1.BÖLÜM - Moving Forward

You're Worth Everything
Please Subscribe to read the full chapter

Yazar; leecrannie

Çeviri; SeKaism

Chanyeol'un gözünden;

Byun Baekhyun.

Aşık olduğum çocuğun adı.

Hatırladığım kadarıyla biz en iyi arkadaştık, diğer 10 kişiyle de öyle, tek bir kişinin bile ayıramadığı sıkı bir dostluk geliştirmiştik. Alayı seven bir grup ve çılgın veletlerdik, fakat yarın yokmuş gibi sever; dikkat ederdik birbirimize çünkü herkes zarar görmeyecek kadar çok değerliydi.

Her şey daima yerli yerindeydi---her şey mükemmeldi.

Bu, Baekhyun ailesiyle taşınıp yurt dışına...hiçbirimize tek kelime bile etmeden...gidene kadardı.

Ona açıldığımdan, ve onun da beni sevdiğini söyledikten hemen sonra olmuştu bu. Hayatımın en mutlu anıydı, hayallerimdeki en iyi arkadaşımın, sevgilim olduğu zamandı. Onu öpmüştüm ve karşılık vermişti.

İşte bu yüzden...beni terk ettiğini öğrendikten sonra ihanete uğramış hissetmiştim. O grubumuzun neşe ve enerji kaynağıydı. Terk ettiğinde, onunla beraber mutluluğumu da almıştı ve arkadaşlarımız yüzümdeki gülümsemenin geri gelmesi için her şeyi yapmıştı. İki yıldır, onsuz normal yaşayıp, gittiğinde bıraktığı boşluğu görmezden gelmeyi başarmıştık. (çok zorla)

Ancak, şaşırtıcı bir şekilde, tam da lisemin ilk gününde, tesadüfen Luhan hyung döndüğünü öğrenmişti---tanıdığımız neşeli Baekhyun olarak değil, tamamen farklı bir kişi olarak.

O bize kendini kapatmıştı, hakaret etmişti, soğuk davranmış ve duygusuz bir sesle konuşmuştu. Beni sevdiğini bile reddetmişti. Ama nihayetinde, hepsi sadece bir yalandı(duvar/cephe) ve düşündüğümüz her şey, göründüğü gibi değildi.

Bizimle olmaktan rahatsız olduğu için hiçbirimize bir şey demeden gittiğini söylemişti, bunun sadece koca.bir.yalan. olduğunu öğrenmiştim.

İçinde bulunduğumuz karışıklığın düzelmesini için elimden gelen her şeyi denemiştim, ama yol boyunca neredeyse onu kaybetmemle sonlanacaktı. Onu intihar teşebbüsünden kurtardıktan sonra, sonunda ortadan kaybolmasının asıl nedenini itiraf etmişti, onu yalnız bırakacağımı düşündüğünü de. Korkunç bir yıkımdan sonra, bana babasının borç yığdığını, onu zorladığını, küçük kardeşini ve annesini aniden ülkeyi terk edip yurt dışına kaçtığını söylemişti. Sevimli olan babası onlara karşı kötü davranmıştı ve neticede, Baekhyun okulda da zorbalık görmüştü.

Bir gün, babası patladı ve silahını çıkardı. Baekhyun vurulmak üzereydi ama annesi onun için kurşunun önüne geçti ve evlerinde öldü. Kini onu yönetti, Baekhyun titreyen babasından silahı aldı ve ona tetiği çekip zalim adamı öldürmüştü.

Daha sonra, Baekhyun başka bir adamdan annesinin çocuğu olduğunu öğrendi, ve yapılan tüm bu hataların işlenmesi babasını tetiklemişti. Sonunda küçük kardeşi dışında annesi ve kendisine neden böyle düşmanca davrandığını anladı. Her nasılsa, halasının eziyetlerini yüzünden, her şeyin onun hatası olduğuna inanmasıyla, kendi hayatından çıkarmak istemesi onu itmesiyle sonuçlanmıştı.

Hikayesinin hepsinin bu olduğunu düşünüyordum, ama bir kaç hafta sonra bunun yanlış olduğunu kanıtlamıştım, Baekhyun'u üzerime aldığımda ve diğer herkesten uzak durduğunu bir çok karanlık sırrıyla yavaşça keşfetmiştim.

Yeme bozukluğu vardı ve o çareyi(böyle demem gerekirse) jiletlerle dolu bir kutuda bulmuştu.

İki büyük yıkımdan ve bir başka ağır intihar girişimden sonra, en sonunda gerçeklerin geri kalanını öğrenmiştim...

... değerli Baekhyun'um okulda cinsel tacize ve kuzeni tarafından tecavüze uğramıştı.

İki yıl boyunca beni terk ettiğini ve kalbimle oynadığını sanırken, o aslında bir başına acı çekiyordu...ben olmadan, en yakın arkadaşı ve sevgilisi, yanında yokken.

****

Baekhyun hastaneden taburcu olduktan üç gün sonra, benim protestolarıma rağmen okula dönmeye ısrar ediyordu.

Okulun önemli olduğu biliyorum, ama onun sağlığı söz konusuydu. Evden dışarıya çıkmasına izin vermeden önce kesiklerinin tamamen iyileştiğine emin olmak istiyordum. Ancak, o bana bir çok dersi kaçırdığımızı, özellikle kendi derslerini, söylemeye devam ediyordu, çünkü okulda burslu kalıyordu ve kaybetmeyi göze alamıyordu, durumuna rağmen.

Üzerinde biraz düşündükten sonra, bu inatçı çocuk kendini fazla zorlamayacağına dair söz verdiğinde sonunda kabul etmiştim.

"Kaçırdığımız tüm ödevleri ne yapacağız?" dedi alnındaki kaşlarını kısaca çatarken.

"Hm...sanırım bunu Kyungsoo'ya sormalıyım." Başta düşündüm, ama birden, aklıma daha iyi bir fikir geldi.

Baekhyun sadece benimle çok daha fazla zaman geçirecekti. Sevmediğim şekilde değil, yani tabiki her zaman onu yakınımda isterim ama, belki kendini saklamadan dışarı çıkma ve arkadaşlarıyla vakti harcama zamanıydı. Arkadaşlarıyla.

"Bekle, Jongin'e mesaj atayım. Onu ziyaret ederiz." dedim, telefonumda mesajlara dokunmadan önce.

"Ne? Neden evine gitmeliyiz?" Sordu, ani kararıma şaşırarak.

"Oh yapma Baek, kağıtları başka nasıl alacağız? Üstelik, onlarla zamanı birazcık harcamaktan zarar gelmez, değil mi?" dedim heyecanla onu kibarca üstünü değiştirmesi için yatak odasına iterken. Maalesef yaşadığı yıkım günü onu odadan fırtına gibi çıkarttığım odası tamamen dağılmıştı, ama o benim odamda sağ salim uyuyakaldığı diğer gün her şeyi temizlemeyi başarmıştım.

Açıkçası, önceki olaylar beni Baehyun'u tek bırakmaya paranoyaklaştırabiliyordu. Sadece bir beş dakika gözümün önünde kaybolduğunda her sefer, anında huzursuzlaşıyordum ve kalbim göğsümden fırlayacak gibi hissediyordum. Ne zaman banyo yapsa ya da üzerini değiştirse, her zaman kapının tam yanında duruyordum, tamamen kapatmadığına emin olarak.

Geçen dört günde, onu yakından takip etmek dışında başka bir şey yapmamıştım. Fark etti mi ya da bununla huzursuz mu hissediyor emin değildim ama bu zamana kadar henüz sözü bile geçmemişti, korumamı engellemek gibi bir düşüncem yoktu.

Onu yine kaybedeceğim hissine katlanamıyordum.

****

Gündelik kıyafetlerimizi giydiğimizde, tek elini tuttum ve bodrum otoparkındaki arabama götürdüm onu, yüzümde heyecanlı bir gülümseme vardı.

Cebimdeki telefon titrediğinde motor çalışmaya başlamıştı. Telefonu aldım ve Jongin'den yeni bir mesaj gördüm.

Kimden: Jongin

6 gündür kayıpsın ve aniden evime geleceğini mi söylüyorsun?? >_>

Hayıra ne dersin?

"Tsk, bu göt deliği." mesajı okuduktan sonra mırıldandım.

Kime: Jongin

Ezik. Senin tartışmaların gereksiz.

Geliyorum, bu yüzden sen ve Kyungsoo evde olsanız iyi olur! :*

MWAH!!! görüşürüüzz :***

Kıkırdadım ve 'Gönder'e bastım.

Baekhyun'a baktım, merakla bana bakıyordu, ve motoru çalıştırıp sürmeden önce ona göz kırptım.

"Onları rahatsız etmeyeceğimizden emin misin?" Sordu.

"Psh, tanıyorsun onları Baek. Ne zaman canımız istese hep söze atlarız. Şikayet ederlerse şayet, sadece onlara iyi bir yiyecek ver ve çenesini kapatsınlar." dedim, hafifçe gülerken.

"...peki." Mırıldandı.

Hala içine kapanık ve benimle konuşurken bile rahatsız göründüğünü fark etmiştim. Sevgi dolu dokunuşlarımı, ona sarılışımı ya da elini tutuşunu ya da yanağını öpmemi umursamıyordu, fakat oldukça mutsuz görünüyordu. Düşündüğü şey hala onları rahatsız edeceğimizse eğer -ki ben birazcık bile düşüncesine hoşlanmasam da-, hala onu anlıyorum. Sadece bir kaç gün önce taburcu olmuştu ve duygusal kararsızlığını atlattığı ---yada bir ihtimal atlattıracağı---nın tamamen farkındaydım. Daha iyi olmasından başka bir istemiyordum...daha iyi hissetmesinden.

Aceleye getirmek istemiyordum. Biliyorum, zamanla, ulaşacağız.

Yol boyunca tam yanında olacağım.

****

Elimiz boş gidersek Jongin'den sinir bozan bir azar yiyeceğimi bildiğim için, yakınlarda bir kafede ikisine bir şey almak için durmuştuk.

Kekleri ve cam raftaki hamur işlerini gözümle tarasam da onlara ne alacağıma karar veremedim. Yardım için Baekhyun'a döndüm.

"Hey Baek, Kyungsoo ve Jongin ne ister ki?"

"En sevdikleri al yalnızca." Anında cevap verdi.

"Huh? Bilmiyorum ama..." Mırıldandım, hala raflara bakarken.

"Çilekli kurabiye ve yaban mersinli cheesecake." dediğini duydum.

"Ne?"

"Kyungsoo'nun en sevdiği çilekli kurabiyeyi ve Jongin'in yabanmersinli cheesecake'ini." dedi bana, sanki dünyanın en bariz gerçeği gibi.

"Nerden biliyorsun?" Ona sordum.

"Hala hatırlıyorum. Önceden orta okuldayken, okuldan sonra hep bunu yerlerdi."

Böyle küçük detayları hala nasıl hatırladığını anlayamıyorum. Sanırım, o zamandan beri, hep arkadaşlara daha çok dikkat eden biri ...hep daha düşünceli olduğu biri...daha önemseyen biri olduğu için.

Baekhyun'un aksine, ben bu ikisinden hiç ayrılmadım ama ben bile en sevdiği keklerin ne olduğunu bilmiyordum.

Biliyordum, önceden ona kandığım için gerçekten aptaldım, bizi etrafında istemediğini ve bizi uzun zaman önce önemsemeyi bıraktığını söylediğinde. Baekhyunnie asla böyle yapmaz.Hepimiz onun arkadaşı olduğu için çok şanslıyız ve neredeyse onun gitmesine izin vermemiz bizim aptallığımızdı.

Kıroca gelebilir, ama o dükkanda satılan tüm keklerden daha da tatlı.

****

Kafeden dakikalarca sürüşten sonra, sonunda Jongin ve Kyungsoo'nun evine varmıştık.

Ancak, arabamı park ettiğimde ve inmeye hazırlandığımda, Baekh

Please Subscribe to read the full chapter
Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
No comments yet