üçüncü bölüm

Dance For Me

Kyungsoo hızla çalışma odalarına gitti. Piyanonun kapağını kaldırdı ve gözlerini kapatarak sakin bir şekilde http://youtu.be/3CdKrA3viNw çalmaya başladı. Etrafdakilerin hepsi birden dönüp ona baktılar. Bu Kyungsoo'nun en çok değer verdiği parçaydı ve onu sadece en iyi ve en kötü zamanlarinda çalıyordu. Şimdi herkes bu müziğin çalınmasının altında yatan sebebi düşünüyordu. Başkanın sinirlenmesi hepsinin en son isteyeceği şeydi. Ellerindeki işleri bir kenara birakıp kocaman olmuş gözlerle onu izlemeye başladılar. Küçük parmaklarını her defasinda hareket ettirdiginde hayranlıkları bir az daha artıyordu. Yutkunmayı bile unutmuşlardı.
Kyungsoo az önce olanları hatırlayınca gözlerini tekrar açtı ve deli gibi tavana bakmaya başladı. Parmaklarını sert bir biçimde hareket ettirerek kendinin de digerlerinin de daha fazla heyecanlanmasına yol açıyordu. Gözlerini tavana dikmiş ve sersemlemiş bir şekilde çalmaya devam ediyordu. Nefesinin kesildigini ve kalp atışlarının normalden daha hızlı attığını hissedebiliyordu. Nihayet sinirinin yavaş yavaş yatıştığını hissetti ve çalmayı durdurdu. Gözlerini tavandan çekti. Ellerine baktı. Parmaklarının üzerinde kan lekelerini gördü. Olanları hatırladı. Jongin'e, sevimli bir kardeş olarak gördügü Jongin'e yumruk attığını hatırladı. Yeniden hızlı hızlı nefes almaya başladı. Gözleri yuvalarından fırlayacak gibiydi.
Digerleri onun bu durumundan rahatsız olmaya başlamışlardı. Hala birer heykel gibi dikilip öylece ona bakıyorlardı. Sinirden köpürdügünü anlamışlardı. Sessizligi bozan kişi Chanyeol oldu. Abisine doğru bir kaç adım attı. "Hyung sen iyi misin?" diye titrek bir sesle sordu. Kyungsoo kardeşınin sesiyle irkildi. Başını yukarı kaldırdı ve gözleri yaşla dolmuş uzun boylu oğlana baktı. Sinirlerine hakim olması gerektigini anladı. Yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirdi ve "Önemli bir şey yok. Sadece bir arama aldım ve bir az fazla tepki gösterdim galiba... Özür dilerim." diye devam etti. Chanyeol kirpiklerini kırpıştırarak burnunu çekti ve geniş bir gülümsemeyle abisine baktı. "Ahh neyse korkuttun bizi hyung, hadi yardım et bize yalnız başımıza yapamıyoruz. Heyy bu arada Kai nerde? Onu aramaya gitmemiş miydin?" diye sordu Chanyeol. "Onu aramaya gittigimi de kim söyledi? Ben s-sadece..bir işim vardı o k-kadar." diye heyecanla cevapladı Kyungsoo.


"Heyy Kai noldu sana dudagın neden kanıyor?" diye Sehun heyecanla kapıda duran Kai'in yanına koşturdu. Digerleri de etrafına toplandı. Kai"Merak etmeyin çocuklar kötü bir şey yok sadece tuvalette ayagım kaydı ve düştüm. Düşerken musluğa çarptım. O kadar..." dedi ve gülümseyerek geçiştirdi. Kyungsoo da digerlerini şüphelendirmemek için ayaga kalktı ve küçügüne yaklaştı. Kai ona doğru gelen Kyungsoo'yu görerek geri adım attı. Kafasını aşağıya indirdi ve gözlerini ayaklarına dikti. Kyungsoo derin bir nefes aldı "Düştün demek ha? Tamam iyi değilsin herhalde. Gel seni eve bırakacağım" dedi ve "Siz de devam edin çocuklar. Ama ders saatini unutmayın arayıp kontrol edeceğim" diye devam etti. "Hyung sana yardim edeyim-" diye yardıma koştu Sehun. "Ahh hayır ben ilgilenirim. Siz işinize bakın" diyerek sahte bir gülümsemeyle cevap verdi Kyungsoo. Bir elini Kai'nin beline sardı ve ilerlemeye başladılar. Kai hala şaşkın bakışlarla Kyungsoo'ya bakıyordu. Onun neden böyle davrandığıyla ilgili hiç bir fikri yoktu. Ona karşı olan kaba davranışından sonra nasıl hiç bir şey olmamış gibi davranıyordu?
Kyungsoo küçügünü arabaya oturması için itti. Jongin kafasını kaldırıp yeniden ona baktıgında yüzündeki o ürkütücü gülümsemeyi gördü ve korkudan titredigini hissetti. Kyungsoo'nun aklından neler geçiyordu? Onu hiç böyle görmemişti. Kyungsoo onu yeniden itti ve "GEÇ VE OTUR SENİ PİSLİK!!" diye bagırdı. Gözleri sinirden kıpkırmızı olmuştu. Kai o kadar korkmuştu ki tek kelime bile etmeden büyügünün emrine uydu. Ürkek adımlarla yürüdü ve arabaya bindi. Kyungsoo kapıyı arkasından sert bir şekilde kapattı ve hızla şöför koltuguna geçip oturdu. Gaza bastı ve yüzüne tekrar o şeytani gülümsemeyi takındı. Hızla büyük evden uzaklaştılar. Nerdeyse 45 dakikalık bir yolculuktan sonra şehirden çok uzaklaşmışlardı. Ormandaki yolda lerliyorlardı. Yol boyunca Kai sesini bile çıkaramamıştı. Kyungsoo da tek kelime konuşmamıştı. Bir kaç dakika sonra küçük bir eve vardılar. Kyungsoo arabayı evin önünde durdurdu ve "İn!" diye emir verdi Jongin'e.
Kai hala neler oldugunu anlayamıyordu. Yavaş yavaş eve dogru ilerledi. Kyungsoo hızla önden yürüyüp kapının kilidini açtı ve küçük olanı içeri çekti. Daha sonra kapıyı tekrar kilitledi. Ev karanlıktı. Ama Kyungsoo ışıkları açma geregi duymadı. Her taraf beyaz çarşafla kapalıydı. Pencerelerde koyu renkli perdeler vardı. Kai bir an önce o ürkütücü evden gitmek istiyordu ama Kyungsoo'nun onu bırakmayacağını anlamış gibiydi. 

yazarlar: @regalEXO @lagneia

Like this story? Give it an Upvote!
Thank you!

Comments

You must be logged in to comment
Imzelosbaby #1
Şok oldum Türkçe o.o :D hikayeni okumaya baslayacağım hemen :D