1. Bölüm

Shoelaces
Please Subscribe to read the full chapter

Bazen, Baekhyun kaderin onu uyarması gerektiğini düşünüyordu, ya da en azından bir işaret vermesi gerektiğini; önüne bak ya da herhangi bir şey, yani onu mecazi olarak kasıklarından tekmeleyip gelinini alıp kaçmadan ve onu orada yalnız, şaşırmış ve ağrıyan bir kasıkla bırakıp gitmeden önce en azından uyarabilirdi.

Aslında, uyarsaydı da Baekhyun büyük ihtimalle aynı tepkiyi verirdi, çünkü, lanet olsun, bunun için hazır değildi.

Kim onu böyle bir tepki verdiği için suçlayabilirdi ki? Böyle bir şeye daha sakin bir şekilde tepki vermek zorunda değildi. Aslına bakarsanız normalde bir insanın verebileceğinden daha normal bir şekilde tepki vermişti.

Ama şimdi, odasında yalnız, kapıya yaslanmış, bütün o koşmadan sonra kızarmış yüzünden aşağıya ter damlaları akıyordu, pişman olmuştu ve suçluluğun yükü omuzlarında ağırlaşmaya başlamıştı, dizlerinin bağı çözülmüştü. Ve kusmak üzereydi.

Ne gariptir ki, daha kötü olacağını düşünmüştü.

-

Her şey bir kaç dakika önce olmuştu.

Her zamanki yerlerinde takılıyorlardı; futbol sahasının önünde ki merdivenlerde, otomatın tam yanında (asla para üstü vermediği için lanetli olduğu konusunda dedikodular vardı.) ve ofis binasının yanındaydı. Hava kararmak üzereydi, gökyüzü turuncunun büyüleyici bir tonuna boyanmıştı. Kuşlar çoktan çıkarabildikleri kadar çok ses çıkararak ağaçlardaki yuvalarına doğru uçmaya başlamışlardı.

Baekhyun kuşlar hakkında sızlanmanın ortasındaydı, uyumaya gidecekl

Please Subscribe to read the full chapter
Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
No comments yet