :* :* 

Vee..ve..ve.. son bir bölüm arkadaşlar TT

Chanyeol'un gözünden;
 

"Seni öpebilir miyim?"

"Hiç sormayacaksın sandım."
 

Bundan sonra tek kelime konuşmamıştık. İlk saniye öpücüğü çalınmış şaşkın bir okul kızıydım, sonraki saniye küçük değerli birini bedenime bastırmıştım---dudaklarımız iki yıl içinde ilk defa birbirini karşılıyordu.

Çok uzun zaman olmuştu. İçimde tuttuğum tüm bu hisleri çıkartmak için yalvarmıştı. Dudaklarımız sabit bir hızda dans etti ve her an göğsüme bir tekmeydi. Onu ne kadar özlediğimi fark etmiştim, yumruklar kalbime vuruyor ve göğsümden fırlamasına neden oluyordu. His baskı yapıyordu, fakat güzeldi. Akciğerinizin işlevini durduğunu düşünün ama inatçı kalbiniz beyninizi karıştırarak pompalamaya --- atmaya --- devam ediyordu. Acı veriyordu...ama bu en tuhaf zamanlar için yalvartacak bir acıydı. --- Bu kadar iyi hissettiriyordu.

Her şeyi boş vermeyi istedim, kendimi yalnızca onun varlığında, dokunuşunda kaybetmeyi...fakat bu dudakların bana güvenerek dokunduğu bir an olduğunu biliyorum.

Bu yüzden onun yerine, ona ihtiyatla sarıldım, yüzünü ellerimle kavradım ve zamanı tadının hep ne kadar da tatlı olduğunu kendime hatırlatmayla geçirerek alt dudağını ...yavaşça...emdim.

Ve bu arada da ellerini ensemden göğsüme götürmüştü, öpücüğümüz derinleşti---tutkuluydu ama bir o kadar da temkinli.

Bu sürede saçımı kavradığını hissettim, parmakları saç tellerimi yakalamıştı, dudakları hala benimkiyle kaplıyken çoktan mutfak tezgahının üzerindeydi.

Koltukta daha rahat olacağımıza karar vererek, onu kaldırdım ve yüzüm hala onunkine gömülüyken yürümeyi denedim. Ancak, bir kaç sarsak adımdan sonra, sırtı buzdolabının metal koluna çarpınca kısa ciyaklamasıyla öpücüğümüz bozuldu.

Kollarımdan kayarken yumuşak kıkırtısıyla ayrıldı. "Nereye gittiğine bak, salak."

Kahkaha attım. "Gözlerin açıkken romantik olmuyor."
 

Şükürler olsun ki, birbirimizin kafasına bir şişlik almadan salona gelirken sakarlık hünerim anı bozmamıştı. Oturur oturmaz hemen yanıma çektim, ve yüzündeki alışılmadık parıltı midemin zevkle bükülmesini sağlamıştı. Elimi kafasının arkasına kaydırdım ve saçını okşadım, o gözlerimin içine derince bakarken kendimi zapt etmeye çalıştım. Kafamı hafifçe eğdim ve burunlarımız birbirine çarpana kadar yüzümüzü adım adım yakınlaştırdım, gözlerinin kenarları kırışırken onu hayranlıkla seyretmeme izin verdi. Minik kıkırtısını her an kaçırabilirmiş gibi gülümserken dudağını utangaçça ısırdı.

Gözlerimi kapatarak, dudaklarımı onunkine değdirdim. Dudaklarımız kilitlendiğinde elini dizimde hissedince belinden tutarak daha da yakına çektim ve öpücüğümüzü derinleştirdim.

Böyle içli dışlı olalı yıllar oluyordu. O gece onun evinin önünde ona verdiğim öpücüğün ilk ve son olacağı emin olduğum bir konuydu. Yanılmaktan ne kadar mutlu olduğumu Allah bilirdi.

Bedenlerimiz daha da yakınlaşınca duyduğum kalp atışlarının kime ait olduğundan emin değildim, dudaklarımız ayrıldığında yanaklarımda nefesini hissederken...kendi kendime düşünmeye başladım.

Milyon kere, talihsiz şeyler yüzünden zamanı, hayatı ve kaderi ne kadar hor kullandığımı hatırladım. Birl

Please Subscribe to read the full chapter
Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
No comments yet